ABD Başkanı Barack Obama, geçtiğimiz günlerde Afganistan'a 30 bin asker daha gönderilmesi gerektiği görüşünü dile getirdiği konuşmasında, işgalin gerekçesi olarak "Taliban'la işbirlikleri sayesinde Afganistan'ın halen El Kaide için bir güvenli bölge" olmasını göstermişti. İlk olarak ABD istihbarat raporlarında Afganistan'da 100'den az El Kaide militanı kalmış olmasına işaret edilerek "1 El Kaide militanı için 300 milyon dolar ve 1000 ABD askeri gönderiliyor" denilmişti.

ABD Savunma Bakanı Robert Gates de Obama'nın savunmasını destekler biçimde iki örgütün, birbirilerinin başarılarından yararlandıklarını söyledi. Ancak ABD istihbarat raporları, Taliban ve El Kaide arasında 2007 yılında Pakistan'ın başkenti İslamabad'da Kızıl Cami'ye yapılan saldırıdan sonra ciddi bir gerginlik oluştuğunu ortaya koyuyor.

Geçen yıla kadar Taliban'ı çok yakından takip eden iki eski anti-terör istihbarat uzmanı, Gates'in Taliban ve El Kaide'nin ideolojik olarak birleştiğine yönelik görüşünü desteklemiyor. CIA'in eski operasyon şeflerinden Arturo Munoz “Bu iki örgütü birbiriyle eş görerek çok ciddi bir yanlış yapıyoruz. Taliban'ın amaçları El Kaide'ninkilerle aynı değil. Taliban ve Pakistanlı komutanlar arasında pazarlıklar yapıldığı biliniyor. Taliban'ın liderlik konseyi olan Ketta Şurası'nın da zaten bu nedenle Ketta'da bulunduğu çok açık” diyor. Bir diğer istihbarat uzmanı Rick Nelson da El Kaide ve Taliban arasında 2001 yılına kadar süren ilişkiyle o zamandan bugüne gelen ilişkilerin birbirinden çok farklı olduğunu söylüyor. Nelson, “Taliban, Amerika'ya saldırmak isteyen değil, Afganistan'ı şeriat kurallarına göre yönetmek isteyen ulusalcı bir örgüt. El Kaide'nin camiye düzenlediği saldırı ve ardından gelen Taliban'ın, El Kaide'nin Pakistan'daki cihatçı çalışmalarına karşı tepkisi yetkilileri bu birbirinden çok ayrı iki yol konusunda ikna eden şeydi zaten” diyor. Yine bu konuda çalışma yürüten diğer araştırmacılar da, Taliban ve El Kaide arasındaki mesafenin daha da açıldığını, Taliban ulusalcı bir çizgide giderken, El Kaide'nin cihat anlayışıyla yola çıktığını vurguluyor.

ABD istihbaratçılarının ve "terör uzmanlarının" görüşleri, ya Obama'nın bu görüşlere inanmadığına, ya da Obama'nın konuşmasındaki argümanların lafta kaldığına ve ABD yönetiminin böyle düşünmemesine rağmen adımını haklı göstermek için bunları dile getirdiğine işaret ediyor.

(soL - Dış Haberler)