Sovyetler Birliği'nde 19 yıl önce...

19 yıl önce Sovyetler Birliği'nde bugün, çözülüşü engellemek için 19 Ağustos'ta yönetime el koyan Sovyet önderleri bu iradelerini 21 Ağustos'ta geri çekmişler, “darbe” girişimi sonuçsuz kalmıştı. Bu girişim, Sovyetler Birliği'nin son şansı olarak tarihe geçmişti.

Sovyetler Birliği'nde 19 yıl önce, çözülüşü engellemek için kurulan Devlet Olağanüstü Hal Komitesi (DOHK) 2 gün boyunca yönetime el koymuş ve SSCB Başkanı Mihail Garbaçov'un yetkilerini yardımcısı Genadi Yanayev'e devretmişti. 21 Ağustos'ta bu girişimin başını çeken KGB Şefi Vladimir Krıyuçkov tutuklanması ve Sovyet Savunma Bakanlığı'nın kuvvetlerini Moskova'dan çekmesi ile “olağanüstü” süreç sonlanmıştı.

Emperyalizm ve Sovyetler Birliği'nin çözülüş sürecini güçlendiren içerideki Rusya Başkanı Boris Yeltsin gibi karşı-devrimci aktörler ise 21 Ağustos'ta DOHK'nın yönetimden çekilmesini demokrasinin zaferi olarak selamlayacaklardı.

19 Ağustos'ta “darbe” gerçekleşiyor
Sovyetler Birliği'nin 1987 yılından sonra benimsediği glasnost ve perestroyka politikalarıyla girilen çözülüş sürecini durdurmak isteyen Soyvet önderleri, 19 Ağustos 1991'de yönetime el koyarak, bir “darbe” gerçekleştirdiler.

Garbaçov'un iktidarını sınırlandırmak ve Sovyetler Birliği'nin otoritesini yeniden kazandırmak isteyen bu önderler, Devlet Olağanüstü Hal Komitesi'ni (DOHK) oluşturdular. DOHK içerisinde, KGB Şefi Vladimir Krıyuçkov, SSCB Başbakanı Valentin Pavlov, SSCB Savunma Bakanı Dimitri Yazov, SSCB İçişleri Bakanı Boris Pugo, SSCB Köylüler Birliği Başkanı Vasili Starodubtsev, SSCB Yüksek Sovyeti Başkanı Anatoli Lukyanov, SSCB Savunma Konseyi birinci başkan yardımcısı Oleg Baklanov, SSCB Devlet Sanayi Birliği Başkanı Aleksandr Tizyakov, Politbüro üyesi Oleg Şenin, Kara Kuvvetleri Komutanı Valentin Varennikov, KGB'nin iki başkan yardımcısı Viktor Gruşko ve Geni Ageyev ile KGB Generali Vıyaçeslav Generalov yer alıyordu.

1991 yılında Ağustos ayına gelene kadar, SBKP içerisinde Garbaçov'a ve politikalarına karşı muhalefet çeşitli şekillerde kendini ortaya koymuş, hatta Nisan 1991'de Merkez Komitesi'nde yapılan bir oylama ile Garbaçov'u görevinden almaya dahi çalışmıştı. Muhalefetin Garbaçov ve yandaşlarını siyaseten etkisizleştirme girişimleri de sonuç vermeyince, geriye yönetime el koymaktan başka çare kalmamıştı.

Garbaçov'un Rusya Başkanı Boris Yeltsin karşısında yenilgiyi ve dayatmaları tavrına karşı çıkan DOHK üyeleri, Garbaçov'u 18 Ağustos öğleden sonrası Kırım'a bağlı Foros'taki yazlık evinde ikna etmeye çalıştılar. Baklanov, Tizyakov, Şenin, Varennikov ile Garbaçov'un başdanışmanı Valeri Boldin ve Garbaçov'un kişisel güvenliğinden sorumlu birimin şefi Yuri Plehanov'un bulunduğu görüşmede Garbaçov'dan yönetimi SSCB Başkan Yardımcısı Genadi Yanayev'e devretmesini istediler. Yanayev'in devletin çözülüşünü engellemek için sıkıyönetim ilan edeceğini belirten temsilciler, Başkan'ın bu öneriye kabul etmesini bekliyorlardı. Ancak Garbaçov bu öneriyi kabul etmeyince, “darbe” için süreç işlemeye başladı.

Ertesi gün, 19 Ağustos 1991 sabahı DOHK, Sovyet televizyonunda Garbaçov'un hasta olduğunu belirterek yönetimi geçici olarak eline aldığını ve Garbaçov'un durumu düzelene kadar ülkede başkanlık yetkilerini Başkan yardımcısı Yanayev'in kullanacağını ilan ettiler.

DOHK tarafından oluşturulan yeni yönetim yayınladığı “Sovyet Halkına Çağrı” başlıklı bildiri ile yurtseverliğe ve düzenin yeniden sağlanmasına vurgu yaptı. Metin “Sovyetler Birliği'nin likidasyonu ve devletin çöküşü ile sonuçlanacak bir doğrultu benimsemiş olan ve her ne pahasına olursa olsun iktidarı ele geçirmek isteyen aşırı unsurlar ortaya çıkmıştır” tespitiyle başlıyordu. Bildiride “nüfusun çok büyük bir bölümünün yaşam standartlarında keskin bir düşüşe neden olan, spekülasyon ve gölge ekonomisinin filizlenmesine yol açan” maceravari ekonomik reformları kınıyor ve SSCB'nin itibarının zedelendiğini saptıyordu. Bildiride, “Sokakları suçlulardan temizlemeye” ve “halkın servetinin yağmalanmasını” durdurmaya and içiliyordu. İş disiplini, hukuk ve düzenin yeniden tesis edileceği belirtiliyordu. Yine aynı metinde, “yeni bir Birlik Anlaşması'nın ülke çapında tartışmaya açılacağı”na söz veriliyordu. (Roger Keeran ve Thomas Kenny, İhanete Uğrayan Sosyalizm, Yazılama Yayınevi, 2009, s.246)

Kararsızlığın faturası
Ancak DOHK yönetimi olağanüstü iki günde yeterince kararlı olamayıp ve siyasal doğrultusunu da olgun bir şekilde ortaya koyamayınca, süreç tersine işlemeye başladı.

Üç gün boyunca DOHK, emperyalizmin doğrudan aracı olan birçok Batılı haber ajansının serbestçe ve manipülatif haber yapmasına izin vermesi, darbeye katılmayan yüksek rütbeli bazı askerlerin Rusya Cumhuriyeti parlamenterleri ile temasına göz yumulması ve daha önemlisi Yeltsin'in silahlı kuvvetler dahil devletin tüm kurumlarıyla ilişki kurarak elini güçlendirmeye çalışmasına ses çıkarılmaması bu kararsızlığın en önemli göstergeleriydi.

Aynı nedenle, DOHK, Rus parlamentosunu 20'yi 21 Ağustos'a bağlayan gece dağıtmak için hazırladığı planı uygulamaktan vazgeçti. “Darbe” yönetiminin, başından beri siyasal meşruiyetini, gücünü giderek artıran Yeltsin'e karşı, Garbaçov'un bu cuntaya vereceği desteğe göre sağlamaya çalışması büyük bir problemdi.

Nitekim, SSCB'de çözülüşü engellemeye çalışan bu girişim de, DOHK'nın Garbaçov'u 21 Ağustos'ta tekrar ikna etmeye çabalarının sonuç vermemesi, yani Garbaçov'un Yeltsin'e karşı DOHK ile birlikte hareket etmeyi reddetmesi ile sona erdi. DOHK üyesi KGB Şefi Krıyuçkov'un bu ikna çabası sonrasında Moskova'da tutuklanması ile Garbaçov yeniden görevinin başına geldi. Sovyet Savunma Bakanlığı da, bu gelişme üzerine kuvvetlerini Moskova'dan çekme kararı aldı.

Bu “darbe”nin başarıya ulaşamaması, SSCB'nin çözülüş sürecini hızlandırırken, Yeltsin'in etkinliği arttı. Zaten, yaşanan 2 olağanüstü gün boyunca, Batı Yeltsin'i bir demokrasi kahramanı ilan ederek, ülkenin yeni lideri olarak onu çoktan tanımıştı.

Sonun başlangıcı
1991 yılının 18-21 Ağustos günlerinin SSCB tarihi açısından son derece kritik bir öneme sahip olduğu kabul edilmekle birlikte, aynı süreç birçok belirsizlikle malûl. SSCB'nin çözülüşünü hızlandıran Yeltsin ile ekibini susturmak ve etkisizleştirmek için herhangi bir planı olmadığı anlaşılan DOHK'nın tarihsel olarak zaten mevcut olan meşruiyetini, Garbaçov'un “darbe” girişimine vereceği desteğe bağlayarak sağlamayı hesap etmiş olması, büyük bir fırsatın kaçırılmasına neden oldu.

DOHK'nın yönetime el koyduğu dönemde, Yeltsin'in Rusya Cumhuriyeti yerel yetkilileri içerisinde desteğinin oldukça zayıf olduğu biliniyordu. Ayrıca, Yerel Komünist Parti Komitelerinin üçte ikisi açıkça DOHK'yı desteklerini ifade etmişlerdi. Merkeze uzak cumhuriyetlerden yalnızca birkaçı DOHK'ya ciddi bir muhalefet sergilemişlerdi. SBKP Merkez Komitesi ise net bir şekilde Yeltsin karşıtı bir eğilime sahipti. Dolayısıyla, DOHK Sovyet yönetiminin ve iradesinin çözülüşe karşı gösterdiği bir refleks olarak değerlendirilmeliydi.

DOHK'nın önderleri, perestroykanın saatini geriye, 1985-87'ye almak isteyen Komünistlerdi. (Roger Keeran ve Thomas Kenny, İhanete Uğrayan Sosyalizm, Yazılama Yayınevi, 2009, s.251)

22 Ağustos'ta Rusya'nın resmi bayrağı olarak, Sovyetler Birliği'nin kızıl bayrağı yerine, tarihsel beyaz-mavi-kırmızı bayrağın benimsenmesi, sonuca ulaşamayan DOHK girişimine adeta bir yanıt oldu.

Ağustos'ta yaşananların ardından 1991 yılının sonuna kadar, Garbaçov'un Yeltsin'e karşı nafile girişimlerine tanık olundu. Yeltsin tarafından, 6 Kasım 1991'de SBKP ve RFKP'nin (Rusya Federasyonu Komünist Partisi) Rus toprakları üzerinde faaliyet göstermeleri yasaklanırken, aynı zamanda bu iki partinin dağıtılması talimatı verildi.

Son olarak Aralık 1991'de Garbaçov, silahlı kuvvetlere kendisini Yeltsin'e karşı desteklemeleri için açık çağrı yaptı, ancak iş işten geçmişti. Çağrı sonuçsuz kaldı ve Garbaçov 25 Aralık'ta istifa etti. Yeltsin, tüm yetkileri eline alırken, 31 Aralık 1991'de de, SSCB'nin varlığı resmi olarak sona erdirildi.

(soL)