Libya'da 'devrim' tamamlandı!

Libya'da geçtiğimiz cumartesi yapılan seçim sonuçları belli oldu. Henüz resmi rakamlar açıklanmasa da Mahmut Cibril'in de yer aldığı Ulusal Güçler Koalisyonu'nun (UGK) seçimleri kazandığına kesin gözüyle bakılıyor.

Libya'da geçtiğimiz hafta sonu yapılan seçimleri henüz kesinleşmeyen sonuçlara göre Mahmut Cibril'in liderliğini yaptığı Ulusal Geçiş Koalisyonu kazandı. Cibril'in rakipleri ise Müslüman Kardeşler'in Libya'da kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi ve El Kaide destekli Abdülhakim Belhac'ın Vatan Partisi'ydi. Üç partinin de ortak özelliği islamcı karakterde partiler olması. Ancak Cibril'in partisi rakiplerine göre daha ılımlı eğilimleri ve liberal karakteriyle ön plana çıkıyor.

Batı medyasında seçim sonuçlarına ilişkin "Arap Baharı" sürecinde Mısır, Tunus ve Fas gibi ülkelerde yükselen İslamcı dalganın Libya'da kırıldığı yönünde yorumların da yer aldığı dikkat çekiyor. Ancak Mahmut Cibril'in, bahsi geçen ülkelerdeki islamcı hareketlere muhalif kesimlerden temel bir farkı bulunuyor. Cibril, rakiplerini hiçbir zaman şeriatçılıkla ya da islamcı radikalizmin parçası olmakla eleştirmediği gibi, tersine yeni anayasanın temel dayanağının şeriat olması konusunda rakipleriyle hemfikir bulunuyor.

Şeriatçılık, kabilecilik ve emperyalizm yanlılığı ortak özellikler
Libya'daki seçimler, rejim değişimi sonrası "ilk ciddi demokratik adım" olarak yorumlanıyor. Ancak gerek seçmen davranışları ve gerekse seçim kampanyaları iki temele dayanıyor: Birincisi, Libya toplumunda ciddi etkisi bilinen kabileler ya da aşiretler, ikincisi ise islamcı söylemler.

Mahmut Cibril, Libya'nın en büyük aşireti Warfalla'nın mensubu. Bu aşiretin 6 milyon nüfuslu Libya'da yaklaşık 1 milyon mensubu bulunuyor. Seçim öncesine kadar Libya'da yönetimde olan Ulusal Geçiş Konseyi'nin başkanlığını ve geçici başbakanlık görevini yürüten Cibril, görevi dolayısıyla seçime katılamasa da, Libya'daki geçiş sürecinin en güçlü lideri olacağı yönünde yorumlar yapılıyor.

Ülkede özellikle Kaddafi'nin yakalanıp vahşice katledilmesinden sonra ülkede çatışmaların durmadığı, Ulusal Geçiş Konseyi'nin kontrolünün azaldığı ve bölünme veya federal birlik gibi olasılıkların ortaya çıktığı bir dönem yaşanıyor. Bu süreçte ülkenin çeşitli bölgelerinin kontrolü farklı grupların eline geçmiş ve ülke petrolünün önemli bir bölümünün bulunduğu Bingazi ve çevresinde özerklik ilan edilmişti.

Böyle bir sürecin ardından, Konsey'in etkisizleşmesiyle birlikte vaktinin çoğunu yurtdışı ziyaretleri ve görüşmeleriyle geçiren Cibril'in seçim zaferi şaşkınlıkla karşılanıyor. Müslüman Kardeşler örgütü sözcüleri, kendi yenilgilerinin ötesinde Cibril'in seçilmesini üzüntü ve şaşkınlıkla karşıladıklarını belirtiyorlar.

Ancak, gerek ılımlı islamcı ve liberal kanadı temsil etmesi ve gerekse emperyalizmin Libya operasyonu ile birlikte batıyla kurduğu ilişkiler düşünüldüğünde Cibril'in Libya'daki geçiş süreci için emperyalistler açısından ideal bir şahsiyet olduğu görülüyor.

Müslüman Kardeşler'in durumu
Müslüman Kardeşler Mısır ve Tunus'un aksine Libya'da, genel örgütlenme biçimleri olan yaygın yardımlaşma ağlarına sahip değil. Böyle bir taban örgütlenmesinin bulunması, diğer iki ülkede örgütün rakiplerine karşı elini güçlendiren bir unsurken, Libya'da bunun yokluğu örgütün popülaritesini olumsuz etkilemiş görünüyor. Bununla birlikte Müslüman Kardeşler, Libya'da yine de iktidar için ciddi bir seçenek olarak görülüyordu.

Öte yandan Müslüman Kardeşler'in iktidarı Mısır'da da henüz dikiş tutmuş değil. Geçtiğimiz ay tamamlanan seçimlerde Cumhurbaşkanı seçilen Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Mursi ile Anayasa Yüksek Mahkemesi arasında yeni bir gerilim yaşandığı belirtiliyor. Anayasa Yüksek Mahkemesi Mısır'daki genel seçimlerin sonucunu anayasaya aykırı ilan etmiş ve islamcıların çoğunluğu oluşturduğu parlamentoyu feshetmişti. Mursi, seçildikten sonra buna yanıt olarak yeniden bir hükümet kurma girişiminde bulunacağını bildirmişti. Mursi'nin girişimi üzerine pazartesi günü açıklama yapan Anayasa Yüksek Mahkemesi heyeti, mahkemenin kararının bağlayıcı olduğunu ve tartışma konusu olamayacağını belirtti.

Yaşanan sürtüşme Mısır'da iktidar kompozisyonunun nasıl kurulacağı çekişmesine dayanıyor ve temel çatışma Müslüman Kardeşler ile Yüksek Askeri Şura arasında gerçekleşiyor. Bu gerilimin sonucunda Mısır'da ordu destekli bir Müslüman Kardeşler iktidarının yerleşiklik kazanması bekleniyor.

Libya'nın "devrimi"
Libya'daki seçimin resmi sonuçları bir kaç güne kadar duyurulacak. Zaferi kesin gibi görünen Cibril'in yeni anayasanın yazım sürecini de kapsayan önümüzdeki 18 ay boyunca iktidar olması bekleniyor. Bu sürecin şeriata dayalı veya islamcı referansları güçlü bir anayasayla sonuçlanması muhtemel görünüyor. Zira seçimlerdeki üç büyük parti de islamcı kimliğiyle biliniyor. Batıda ve ülkemizde ana akım medya ve düzen siyasetçileri tarafından "devrim" diye selamlanan sürecin sonucu bütün ülkelerde kurulan islamcı iktidarlar ile bunlara eşlik eden mezhep, aşiret ve siyasi temelli bölünmeler oldu.

(soL - Dış Haberler)