Özgür Suriye Ordusu'ndan 'devrimci etik değerler' bildirisi

<strong>Geçtiğimiz günlerde Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı pek çok birliğin de imzaladığı bir "devrimci etik değerler bildirisi" yayınlandı. Bildiride çelişkili ve belirsiz ifadeler dikkat çekiyor.</strong>

Yayınlanan bildiri ÖSO üyeleri ve üye adaylarına hitaben yazılmış ve bir tür üyelik sözleşmesi gibi kaleme alınmış. Ancak, 11 maddeden oluşan bildiride ortaya konan ilkeler, ÖSO'nun bugüne kadar yaptığı pek çok şeyle halihazırda çelişiyor. Yayınlanan bildirinin tam metni* şöyle:

Madde 1
Bağımsız veya ordudan kaçmış bir asker ya da sivil gönüllü olarak, Özgür Suriye Ordusu'ndaki öncelikli sorumluluklarım şunlardır:
Suriyeli devrimcileri zorbalığa karşı korumak ve devrimin devamlılığını sağlamak. Silahımı yalnızca Esad yanlısı saldırganlara doğrultacağım. Ulusuma, Suriye'ye ve Suriye halkının özgürlüğüne hizmet edeceğim. Ben, halkımı korumak için savaşan bir askerim.
Silahlarımı, bize dayatılan suçlu rejimi devirmek için kullanacağım.

Madde 2
Devrimim ve halkım için söz veriyorum ki, devrimimizin ilkelerini (özgürlük, vatandaşlık ve insanlık onuru) sarsaracak herhangi bir davranış ya da uygulamada bulunmayacağım. İnsan haklarına, bizim yasal prensiplerimiz, hoşgörülü dini ilkelerimiz ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde saygı duyacağım. Bu haklar, bizim bugün uğruna mücadele verdiğimiz ve geleceğin Suriye'sinde uygulanmasını düşündüğümüz kurallar.

Madde 3
Rejim adına silah kullanan herkes, rütbelerine bakılmaksızın tutuklanacak ve Özgür Suriye Ordusu'nun gözetimi altında kalacaktır. Tutuklanan bir kişinin maaşlı ya da gönüllü olarak rejim için çalıştığı, devrimci aktivistlerle ilgili devlete bilgi sağladığı anlaşılırsa, o kişi tutuklu olarak nitelendirilir ve savaş mahkûmları kanununa göre muamele görür.

Madde 4
Kimseye işkence yapmayacağıma, tecavüz etmeyeceğime, sakat bırakmayacağıma söz veriyorum.
Tutukluların haklarını koruyacağım ve itiraf almak için yukarıda sayılan işkenceleri yapmayacağım.

Madde 5
Bilhassa idam cezası veya bedeni cezalarla ilgili emir vermeyeceğim. Sadece konuyla ilgili bilgisi olan, düzgün bir hukuki kurum yargılama yapabilir ve failleri suçlu bulabilir.

Madde 6
Muhbirlerin veya tutsakların fiziksel işkencesine veya öldürülmesine yol açabilecek herhangi bir olaya karışmayacağım ve herhangi bir halka açık idama katılmayacağım.

Madde 7
Silahlı mücadeleye para kaynağı bulmak adına herhangi bir hırsızlığa veya yağmalamaya karışmayacağım. Fidye için insan kaçırmayacağım.

Madde 8
Fikirlerine katılsam da katılmasam da aktivistlere ve sivillere karşı silahımı kullanmayacağım. Silahımı başka bir Suriye vatandaşına karşı kullanmayacağım. Bu cani rejime karşı kendimi ve halkımı korumak üzere silah kullanımımı sınırlı tutacağım.

Madde 9
Etnisite, mezhep veya din temelinde, ya da herhangi bir temelde intikam eylemlerine girmeyeceğime Suriye halkının herhangi bir bileşenine karşı sözlü veya fiili herhangi bir saldırgan pratikten kaçınacağıma söz veriyorum.

Madde 10
Rejim devrildikten sonra ülkeyi yönetecek geçiş hükümetine silahlarımı teslim edeceğim.

Madde 11
Eğer bu maddelerin herhangi birinde suçlu bulunursam, Özgür Suriye Ordusu liderliğinin ve bağımsız yargı kuruluşlarının gözetimi altında kurulmuş olan, bu konuda uzmanlaşmış komiteler tarafından yargılanmayı kabul ediyorum.

Çelişkiler ve belirsiz ifadeler
Bildiride ifade edilen pek çok "ilkesel değer" halihazırda ÖSO'nun gerçekleştirdiği eylemlerce zaten çiğnenmiş bulunuyor. Ya da tersinden ÖSO'nun bugüne kadar gerçekleştirdiği pek çok eylem, bize bildirinin sahiciliği hakkında yeterince ipucu veriyor. Örneğin bildirinin 1. maddede geçen "silahımı yalnızca Esad yanlısı saldırganlara doğrultacağım" ifadesi, daha birkaç gün önce, ÖSO'nun Humus'ta bir hastaneyi havaya uçurduğunda ihlal edilmiş oldu.

Bir diğer örnek, 8. maddede geçen "aktivistlere ve sivillere karşı silah kullanmayacağım. Silahımı başka bir Suriye vatandaşına karşı kullanmayacağım." ifadesi. Zira ÖSO'nun sivillere saldırı konusunda sicili hayli kabarık. Daha geçtiğimiz hafta ünlü gazeteci Robert Fisk'in Deraya Katliamı'nın muhaliflerce gerçekleştirildiğine dair iddiaları soL'da yer bulmuştu. Benzer biçimde, daha önce "rejimin yaptığı katliamlar" olduğu söylenen ve sonradan muhaliflerce gerçekleştirildiği anlaşılan olaylar yaşanmıştı. Bunlardan biri de Cisr eş-Şuur'da yaşananlardı.

Yine 8. maddedeki "rejime karşı... silah kullanımımı sınırlı tutacağım" ifadesi gülünç denecek kadar açık bir yalanı ifade ediyor. Zira ÖSO'nun elinde uçak savarlar da dahil olmak üzere ağır silahlar bulunduğu bir kaç aydır kamuoyunu en çok meşgul eden gündemlerden birini oluşturuyor.

Bildiride ayrıca, silah kullanımının "sınırlı" tutulması, ya da "Suriye halkı" gibi belirsiz ifadeler dikkat çekiyor. Suriye halkı derken kimin kastedildiği açık değil. Zira Suriye'de Esad yönetimine destek veren geniş bir kitle tabanı bulunduğu gibi, Esad'a muhalif olan ancak ÖSO'nun tarafında da yer almayan çeşitli unsurların varlığı biliniyor. Bu açıdan bakıldığında "Suriye halkının" hangi unsurlarına saldırılmayacağı bildiride açık değil. Yine elinde ağır silahlar olduğu ve yer yer bunları kullandığı bilinen ÖSO'nun silah kullanımını neyle "sınırlayacağı" da belirsiz görünüyor.

Bildiride dikkat çeken bir diğer meseleyi de idam cezası ve işkence konusu oluşturuyor. 4'üncü, 5'inci ve 6'ıncı maddelerde belirtilen hususların ÖSO'ya bağlı birlikler açısından "standart" uygulamalar olduğunu düşündürecek kadar veri var. Örgütün gerçekleştirdiği katliamların yanında, geçtiğimiz aylarda rejim yanlısı üç kişinin infaz vidyosu muhaliflerce internette yayınlanmış ve büyük tepki çekmişti. Öte yandan ÖSO'nun hukuktan yana bir örgütmüş gibi bildiriye koyduğu "yalnızca konuyla ilgili bilgisi olan düzgün bir hukuki kurum yargılama yapabilir" ifadesinin ne anlama geldiği de tam anlaşılamıyor. Zira, muhaliflerin böyle bir hukuki kurumu ya da ona dayanarak yargılama yaptıkları bir "devrimci yasa"ları olmadığı biliniyor.

ÖSO'nun bildirisinde yer alan "ilkelerin" ihlaline dair sicili hayli kabarık. ÖSO'nun tüm bu eylemlerinin ardından böyle bir "etik değerler bildirisi" imzalaması da haliyle pek sahici ya da inandırıcı görünmüyor. Bildirinin zamanlaması ise dikkat çekici. Zira ÖSO'nun çeşitli gruplardan oluşan ve dağınık bir yapı arz eden bir örgüt olduğu ve ABD ve Türkiye gibi ülkelerin marifetiyle düzenli bir formasyon kazanmaya çalıştığı biliniyor. Yine geçtiğimiz aylarda örgütün imza attığı pek çok insan hakları ihlali ve vahşi eylemler, kamuoyunda tepki yaratmıştı. Tüm bunların üstüne yayınlanan bildiri, bir tür "imaj tazeleme" çalışmasının bir parçası olarak görülebilir.

(*)Bildiri metninin çevirisi marksist.org sitesinden alınmıştır.