Rusya Türkiye'yı uyardı: 'Rusya karşıtı toplantıların Türkiye'de yapılması kabul edilemez'

Rusya Dışişleri Bakanlığı, İmkander tarafından İstanbul'da düzenlenen Kafkasya Konferansı nedeniyle Türkiye'yi uyardı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç, "Rusya karşıtı toplantıların Türkiye'de yapılması kabul edilemez" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı 12-13 Mayıs'ta İmkander tarafından Haliç Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kafkasya Konferansı nedeniyle Türkiye'yi uyaran bir açıklama yayımladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç, ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit eden, vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye sokan ve iki ülke arasındaki ilişkilere gölge düşüren Rusya karşıtı toplantıların Türkiye'de yapılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Lukaşeviç açıklamasında Türk yöneticiler tarafından bu tür organizasyonlara izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.

Lukaşeviç, Kafkasya Konferansı sonucunda yayımlanan ve Kafkas diasporasınının "Kafkasya'daki Rus işgalini ve işbirlikçi yönetimleri reddederek, Kafkas Halkları Kongresi kurmaya karar verdiğini" ilan ettiği İstanbul Deklarasyonu hakkında da, "deklarasyonun içeriği şaşkınlığımıza neden oldu. Rusya karşıtlarına destek çağrısı yapılıyor, ayrılıkçı lider Doku Umarov destekleniyor" diye konuştu.

Lukaşeviç ayrıca ayrılıkçı Çeçen lider Ahmet Zakayev'in Oslo'da bir konferans vermesine izin veren Norveç hükümetini de eleştirerek, "Oslo'da 7-9 Mayıs tarihlerinde 'Özgürlük Forumu' düzenlendi ve Zakayev buna katıldı. Zakayev'in katıldığı toplantıya tolerans göstermesi Rusya'yla gelişen ilişkilerin karakterine aykırı" dedi.

Kafkas Konferansı'nda neler konuşuldu?
12-13 Mayıs'ta İnsani Müdafa ve Kardeşlik Derneği'nin (İmkander) öncülüğünde Kafkasya Forumu tarafından düzenlenen Kafkasya Konferansı'nda, Kafkas Halkları Kongresi kurulmasına karar verilmiş ve "Birleşik, Bağımsız Kafkasya İçin İstanbul Deklarasyonu" adıyla bir bildiri yayımlanmıştı.

İmkander, internet sitesinde derneğin amacını şu şekilde tanımlıyor: "Genelde tüm İslam coğrafyasında zulme uğramış ve zor durumda kalmış bütün Müslümanlara Özelde ise Kafkasya,da süre gelen savaştan dolayı mağdur duruma düşmüş bütün Kafkasyalı (Çeçen, İnguş, Dağıstanlı, Karaçay Türk'ü, Nogay Türk'ü, Kabardin-Balkar) dul, yetim, hasta, gazi ve mültecilere maddi, manevi ve hukuki konularda imkanlar ölçüsünde yardımcı olabilmektir."

Konferansın açılışı Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir tarafından yapılmış, Demir yaptığı konuşmada Kafkas halklarının acı dolu geçmişlerine karşın sürdürdüğü mücadeleyi takdirle karşıladığını söyledi. Konferansa Abdullah Gül'ün de aralarında bulunduğu çok sayıda bakan, milletvekili ve belediye başkanı tarafından tebrik mesajı iletildi.

Özgürder, Mazlumder gibi örgütlerin de katıldığı konferansta "İmam Şamil ve İmam Mansur. İmamlar Dönemi ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nin İlanı", 1994'te başlayan Rus-Çeçen Savaşında sivillere yönelik insan hakları ihlalleri. İşgal sonrasında Kafkasya'da ortaya çıkan yerel yönetimlerin sivillere karşı gerçekleştirdiği ihlaller" ve "1864, 1944, 1994 sürgünleriyle dünyaya dağılan Kafkas diasporasının yaşadıkları sorunlar" konuları ele alındı.

Birleşik, bağımsız Kafkasya için İstanbul Deklarasyonu
Konferans sonucunda Rusya'nın tepkisini çeken "Birleşik, bağımsız Kafkasya için İstanbul Deklarasyonu" başlıklı bir de bildiri yayımlandı. Deklarasyon şu cümlelerle başlıyor:

"Çarlık Rusya'sının, Sovyet Rusya'sının ve şimdi Putin İmparatorluğunun hakim olduğu 2012 Rusya'sının işgallerine ve katliamlarına karşı direnen, bu uğurda yüz binlerce şehid veren, dünyanın farklı coğrafyalarına sürülen Kafkas halklarının çocukları olarak diyoruz ki topraklarımızı işgal eden Emperyalist Rusya'nın biz Kafkas Halklarına karşı uyguladığı bu zulüm ve işkence dolu kirli geçmişi ve bugünüyle hesaplaşabilmek için aldığımız kararları tüm dünyaya deklare ediyoruz."

Deklarasyonda Kafkas halklarının Rus yayılmacılığına karşı birlik içinde olacağı söylenirken, deklarasyon imzacılarının Rusya'nın kuzeyde Nogay steplerinden güneyde İnguşetya'ya, doğuda Hazar Denizi'nden batıda Karadeniz'e kadar uzanan topraklar üzerindeki "tüm tasarruf haklarını reddettiği" ifade edildi.

"Kuzey Kafkasya'daki tek meşru yönetim Kafkasya Emirliği'dir"
Deklarasyonda ayrıca Kuzey Kafkasya'daki mevcut yönetimler işbirlikçilikle suçlanarak şunlar söylendi:

Kuzey Kafkasya'da Rusya tarafından kurdurulmuş, kendi halkına karşı zulmeden ve ihanet içindeki başta Rusya'nın Çeçenistan'daki işgal valisi Ramzan Kadirov yönetimi olmak üzere, Kabardin Balkar’daki Arsen Kanoko yönetiminin İnguşetya’daki Yevkurov yönetiminin, Dağıstan’daki Magomedsalam Magomedov yönetiminin ve diğer tüm işbirlikçi, teslimiyetçi yönetimlerin gayrı meşru olduğunu ilan ediyoruz. Kuzey Kafkasya’daki tek meşru yönetimin Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti’nin devamı durumundaki Kafkasya Emirliği olduğunu kabul ediyoruz.

Deklarasyon kendisini Kafkas Emiri olarak tanıtan, çok sayıda kanlı eylemin faili durumundaki şeriatçı lider Doku Umarov'u da şu sözlerle selamladı:

Bizler, tıpkı atalarımız İmam Mansur ve İmam Şamil gibi, esarete, zillete boyun eğmeyen ve bu uğurda şehid düşen başta Cevher Dudayev olmak üzere tüm Mücahid liderlerimizi ve onların başlattığı bu kutlu davayı hala Kafkasya dağlarında sürdüren başta Dokko Umarov olmak üzere Mücahidlerimizi selamlıyoruz!

İşgale ve zulme karşı direnmenin, en temel insan hakkı olduğundan hareketle Rusya'ya ve işbirlikçilerine karşı sürdürülen mücadeleyi meşru-İslami sınırlar içinde olduğu sürece destekleyeceğimizi ilan ediyoruz!

Gürcistan'a destek
Deklarasyonda 2008 yılında ABD'nin desteğiyle, bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya'ya operasyon düzenleyen Gürcistan'a destek verilerek şunlar söylendi:

"Rusya’nın 2008 yılında Gürcistan’a yönelik başlattığı saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Kuzey Kafkasya'nın özgürlük mücadelesini başından beri destekleyen Gürcistan başta olmak üzere tüm komşularımızla barış içinde yaşama arzumuzu ifade ediyoruz."

(soL-Haber Merkezi)