Suriye'de islamcı gruplar şeriat devleti peşinde

Suriye Ulusal Koalisyonu'nun uluslararası alanda Suriye halkının "meşru temsilcisi" olarak tanınması devam ederken, Suriye'deki islamcı gruplar, Halep'te tek taraflı olarak islam devleti ilan ederek koalisyon planlarını reddettiler.

Russia Today'in haberine göre, askeri üniformalar giymiş 13 islamcı grubun temsilcileri, bir video mesajı yayınlayarak "batının bir aracı" olarak ifade ettikleri koalisyonu reddettiklerini açıkladılar. Gruplar arasında öne çıkan El Kaide bağlantılı Jabhat al-Nusra militanları, Halep'teki bombalı saldırıların sorumlusu ve saldırıların lider grubu olarak biliniyor. Okunan açıklamanın dikkat çekici kısmı ise şöyle: "Suriye içindeki bizler yerine dışarıdan dayatılan konsey ya da koalisyon planlarını reddetmek ve mutlak bir islam devleti kurmak konusunda aramızda bir uzlaşma sağladık".

İslamcı grupların açıklaması, Suriye'de mücadele etmekte olan tüm grupları birleştirecek ve temsil edecek bir çatı örgütü olan ve ABD-Avrupa tarafından desteklenen Suriye Ulusal Koalisyonu'nun uluslararası alanda giderek tanınmaya başladığı günlere denk geldi. Ancak yeni ulusal koalisyonun uluslararası tanınırlığı artarken, Suriye'deki meşruiyeti konusundaki kuşkular da büyüyor. "Bu koalisyondakilerin kimler olduğunu bilmiyoruz, Suriye'de herhangi bir kontrolleri yok, buna rağmen batı koalisyonun bizi temsil ettiğini iddia ediyor" şeklinde konuşan Syria Tribune editörlerinden Ali Muhammed, "Koalisyon'un Suriye'deki grupları kontrol edebileceğini ve tüm isyancıları tek bir bayrak altında toplayabileceğini sanmıyorum" diyerek, Suriye muhalefeti içerisindeki çatlağa dikkat çekti.

Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, radikal unsurların ılımlı muhaliflere saldırmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, "Suriye'de mutlak ve islamcı bir devlet isteyenlerin olayları bu şekilde değerlendirmesi bizi şaşırtmadı" dedi. ABD başkanı Obama da, koalisyonun demokratik, kapsayıcı ve ılımlı bir Suriye modeline bağlılığını görmek için zamana ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

ABD'nin Suriye'deki kimyasal silahların radikal islamcı grupların eline geçmesinden tedirginlik duyduğunu belirtmesine karşın, Koalisyon'un aynı gruplarla ilişkisini devam ettirmesi de kafalarda soru işaretleri yaratıyor. Radikal islamcı grupların silahlara, paraya, iletişim imkanlarına ve her tür lojistik desteğe sahip olduğunu belirten Ali Muhammed, "Müslüman Kardeşler koalisyonun önemli ortağı olmasına rağmen, koalisyonu reddeden islamcı gruplara destek veren de aynı Müslüman Kardeşler" diyerek ortadaki çelişkili duruma işaret ediyor. Suriye Ulusal Koalisyonu'nun başına geçirilen Muaz El Hatib'in Kahire'den yaptığı açıklamada da islamcı gruplarla temasın devam ettiği belirtilmiş ve "Suriye halkının çıkarları doğrultusunda islamcı gruplarla gerçekleştirilen muazzam işbirliğinin devam edeceği" vurgulanmıştı.

Suriye muhalefeti içerisindeki çatlağın ABD'nin planları dışında olduğu iddiası ise, bu gelişmeler karşısında pek inandırıcı olamıyor. Koalisyon dışında kalan ve Suriye rejimine yönelik şiddet eylemlerine devam eden radikal islamcı grupların, ABD ve Koalisyon'un işine yaradığı söylenebilir. Zira bu tür bir radikal islamcı kanadın varlığı sayesinde, Suriye'de gerçekleştirilen katliamların ve insanlık suçlarının üzerine atılabileceği bir aktör ortaya çıkmış oluyor. Bu yolla, ABD Suriye'de gerçekleşen ve uluslararası anlaşmalarla suç olarak saptanmış birçok saldırının sorumlusu olmaktan da kurtulma fırsatı buluyor. Dolayısıyla, ABD ve batılı devletlerin desteklediği Koalisyon'un yanı sıra, radikal islamcı grupların varlığı da Suriye'ye yönelik emperyalist stratejinin bir parçası olarak görünüyor.

(soL - Haber Merkezi)