Suriye muhalefetinde liderlik kavgası

Suriyeli muhaliflerin parçalı ve güven vermeyen yapısı, Esad sonrasına dair itibarlarını zayıflatıyor. Henüz bir liderden yoksun bulunan muhaliflere tavsiye edilen ise, bir an önce karizmatik ve toparlayıcı bir lider bulmaları.

İngiliz The Guardian’ın haberine göre, Suriyeli muhaliflerin karşı karşıya oldukları en ciddi sorun, kendi aralarındaki çekişmeler. Muhalifler içinde iktidar kavgasının itibar ve güven kaybına neden olduğunun altını çizen haber, etki ve güç sahibi bir lider tarafından toparlanacak muhalefet hareketinin ihtiyaç duyduğu itibarı kazanacağını ifade ediyor.

SUK’ta çekişmeler ve itibarsızlık
Suriye’ye dair diplomatik formüller uygulanma alanı bulamadan ortadan kalkmaya devam ediyor. Annan planı ve Cenevre toplantısında dile getirilen geçiş hükümeti formüle de bunlardan biri. Fakat söz konusu formüllerin başarısızlığa uğramasının en önemli nedeni, Suriye Ulusal Konseyi içerisinde yaşanan çekişmeler ve görüş ayrılıkları.

Bu çekişmelerin derinliği geçtiğimiz günlerde bir kez daha ortaya çıktı. Kürt liderlerden Abdulbasid Seyda, gelen tepkiler üzerine Yemen’de olduğu gibi geçiş sürecine liderlik etmek üzere, Esad’ın iktidarı kendi yönetiminden bir başka kişiye devretmesini kabul ettiği yönündeki iddiaları reddetmek durumunda kaldı.

SUK ise, geçen hafta yaşanan ve Esad’ın en yakın çalışma arkadaşlarının öldürüldüğü bombalı saldırıdan sonra BM’nin Annan planını kabul edemeyeceklerini belirtti. Müslüman Kardeşler’e yakınlığıyla bilinen SUK üyesi Obaida Nahas, geçiş sürecinin başlamış olduğunu belirterek, “Esad artık ülkeyi birkaç hafta önce yönettiği gibi yönetemiyor. Suriye’deki yeni gerçeklik budur. Güç dengesi değişmiştir” dedi.

SUK liderleri ise, çok kısa zamanda Suriye topraklarında, Libyalı muhaliflerin Bingazi’de yaptıklarına benzer bir üs kuracaklarını ileri sürdü. SUK ayrıca, ÖSO’nun eylemleri konusunda sürekli bilgi akışı sağlamak için bir veritabanı oluşturacaklarını, bu sayede Selefi grupların eline geçen silah ve paranın devamının sağlanacağını da açıkladı.

Ulusal Koordinasyon Bürosu’ndan Kalaf Davud ise, Seyda’nın gerçek karar verici olmadığını ileri sürdü. Abdulbasid Seyda ve selefi Burhan Galyun’un sadece birer piyon olduğunu söyleyen Davud, SUK’u herhangi bir demokratik temele sahip olmayan İslamcıların yönettiğini, Suudi Arabistan’ın ve Türkiye’nin işleri karıştırmaya çalıştıklarını ve ABD’nin de buna destek olduğunu, fakat bir diktatörlüğü başka bir diktatörlükle değiştirmek istemediklerini ifade etti.

Bütün bu tartışmalar sürerken, SUK hala ciddi bir itibar sorunuyla karşı karşıya. Liberaller ve İslamcılar, Araplar ve Kürtler ve silahlı mücadeleyi reddeden Şam merkezli Ulusal Koordinasyon Bürosu gibi gruplar arasındaki bölünmeler sonucunda, birçok önemli isim geriye çekilmiş durumda. Bu ayın başlarında Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleşen muhalifler konferansında çıkan yumruklu kavga da, mevcut görüş ayrılıklarının derinliğini gösteren örneklerden biri.

Liderliği kim kapacak?
Esad karşıtı grupların bir araya geldiği en büyük koalisyon olan Suriye Ulusal Konseyi sekreterliğinin perşembe günü Katar’da yaptığı toplantıda, önde gelen muhaliflerden Riyad Seif’in isminin liderlik için öne çıktığı duyulmuştu.

Fakat son günlerde, Esad’ın yakın çevresinin en önemli üyesi olan General Manaf Tlass’ın adı da liderlik için anılmakta. SUK yetkililerine ve yabancı diplomatlara göre, Tlass’ın Suriye ordusunu sağlam ve bir arada tutabilmek için, Mısır’dakine benzer bir yüksek askeri konseyin başına getirilmesi gündemde.

İstifasından sonra yaptığı ilk açıklamada Tlass muhalefeti birleşmeye çağırmış ve orduyu Esad’ı terk etmeye davet etmişti. Sünni kimliğini parlatmak için Mekke’ye gidip hacı olan Tlass’ın muhalefette bir rol oynamasını isteyenler arasında Suudi Arabistan, Fransa ve Rusya da var.

Özgür Suriye Ordusu’na katılan ilk generallerden olan Mustafa El-Şeyh de Tlass’ı desteklediğini belirtmişti. Fakat kısa süre öncesine kadar Esad rejimiyle çok yakın bağlara sahip olan Tlass için şiddetli itirazlar da gündemde. Analist Rime Allaf’a göre Tlass, muhalefete ya da Suriye halkına değil, ordu içindeki çalışma arkadaşlarına çağrıda bulunuyor. Diğer yorumlarda da, Tlass’ın isminin, tıpkı Hafız Esad’ın Savunma Bakanlığı’nı yapmış olan babası gibi, kişisel geçmişiyle kirlenmiş olduğu vurgulanıyor.

Buna rağmen, SUK’un yaşadığı itibarsızlık ve güvensizlik sorunun aşmak için, etkili ve güçlü bir liderin, tüm tarafları bir arada tutabileceği yönünde yorumlar duyulmaya başlandı. Lübnanlı yazar Karl Şarro, muhalefet içinde yeni bir durumun oluşabileceği ve SUK’un kendi içinden çıkaracağı bir liderden daha güvenilir ve saygın bir ismin öne çıkabileceğini belirtti.

Birçok yorumcu açısından ise, SUK Esad’ın görevden ayrılmasından sonra çökmeye ve yok olmaya mahkum. Üstelik yabancı ülkelerin Suriye konusundaki beklentilerinin farklı olması da SUK’un yapısını zayıflatmakta. Örneğin Fransa, geçmişten gelen bağları nedeniyle yakın bir ilgi gösterdiği Suriye’de geçiş hükümeti formülü için ağırlık oluşturmaya çalışıyor. Aynı zamanda Tlass’ın kaçışında da Fransa’nın istihbarat servisinin yardımcı olduğu biliniyor.

Öte yandan İngiltere ise, Esad sonrası dönemin yönetilebilirliği konusunda endişeli. İngiliz yetkililer, geçiş hükümeti için bir araya gelmenin en önemli unsur olduğunu belirterek, bir hükümet oluşturmanın kişiler üzerindeki ayrılıkları ve iç tartışmaları bitireceğini, halihazırda SUK içinde birçok ayrım bulunduğunu ve muhalefete itibar kazandırmanın zorunlu olduğunu belirtiyorlar.

Liderlik yarışında Tlass’ın öne çıkmasının ardından, Tlass Türkiye’ye de bir ziyaret gerçekleştirdi. Türkiye’ye gizlice gelen ve yoğun güvenlik önlemleriyle karşılanan Tlass, Ahmet Davutoğlu’yla iftar yemeğinde görüştü. Yemekte Tlas, Suriye’de ordunun yapılanması, insan ve silah gücü, kimyasal silahların mevcudiyeti ve korundukları yerler, Esad’a sadık özel kuvvetlerin yapılanması ve faaliyetleri hakkında detaylı bilgileri Ankara’ya aktardı.

Suriyeli muhaliflere birleşme çağrısı yapan Tlass, kendisine biçilen rolü kavradığını da göstermiş oldu. Bu haliyle, Suriye’de Esad sonrası kurulacak olan geçiş hükümetinin başkanlığı için en güçlü adayın ortaya çıkmış olduğu da söylenebilir. Fakat Tlass’ın, derin ayrılıklarla bölünmüş Suriyeli muhalifleri nasıl birleştireceği hala cevaplanmamış bir sorun olarak duruyor.

(soL - Haber Merkezi)