Mladiç "tam zamanında" yakalandı

Bosna Savaşı suçlusu Ratko Mladiç’in yakalanmasının ardından BM, ABD, AB, İngiltere ve Türkiye’den Sırbistan hükümetine birbiri ardına tebrikler yağıyor. Mladiç’in yakalanmasıyla neyin değişip değişmeyeceği ise merak konusu…

Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç’in dün öğlen vakti düzenlediği basın açıklamasında Srebrenitsa’nın da yer aldığı Doğu Bosna’da 1992-95 yılları arasında Republika Srpska’ya (Bosna-Hersek içindeki Sırp Cumhuriyeti) bağlı kuvvetlerin askeri sorumlusu General Ratko Mladiç’in Sırbistan’ın Vojvodina özerk bölgesinde yakalandığını duyurmasının ardından BM, ABD, AB, İngiltere ve Türkiye’den Sırbistan hükümetine tebrikler yağdı.

“Uluslararası adalet için tarihi bir gün”, “Batı Balkan ülkeleri için yeni bir sayfa”, “AB yolunda büyük bir adım” sözleri tebrik mesajlarının en ‘anlamlıları’ olarak görünüyor. Bu ‘anlamlı’ mesajların gerçek anlamı ise, Sırbistan’ın Avrupa-Atlantik kurumlarıyla ilişkilerinin daha ileri bir safhaya varacağı…

Mladiç’in yakalanması “geliyorum” diyordu
Ekim 2010’da Sırbistan basınına demeç veren Cumhurbaşkanı Boris Tadiç şunları söylüyordu: “Mladiç'in yerinin tespitinin ve yakalanmasının zaman sorunu olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği üyeliğine adaylığımız ve vatandaşlarımızın günlük yaşamlarıyla ilgili sorunlarının çözümüne odaklanmamız için Sırbistan'ın savaş suçluları yükünden kurtulmasını umuyorum."

Tadiç’in geçtiğimiz aylarda yaptığı bu açıklamadan sonra, Sırbistan’ın Kosova’ya yönelik adımlarını da (Kosova hükümetiyle görüşülebileceğini açıklaması, Kosova konusunda AB ile birlikte hareket etme söylemi) göz önünde bulunduran AB, aday üyelik için koyduğu savaş suçlularının yakalanması şartını, ICTY ile tam işbirliği olarak revize etmişti. Mladiç’in yakalanması için adeta gerekli ortamın ve uygun zamanın gelmesi bekleniyordu. Geçtiğimiz dönemde Sırp radyosu B92’nin Mladiç’in özerk Vojvodina bölgesinde bulunduğunu bildirmesiyse Mladiç’in yakalanacağının habercisiydi.

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle’nin, Mladiç'in Sırbistan'ın AB sürecinde kritik bir zamanda tutuklanmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine verdiği cevap, durumu iyice aydınlatıyor: "Zamanlamayı umursamıyorum, bu sözün yerine getirilmiş olmasını önemsiyorum."

Hem Sırbistan hem de AB için bir ‘formalite’ niteliğinde olduğu anlaşılan bu şartın yerine getirilmesinin, Sırbistan’ın AB üyelik sürecinin seyrini hızlandırmaktan başka ne işe yarayacağı ise belirsiz.

Adaletin tecellisi mi?
AB ve Sırbistan arasında AB üyeliği, Kosova'nın tanınması, savaş suçlularının yakalanması gibi başlıklarda çeşitli pazarlıklar yapıldığı biliniyordu. Mladiç, katliam suçu zanlısı olduğu için yakalanan eski bir savaş suçlusu olmasından öte karşılıklı politik hamlelerde kullanılan çok değerli bir taktiksel araç ve pazarlık unsuru olarak önem taşıyordu. Mladiç’in yakalanması, birtakım pazarlıklar sonucu varılan bir anlaşmanın gereği olarak gerçekleşti. Bir ‘formalite’ aradan çıkarıldı, Sırbistan’ın AB'ye aday üyelik yolu açıldı.

Emperyalistlerin kendilerini aklama silahı
Mladiç’in yakalanması, Yugoslavya’nın parçalanmasında inkâr edilemez rolü bulunan emperyalizmin kendini aklaması için de değerli bir fırsat sunuyor. Döngü şu şekilde işliyor: AB sevdalısı Sırbistan hükümeti savaş suçu zanlılarını yakalayıp Lahey’e teslim ediyor Lahey Mahkemesi, Slobodan Miloşeviç ve Radovan Karadziç örneklerinde olduğu gibi suçu ve sorumluluğu sanıklar boyutunda inceliyor, başta BM ve AB olmak üzere Yuıgoslavya’nın parçalanmasında ve Bosna Savaşı’nda etki ve rolleri bulunan kurumlar ve devletler sanıkların iddiaları dışında mahkeme tarafından hiçbir türlü sorgulanmıyor böylece tüm suç ve sorumluluk birkaç savaş suçlusunun üzerine yığılmış oluyor. Neticede Eski Yugoslavya Savaş Suçluları Mahkemesi, BM ve AB gibi kurumlar ile ABD, İngiltere, Almanya gibi devletler için aklanma mekanizması olarak işlev görmüş oluyor.

Sevinmek yeterli mi?
Mladiç’in Miloşeviç ve Karadziç gibi Lahey’deki BM Eski Yugoslavya Savaş Suçluları Mahkemesi’nde yargılanması bekleniyor. ABD Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ben Rhodes, Mladiç'in, Lahey'deki savaş suçları mahkemesine acil transferini beklediklerini söyleyerek bu konudaki ‘genel’ arzuyu ifade ediyor. Cevaplanmayı bekleyen bir soru ise hâlâ ortada duruyor. Mladiç’in yakalanmasıyla Sırbistan’ın AB’yle bütünleşme sürecinin ilerlemesinden başka değişecek olan ne?

Öte yandan, bir katliam suçlusunun yakalanmasının ardından bu süreçte çizilen mizansen, emperyalizmin kendini aklama çabasına katkı sağlıyor. IMF kredileriyle Yugoslavya’yı borç batağına sürükleyenler, Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra Avrupa’nın ortasında bağımsız, hele sosyalist bir ülkeye asla tahammül edemeyeceklerini açıklayanlar, Yugoslavya içindeki ayrılıkçı hareketleri silâhla ve parayla destekleyip kışkırtanlar, kısacası Bosna Savaşı’nın en büyük suçluları ve sorumluları "kurtarıcı" ve "kahraman" türü sıfatlarla dünyayı kana bulamaya, başka ülkelere "demokrasi" götürmeye devam ediyorlarken, kamuoyundan Mladiç gibi aktörlerin yakalanması ile yetinilmesi isteniyor.

(soL-Dış Haberler)