Mısır Lübnan'a müdahale ediyor

Gazze'ye yönelik İsrail saldırısının sona ermesinin ardından Mısır'ın yeni görevi belli oldu. Mübarek yönetiminin bu seferki hedefi yaklaşan Lübnan seçimleri öncesinde Hizbullah'ı zayıflatmak.

soL (DIŞ HABERLER) Gazze'ye yönelik kanlı İsrail saldırısı boyunca Tel Aviv yönetimini destekleyen "arabulucu" Mısır'ın yeni görevi belli oldu. Ocak ayında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Saud el-Faysal'ın ortaya koyduğu "anti-iran cephesi"nin bileşeni olan Mısır, "İran ajanı" olmakla itham ettiği Hizbullah'a yönelik baskıyı arttırıyor. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Hizbullah'ı ülkesini karıştırmakla suçlarken, aslında yaklaşan Lübnan seçimlerine yatırım yaptığı belirtiliyor.

Gazze saldırısında gerildiler
Hizbullah İsrail'in Güney Lübnan'ı işgalini engellediği 2006 yılından bu yana bölgedeki en önemli aktörlerden birisi olmuş durumda. Gazze saldırısı sırasında Hamas'ı destekleyen örgüt, İsrail ambargosunu kendi sınırlarını kapatarak pekiştiren Mısır'daki Batı yanlısı Mübarek yönetimine karşı, Mısırlıları göreve çağırmış ve "yıllardır bu mücadelenin içindeyim. Kimseye gereksiz umut vermem ama Mısırlı kardeşlerimiz gerekiyorsa Refah'ı vücudlarıyla açsınlar. Mübarek'in askerleri hepinizi katledemez" açıklamasıyla gündeme gelmişti. Mısır'da etkili olan eylemlerin Mübarek yönetimini sarsamadığı göz önünde bulundurulduğunda Hizbullah'ın bu ülke içinde etkinliğinin oldukça sınırlı olduğu da ortaya çıkmıştı.

'Lübnan seçimleri öncesi Hizbullah yıpratılıyor'
Taraflar arasındaki gerilim geçen hafta Mısır'ın 49 kişiyi, Hizbullah'a bilgi sızdırmak ve özellikle Süveyş Kanalı ve Sina Yarımadası'nda terör eylemleri düzenleme girişimi içerisinde olmak gibi suçlarla gözaltına almasıyla yükseldi. Davaya bakan kamu savcısı bu suçlamaları tekrarladı. Savcı Hizbullah'ın uzun süredir Mısır'daki hükümete karşı çeşitli eylemler içerisinde bulunduğunu söyledi. Açıklamanın dikkat çeken yanı ise Mısır'ın tutuklamaları Gazze Savaşı sırasında yapmayıp, savaşın üzerinden haftalar geçmesinin ardından gerçekleştirmiş olmasıydı. Bu da Ortadoğu basınını günlerdir meşgul eden tartışmada, söz konusu tutuklamalarla Mısır'ın Lübnan seçimleri öncesinde Hizbullah'ı yıpratmaya çabaladığına yönelik iddiaları güçlendiriyor.
.
Benzer iddialar İran Parlamento Sözcüsü Ali Laricani tarafından da tekrarlandı. Laricani, İsrail'in yaklaşmakta olan Lübnan seçimleri öncesinde Hizbullah'ı karalamaya çalışmakla suçladı.

Laricani'nin açıklamasında İsrail'i zikretmiş olması, bir süredir konuyu Filistin'den İran'a kaydırmaya çabalayan Tel Aviv yönetiminin Mübarek'in "cesaretli" adımının ne kadar arkasında olduğuna yönelik tartışmayı başlatmış oldu. Haaretz Gazetesi'ne demeç veren Mısırlı yetkililer Sina üzerinden Hizbullah'ın israil'e saldırmayı hedeflediğini iddia etti ve bölgede her iki ülkenin de sınır muhafızlarını arttırdığını duyurdu. İsrail'in aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman ise aynı süre zarfında kendileri için asıl sorunun Filistin değil, İran olduğunu tekrarladı.

Konuyu gündemine alan Haaretz yazarı Amos Harel'e göre Mısır İsrail adına hareket etmiyor ancak son iddialar İsrail'in "güvenlik tehlikesi"ne yönelik vurgusunu güçlendiriyor. Sina Yarımadası'nın İsrail ve Mısır sınırı olduğu düşünüldüğünde, İsrail Gazze'ye yönelik ablukayı sertleştirme imkanına kavuşuyor. Dahası kendi güvenliği Mısır'ın da iç politika meselesi haline gelmiş oluyor.

Gerilimin karşı tarafı olan Hizbullah ise "temkinli" davranıyor. Tutuklamalarda en az bir Hizbullah üyesinin bulunduğunu ancak bu kişinin görevinin Gazze'ye silah taşımak olduğu örgütün lideri Hasan Nasrallah tarafından da doğrulandı. Genel beklentinin aksine "ılımlı" bir konuşma yapan Nasrallah "kesinlikle Mısır'a yönelik bir saldırı planlamıyoruz" dedi.

Nasrallah'ın son konuşması Ortadoğ basınına göre oldukça "makul" bir çıkış. Ortadoğulu yorumcular ve gazetelere göre Nasrallah kendisine Mısır'ın attığı oltaya takılmadı ve tutuklanan üyelerinin görevini ifşa ederek Mübarek yönetimini zor durumda bırakmayı hedefliyor. Mısır halkının kimin peşinden gideceği ise henüz netleşmedi. Nasrallah'ın amaçlarının Lübnan'ın özgürlüğü ve refahı olduğunu hatırlatması ise ülkede Batı yanlılarının sürekli olarak tekrarladığı, "Hizbullah'ın ülkeyi kaosa sürüklediği ve Lübnan halkının çıkarları yerine İran devletinin çıkarlarını kolladığı"na yönelik iddiaları boşa çıkarmayı hedefliyor.