Serêkaniyê'nin ardından: Suriye Kürtleri oyuna bir kez daha dahil edilmeye çalışılıyor

ÖSO ile PYD arasında kurban bayramında başlayan gerginlik sınırdaki Resulayn’e sıçradı. Resulayn’daki “muhalif” güçlerin Türkiye'yle bağlantılı olduğu açıkça ortadayken, ABD ve Barzani’nin Kürtleri muhalefet tarafına çekme çabaları da hız kazandı.

Dün Suriye-Türkiye sınırındaki Resulayn’da (Serêkaniyê) Türkiye sınırından geçerek kente yerleşen silahlı Özgür Suriye Ordusu militanları ile Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) bağlı Halk Savunma Birlikleri (YPG) arasında çıkan çatışmada Halk Meclisi Başkanı Abid Xelil hayatını kaybetti.

Olaya ilişkin ANF’ye bilgi veren PYD Meclis Üyesi Dr. Ciwan Mistefa’ya göre sabah saatlerinde silahlı grupların, Dirbesiye yolu üzerindeki sivil Asayiş kontrol noktasına gelerek, Serêkaniyê’ye girişe izin vermeyeceklerini söyledi. Mistefa, bunun üzerinde Abid Xelil’in olay yerine gittiğinde saldırıya uğradığını söyledi. Mistefa, YPG’nin müdahalesi sonucu silahlı çetelerin geri çekildiğini belirtti.

Bunun yanı sıra, bir süredir Resulayn’e çevrili olarak konuşlanan Türk toplarının kenti bombaladığı iddia edildi.

Çatışmalar, ÖSO’nun Resulayn’e girmesinin ardından ordu ile silahlı çeteler arasında başlayan mücadele neticesinde kentten kaçanları “ülkeye geri dönüş” sloganı ile geri dönmeye çağırmak amacıyla planlanan bir miting öncesinde patlak verdi.

Bu arada, çatışmaların ardında silahlı çetelerin 35 silahsız Kürt’ü kaçırıp bilinmeyen bir bölgeye götürdüğü belirtiliyor. Xelil’in cenazesinin yarın öğle saatlerinde kaldırılacağı da gelen bilgiler arasında.

Başka bir iddiaya göre, dün Tel Abyad’da ÖSO’lu çeteler Resulayn-Kobani seferini yapan bir otobüsten indirdikleri 4 Kürt’ün 2’sinin kafasını kesti, 2’sini de öldürdü.

Kim ne diyor?
Reuters’in bölgeden geçtiği habere göre, PYD’ye bağlı YPG militanları, çatışmanın ÖSO’nun YPG’ye ait bir kontrol noktasına saldırmasıyla başladığını iddia ettiler. Ancak ajans, başka görgü tanıklarına dayanarak, çatışmanın YPG’nin ÖSO’luların kaldığı bir eve saldırması ve PYD’ye bağlı bölgelerde ÖSO karşıtı eylemler yapılması üzerine çıktığını iddia etti.

PYD tarafından yapılan açıklamada ise açıkça Türkiye suçlandı. Açıklamada, silahlı çetelerin PYD bayraklarını indirmeye çalıştığı söylenirken, öldürülen Abid Xelil’in, ÖSO Resulayn’a girdikten sonra bu gruplarla kenti terk etmeleri için müzakere yürüten kişi olduğu belirtildi.

PYD, Serêkaniyê’nin, kendi Kürt ve Arap halkı tarafından yönetilmesi gerektiğini vurgularken, silahlı çetelerin bölgeye dışarıdan getirildiğinin altını çizdi. Kamışlı’da yapılan eylemde de Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu kınanırken, ÖSO’ya yardım eden Kürt örgütlerine de işbirliğini bırakma çağrısı yapıldı.

PYD’nin haber sitesi pydrojava.net’in haberine göre, Resulayn’deki çatışmada ağır kayıplar veren ve mühimmat sıkıntısı çeken ÖSO’lulara yardım Türkiye sınırından 30 askeri araçla yapıldı. Site, “Bixi” tipi silahlarla donatılan ÖSO’luların ilk olarak Cerablus üzerinden Kobani’ye girmeye çalıştıklarını iddia etti.


Kürt Ulusal Konseyi (KUK) tarafından yapılan açıklamada, Serêkaniyê’de bulunan ÖSO militanlarının şehri terk etmeleri ve silahlı çatışmadan uzak durmaları çağrısı yapıldı.

ÖSO Kamışlı’ya mı saldıracak?
Bu arada, Özgür Suriye Ordusu’nun en büyük Kürt şehri konumunda bulunan Qamişlo’ya (Kamışlı) saldırı planı yaptığı konuşuluyor.

Geçtiğimiz salı günü Lübnan merkezli Daily Star’a konuşan Deyrezzor’dan bir ÖSO komutanı, “Qamişlo’yu bu hafta içinde alacağız” dedi. Yine Daily Star’a konuşan PYD ve PKK’ye yakın Demokratik Toplum Hareketi’nden Aldar Halil, YPG’nin aylardır yaptığı bütün planların “Qamişlo’yu korumak” ekseninde şekillendiğini söyledi. Halil, “ÖSO’yu düşman olarak görmüyoruz, ancak halk onları Türkiye tarafından yapılmış bir plan olarak görüyor. Buradaki rejim 50 yıllık düşmanımız, ancak Türkiye bizim tarihsel düşmanımız” dedi.

Barzani’nin rolü
Kürtlerle ÖSO arasındaki çatışmaların yoğunlaşmasının Barzani’nin çabalarını artırmasına paralel gelişmesi tesadüf olarak görülmüyor. Örneğin Daily Star’a konuşan ve Irak Kürdistanı’nda “Suriye peşmergesi” olarak eğitilen bir Kürt genci, eskiden PYD’den nefret ettiğini, ancak Serêkaniyê’de YPG’nin kendilerini koruduğunu söylüyor. PYD’nin Suriye Kürdistanı’ndaki etkisinin arttığı gözleniyor.

PYD ve YPG de, ÖSO ile Halep’te başlayan gerginliğin ana kışkırtıcısı olarak bazı Kürt partilerine işaret etmişti. PYD tarafından gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan Azadi Partisi lideri Mustafa Cemaa da, PYD’yi geçtiğimiz yaz imzalanan Erbil Anlaşması’na aykırı davranmakla ve Kürtleri Kürtlere karşı kışkırtmakla suçluyor. Barzani'ye yakın Kürt Ulusal Konseyi’nin de başkanı olan Cemaa, saldırıların ardından ÖSO ile acil bir mutabakata varılması gerektiğini savunuyor.

Ortaya atılan bir başka iddia da, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde eğitim gören Suriyeli Kürt peşmergelerin Suriye’ye giriş yaptığı, ancak PYD’nin bu silahlı güçleri bölgeden attığı şeklinde. Ancak Barzani, peşmerge güçlerinin Suriye’ye girdiğini reddetti. PYD de bu kuvvetlerin bölgeden dışarı çıkartıldığını kabul etmedi. Cemaa, şu anda Suriye’ye bin ile bin beş yüz peşmerge gücü gönderebileceklerini söyledi.

Barzani’ye yakın Rudaw’a konuşan ÖSO lideri Mustafa Şeyh, Barzani ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin “Suriye devrimi”ndeki rolünü överken, kendi birliklerinde de Kürtlerin de olduğunu, Kürtlerle Arapların kardeş olduğunu Kuran’dan ayetler vererek gerekçelendirdi.

ABD’nin hesapları
ABD de Suriyeli muhalefet öbekleri ile Kürtleri birbirine yakınlaştırma çabalarını sürdürüyor. Henüz ana muhalefet odağı ile Suriyeli Kürt partileri arasındaki ilişki hayli zayıf olsa da, özellikle Barzani etkisindeki örgütler aracılığıyla Kürtlerle ÖSO’nun uyum içinde çalışması öngörülüyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Suriye’deki “kurtarılmış bölgeler”deki Kürtlerle Sünni muhalefetin birbirleriyle uyum içinde çalıştığı yönünde raporların geldiğini ve bunun ABD tarafından teşvik edildiğini belirtti.

(soL - Dış Haberler)