Aralık başında Antalya’da toplanan silahlı muhalif çetelerin askeri kanat liderliğine getirilen Salim İdris AFP’ye konuştu. Röportaj boyunca Batı kamuoyunun duymak istediği sözler sarf eden İdris, Batı’nın kendilerine uçaksavar silahları vermesi halinde Esad yönetimini bir ayda devireceklerini savundu. Suriye ordusunun son aylarda özellikle kuzeybatı Suriye’de mevzi yitirdiğini ileri süren Salim İdris, muhaliflerin safında 120 bin kişinin savaştığını ve bunların büyük bir bölümünün yeni kurulan konseyin kontrolü altında olduğunu da öne sürdü.
Muhalifler hep daha fazlasını istiyor
Muhalif gruplar adına Batı basınına demeç veren sözcüler mutlaka daha fazla ve daha gelişkin silah sistemleri talep ediyor. İdris de bu kuralı bozmayarak, Antakya’da bir otel lobisinde röportaj yaptığı AFP muhabiri aracılığıyla uçaksavar talebini Batılı devletlere iletti.
Oysa Suriye’deki çetelerin elinde bu tür silahların bulunduğu biliniyor. Özellikle muhalefetin yeni yapılanması olan Suriye Ulusal Koalisyonu’nun Katar’da kurulmasının ardından Suriye’ye aralarında karadan havaya atılan füzelerin de olduğu ciddi miktarda silah gittiği biliniyor. Bu silahların Türkiye ve Katar eliyle, Libya’dan satın alındığı ve Suriye’deki gruplara aktarıldığı yönünde çok sayıda bulgu ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde, Libya’dan gelerek İskenderun Limanı’na “insani yardım malzemesi” boşalttığı söylenen bir geminin çok miktarda silah da taşıdığı iddiaları Meclis’te soru önergesi olmuştu. El Entisar adlı gemide çok sayıda uçaksavar füzesi, RPG ve MANPAD olarak bilinen karadan havaya atılan roket sistemleri olduğu iddia edilmiş, İdris Naim Şahin gemide herhangi bir arama yapılmadığını itiraf etmişti.
Suriye’de bizzat muhaliflerin kaydettikleri görüntülerde de uçaksavar füzelerini sık sık görmek mümkün. Bu tür görüntüler özellikle son aylarda daha fazla yoğunlaştı. Ancak muhaliflerin yeni askeri kanat şefi bunları yeterli görmüyor olmalı ki, “bize uçaksavar silahları verin, Esad’ı bir ayda düşürürüz” diyor.
Salim İdris aynı röportajda, komuta ettiği güçlerin çoğunun askeri deneyime sahip olmadığını, bu nedenle çatışmaların daha dört-beş ay devam edebileceğini de söylüyor. Özet olarak, İdris’in “bir ayda düşürürüz” sözlerinin “daha fazla silah istiyoruz” mesajı vermenin dışında bir anlam taşımadığı anlaşılıyor.
“Nusra Cephesi terörist değil”
Geçtiğimiz hafta ABD tarafından yeni oluşturulan muhalefet yapılanmasını aklamak üzere günah keçisi ilan edilerek “terörist örgüt” statüsüne konulan Nusra Cephesi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Salim İdris, Nusra Cephesi’nin terörist bir örgüt olmadığını da savundu.
İdris, Nusra Cephesi’nin militanlarının yaklaşık beşte birinin yabancılardan oluştuğunu ileri sürerek, çatışmalar bittikten sonra bu kişilerin Suriye’de kalmayacaklarını tahmin ettiğini söyledi. Muhaliflerin askeri kanat şefi, Nusra Cephesi’ndeki Suriyeli militanların sayısının ise birkaç yüzü geçmediğini savundu ve bu kişilerin hepsinin savaştan sonra İslam’ın nispeten “ana akım biçimlerine kazanılabileceğini” söyledi.
Suriye Ulusal Koalisyonu şefi Moaz el Hatib gibi Salim İdris de Nusra Cephesi’nin terörist bir örgüt olmadığını savundu.
Batılı hamilerinin duymak istediklerini söylemeye devam
Salim İdris AFP’ye verdiği röportajda Batılı hamilerinin duymak istediklerini de söylemeyi ihmal etmedi. Kimyasal silahlar bahsine de değinen İdris, kimyasal silahların depolandığı bölgeleri yakından izlediklerini iddia ederek, “Bu silahların tam olarak nerede olduklarını çok iyi biliyoruz ve her şeyi izliyoruz” dedi. İdris, böyle bir güce sahip oldukları iddiasının Batı’nın kimyasal silah bahanesiyle müdahale kartını açmasını zora sokabileceğini fark etmiş olmalı ki, bunun hemen ardından sözlerini “Ancak bu silahları denetim altına alacak yeteneğe sahip değiliz” dedi.
Yine geçtiğimiz hafta ABD basını tarafından ortaya atılan Suriye ordusunun muhaliflere karşı Scud füzelerini kullandığı iddiasını da savunan İdris, füzelerin iki tanesinin Suriye’nin doğusuna, bir tanesinin de Halep’in eteklerine düştüğünü savundu. İdris ayrıca füzelerin ülkenin kuzeybatısına, yani Türkiye sınırına kaydırıldığını da ileri sürerek, “füzeler her an ateşlenebilir” demeyi ihmal etmedi.
(soL-Dış Haberler)