Mısır'da halk direnmeyi sürdürüyor, ama çabalar sonuç vermiyor

Mısır'da devrimin çalındığını gören halk, eylemlerini sürdürüyor. Rejim, eylemlere giderek daha büyük şiddetle karşılık veriyor. Cumartesi günü pusuya düşürülen eylemcilerden yüzlercesi yaralandı. Asıl sorun ise, devrimci bir örgütlenmenin yokluğunda girilen siyasi tıkanıklık.

Mısır'da kış aylarında Mübarek'in iktidarı terk etmesiyle sonuçlanan eylemler sırasında göstericilere işkence eden ve bazılarını öldüren güvenlik görevlilerinin bir türlü gerekli cezaları almamaları, halkı öfkelendiriyordu. Aylar sonra Şubat ayında göstericileri öldürdükleri için tutuklu yargılanan 14 polisin tazminat karşılığı salıverilmesi, başta Süveyş, İskenderiye ve Kahire olmak üzere tüm ülkede tepki doğurmuştu.

Söz konusu kararın açıklanmasından bu yana halk birçok kentte çeşitli eylemler yapıyor. Cuma günü eylemciler, İskenderiye'de bir anayolu trafiğe kapattıkları sırada polisin şiddetli saldırısına uğradılar. Polis göstericilere saldırıp 10 kadar kişiyi yaralarken, bir grup gösterici ise bir polis aracını ele geçirerek yaktı. Polisin ateş açması ve bazı göstericilerin yaralanması, ardından Süveyş'te de bir şiddet olayı yaşanması, Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda kamp kurmuş olan göstericileri öfkelendirdi. Binden fazla kişi ülkeyi yöneten askeri konseyin bulunduğu binaya yürüyüşe geçerek, konseyin başındaki General Hüseyin Tantavi'nin istifasını istedi.

Cumartesi günü göstericileri daha yoğun bir şiddet bekliyordu. Cuma yaşananların öfkesiyle daha kalabalık bir halde tekrar askeri konsey binasına doğru yürüyüşe geçen göstericiler, bu defa yalnızca güvenlik güçlerinin değil, birtakım sivil serserilerin ve konsey binası etrafındaki mahallede yaşayanların saldırısına uğradı. Saldırı başlamadan önce yürüyüş tamamen barışçıldı. Fakat birdenbire yürüyüşün yapıldığı caddenin etrafındaki binalardan göstericilere taşlar, sopalar, cam şişeler ve en tehlikelisi, molotof kokteylleri atılmaya başlandı. Bu molotof kokteyllerinden birinin isabet edip tutuşturduğu bir araba, patlayıp onlarca kişinin ölümüne sebep olmadan önce göstericiler tarafından söndürüldü. Polis de havaya ateş açtı. Yolun bir yönünü polisin kesmiş olması ve saldırıya müdahale etmemesi nedeniyle, göstericiler bu planlı saldırganların pususuna düşürülmüş oldular. Buradaki çatışmalar saatler sürdü. Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre 145 kişi yaralandı.

Pazar günü ise, şiddet Süveyş'te kendini gösterdi. 14 polisin salıverildiği kentte 22 gündür bu kararı protesto için Arbayin Meydanı'nda oturma eylemi yapmakta olan göstericiler, Pazar günü sabahın erken saatlerinde birtakım çetelerin saldırısına uğradı. Saldırıda 4 gösterici yaralandı, fakat aileleriyle birlikte burada kalmakta olan göstericiler direndiler ve meydanı boşaltmadılar. Ancak olayın ardından göstericiler buradaki oturma eylemini bitirdiklerini ilan ederek, eylemi sürdürmek isteyenleri Tahrir'deki oturma eylemine katılmaya çağırdılar.

Eylemler siyasi bir çıkmaza girdi
Mısır başta olmak üzere Arap isyanlarının tümünde görülen temel sıkıntı, devrimci bir örgütün protestolara öncülük edememesi olarak göze çarpıyordu. Bu eksiklik, milyonlarca yoksulun canlarını ortaya koyarak başardıkları rejim değişikliğinin, aynı rejimi makyajlayarak tekrar tesis edecek eski-yeni muktedirlerin ellerine kalmasıyla sonuçlanmıştı. İktidara gelenler "devrim"i çoktan unutmuştu, devrim yaptığını düşünenler ise, yaptıkları devrimin çalındığını sonradan fark ettiler.

Şimdilerde Mısır'da halk, yaptığı devrimin çalınmış olmasına büyük öfke duyuyor. Bu öfkesini sokağa yansıtanların sayısı da az değil. Cumartesi günü saatler süren çatışmayla sonuçlanan Kahire'deki yürüyüşe on binlerce kişi katıldı. Eylemleri sürdürenlerin çoğu sol, laik eğilimli kişiler. Fakat kitlelerin siyasi talepleri, büyük bir sıkışma yaşıyor.

Halihazırda öne çıkan neredeyse tek somut talep, kış aylarındaki gösterilerde suç işleyen güvenlik görevlilerinin adil biçimde yargılanması. Halkın tepki duyduğu uygulamalar çok daha fazla olsa da, mücadelenin siyasi anlamı çok dar başlıklara hapsoldu.

Müslüman Kardeşler "istikrar"a oynayacak
Bu siyasi sıkışmışlık, karşı cenahın eline de büyük koz veriyor. Müslüman Kardeşler, bu kozu kullanmak üzere harekete geçti. Halen süren eylemlerden dolayı "gençleri" suçlayan hareket, diğer islamcı ve selefi gruplarla birlikte 29 Temmuz Cuma günü için eylem çağrısı yaptı. Eylem için "İstikrar Cuması" adı seçildi. Böylece "Halimizden memnunuz" mesajı verecek bir kitle meydanlara toplanarak, ellerinden çalınan fırsatı geri kazanmaya çabalayanlara yanıt verilecek.

(soL - Dış Haberler)