Lübnanlı siyasetçi, Suudi desteğiyle Türkiye'den silah dağıtıyor!

Batı medyasının Suriye muhalefeti içerisinde İslamcı ve "daha az İslamcı" ayrımı yaptığı bir süredir gözlemleniyor. Bu ayrımın bir uzantısı da, Katar-Suudi gerilimine bağlanıyor. Bu bölünmeler anlatılırken ise, tuhaf gerçekler ağızlardan kaçıyor. Lübnanlı bir siyasetçinin Türkiye'den silah dağıtması gibi...

Suriye'deki dış destekli savaşın yükselmesinin ardından, Batı medyasında bu ülkede savaşan muhalefet gruplarının hedefleri arasında ayrımlar yapılmaya bir süredir başlandı. Özellikle Selefilerin Suriye'deki varlığı, Libya ve Mısır'daki müttefikliğin akabinde, ABD'nin "uyumlu İslam" arayışını hızlandırması anlamına da geldi.

Suriye'de ise, Suudi Arabistan destekli muhalif gruplarla Katar fonlu silahlı çeteler arasında bir sürtüşme olduğu tahmin ediliyordu. Time'da çıkan bir makalede, bu sürtüşmeye değinilerek, Suudilerle Katarlıların artık aynı ata oynamadıkları, gönderilen para ve silahların farklı dağıtımcılar tarafından farklı gruplara verildiğini anlatıyor.

Time'ın makalesindeki bu bilgiler, olağan karşılanabilirdi. Ancak dikkat çekici iki nokta var: Birincisi, Suudi Arabistan ve Katar, muhalifleri fonlama ve silahlandırma işini açıkça Türkiye üzerinden yürütüyorlar. Time buna şerh düşme gereği bile duymuyor. İstanbul ve Hatay'da Katar ile Suudi Arabistan'ın "adamları" cirit atıyor. İkincisiyse, Türkiye'nin kendi topraklarını, bölgedeki neredeyse bütün işbirlikçi unsurlara sonuna kadar açmış olması.

'Siz Türkiye'nin dediğine bakmayın...'
Rania Abouzeid tarafından yazılan makalede, ki Abouzeid'in makalesini İdlib'den yazdığını ve İdlib'in de muhaliflerin eline "düştüğünü" iddia ettiğini düşünürsek, muhabirimiz bir hayli "iliştirilmiş" sayılır, Katar ile Suudi Arabistan arasındaki çekişmenin savaş sahasının Türkiye olduğu belirtiliyor.

Abouzeid, Türkiye'nin silah dağıtımına ya da sınırlarını silahlı militanların kullanmasına karışmadığını iddia etmesine rağmen, İstanbul'da kurulan bir komuta merkezinden, Suudi ve Katarlıların Türk istihbarat yetkililerinin yardımıyla Suriye'deki çetelere silah verildiğini yazıyor. Haziran ayında dile getirilen bu iddiaya soL'da da yer verilmişti.

'Hariri yanlısı siyasetçi Antakya'da silah dağıtıyor'
Abouzeid'in dile getirdiği önemli bir iddia, Lübnanlı bir siyasetçinin Türkiye'den Suriyeli gruplara silah dağıtımını kontrol etmesi. İddiaya göre, Suudilerin "adamı" olan bu siyasetçi, Hizbullah karşıtı 14 Mart hareketi içerisinde yer alan, Saad Hariri'nin partisi Gelecek Hareketi'ne mensup milletvekili Okab Sakr. 2009 yılında Lübnan parlamentosuna giren Sakr, Hariri'yi destekleyen ender Şii siyasetçilerden birisi.

Time, Hariri'nin partisinin, kendilerine Sakr'ın Belçika'da "izinde" olduğunu ve herhangi bir silah alışverişine katılmadığını söylediğini vurguluyor. Ancak dergi, Sakr'ın izini sürüyor ve Ağustos ayında Antakya'da görüldüğü sonucuna veriyor. Bununla da kalmıyor, ismini açıklamadığı bir otelin, Sakr'ın varlığını teyit ettiğini söylüyor.

Time'ın araştırması devam ediyor. Time'a konuşan ve Sakr ile temas kurmuş muhalif kaynaklara göre, bu Lübnanlı politikacı İdlib'deki dört ayrı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birliğine yüklü miktardaki bir "yardım"ın dağıtımına nezaret etti. Bu "yardım"ın içerisinde 50 bin kalaşnikof mermisinin bir bölümü ve onlarca RPG yer aldı. Sakr'ın sevkiyatını denetlediği yerler arasında Humus da bulunuyordu. ÖSO kaynakları, Sakr'ın bazı komutanlarla da görüştüğünü, bazılarıyla görüşmemesinin ise bir dizi hayal kırıklığına sebep olduğunu söylüyorlar.

Sakr'ın içinde yer aldığı "sivil toplum" örgütleri arasında Müslüman-Hıristiyan Diyaloğu Üzerine Arap Çalışma Grubu, Diyalog ve Yurttaşlık için Arap Forumu yer alıyor. Örgütleri çok özet bir biçimde, "dinler arası diyalog" amacıyla kuruluyor. Sakr, ikinci örgütün genel koordinatörlüğünü de yapıyor.

Suriye'de gösteriler başladığında, devlet televizyonu tarafından Okab Sakr'ın Golan Tepeleri'ndeki Banias'ta gözaltına alındığı duyurulmuştu. Televizyon ayrıca, yine Gelecek Hareketi Milletvekili Cemal el-Cerrah'ın Suriye'nin içindeki silahlı örgütlerin fonlayıcısı olduğunu iddia etmişti.

Sakr’ın “grupçuluğu” ve çetelerin rahatsızlığı
Time'daki makalede, Sakr'ın Suriye'deki 14 bölgedeki temsilcilerle temas halinde olduğu, ancak
20 civarındaki temsilcilerin silahları ve mühimmatı dağıtmakta verimsiz olduğu iddia ediliyor. Time, bu temsilcilerden dağıtımı yapmalarının beklendiğini, ancak Suriye içindeki grupların bu temsilcileri tanımadıkları söyleniyor. Time’a konuşan “etkili” bir ABD’de mukim Suriyeli, Okab Sakr’ı arayarak bu sorununun çözümü için kendisini Suriye’de tanıdığı kişilerle temas ettirdiğini ifade ediyor.

Haberde Sakr’ın ve Suudi Arabistan’ın kendi seçtikleri gruplara para ve silah dağıtımı yaptığı söylenirken, bundan rahatsızlık duyan bir muhalifin görüşlerine de yer veriliyor. Muhalif, kendilerine “uluslararası toplum” tarafından yalan söylendiğini, kendilerinin de Suriye’dekilere yalan söylediklerini, silahların bir hafta, on gün içinde geleceğinin vadedilmesine rağmen hiçbir şeyin gelmediğini iddia ediyor. “Bundan sonra gözümle görmeden inanmayacağım” diyor.

Time’ın makalesinde, dağıtımcı olarak silah verilen kişilerin, yardımları Suriye içine ulaştırıp ulaştırmadığının çoğunlukla net olarak tespit edilemediği söyleniyor.

“İdlib Askeri Konseyi” isimli bir grubun lideri olarak tanıtılan Albay Afif Süleyman, Okab Sakr’a tepki gösteriyor. Süleyman, Sakr’ın silah dağıtım işine burnunu soktuğunu ve “devrimcileri böldüğünü” iddia ediyor. Grubun liderine göre, Sakr Konsey’den 3 kişiyi seçerek bunları destekledi. Sakr’ın Konsey içinde sürtüşme yarattığını ve bunu düzeltmek için uğraştıklarını söyleyen Süleyman, bu durumu Suudi “kardeşlerine” de aktardıklarını ve Suudilerin konseyler haricinde finansal ya da askeri destek verilmeyeceği sözünü verdiklerini aktardı.

(soL - Dış Haberler)