Japonya Rusya'dan toprak istiyor

Japon parlamentosunun, Rusya sınırları içindeki Güney Kuril adalarını Japon toprağı olarak tanıyan bir karar almasının ardından, Japon Başbakanı Taro Aso’nun G8 zirvesindeki sert tavrı, meselenin yeniden ısıtıldığını ortaya koydu.

soL (DIŞ HABERLER) Geçtiğimiz hafta Japon parlamentosu, Güney Kuril adaları olarak bilinen, 3 ada ve insan yaşamayan birkaç ufak adadan oluşan, İkinci Dünya Savaşı’ndan beridir Rusya’nın kontrolünde olan bölgeyi Japon toprağı ilan eden bir kararın altına imza attı. Karar, Rusya tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

İtalya’nın l’Aquila kentinde düzenlenen G8 zirvesinde Japon Başbakanı Taro Aso’nun, Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’le görüşmesinde takındığı sert tavır da tartışmanın hararetinin arttığını ortaya koydu.

Tartışmanın tarihsel arkaplanı
Kuril adaları, Japon ana adasıyla Rusya’nın arasında uzanan bir takımada dizisi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından bu adalar, Sovyetler Birliği'nin kontrolüne geçiyor. Ancak Soğuk Savaş’la birlikte 1950’lerden itibaren Japonya, ABD’nin desteğiyle adaların en güneyinde bulunan dört ada üzerinde hak iddia ediyor. Bu tartışma nedeniyle Rusya ve Japonya halen bir barış anlaşması imzalayabilmiş değil.

1951 San Francisco Anlaşması, ya da diğer adıyla Japonya’yla Barış Anlaşması’nın ikinci maddesinin ikinci paragrafı, Japonya’nın 1905’teki Portsmouth anlaşmasıyla kontrolüne aldığı Sahalin ve Kuril adaları üzerindeki tüm haklarından feragat ettiğini söylüyor.

Japonya ise, en güneyde bulunan dört adanın, hiçbir zaman Kuril adalarının bir parçası olmadığını iddia ediyor. Coğrafi olarak bunu iddia etmek mümkün olmasa da, Japonya 1855’teki Şimoda Anlaşması’nda Çarlık Rusyası’nın bu dört adayı Japonya’ya vermiş olduğu gerçeğine işaret ediyor. Fakat orijinali Fransızca olan söz konusu anlaşmadan böyle bir anlam çıkmıyor.

Japonya’nın iddiasının bir diğer yönü, adaların tarihsel olarak Japon toprağı olmuş olması. Adanın yerli halkı, ne Rus ne de Japon. Fakat Japonlar’ın adaya kalıcı olarak yerleşmesinden sonra ya buralardan sökülmüş, ya da asimile edilmişler. John J Stepan’ın Kuril adalarıyla ilgili The Kuril Islands: Russo-Japanese Frontiers in the Pacific kitabına göre Ruslar, takımadalara ilk keşif seferlerini 1690’lı yıllarda düzenlemişler. Japonların adaya ilk kez ayak bastıklarını gösteren belge ise 1754 yılına ait.

ABD’nin tavır değişikliği
Japonya’nın adalar üzerinde hak iddia etmesi, 1950’li yılların başlarında, ABD’nin bu konuda Japon iddiasını desteklemeye karar vermesiyle başlıyor. ABD, bu değişiklikle aslında kendi imzası olan Yalta Konferansı kararlarına karşı gelmiş oluyor, zira İngiltere, ABD ve Sovyetler Birliği arasında İkinci Dünya Savaşı sırasında yürütülen ve savaş sonrası durumu inceleyen konferanslar serisinden biri olan Yalta’da üç ülke, Kuril adalarının (güneydekiler de dâhil) Sovyetler Birliği’ne verilmesine karar veriyorlar.

Bugün de Japonya’daki tüm taraflar, ABD’nin arabuluculuğunu istiyor. ABD de Japon iddiasını desteklemeyi sürdürüyor. Rusya, bir barış anlaşması imzalanmasından yana. Fakat adaların Japonya’ya verilmesine razı olmuyor. Sovyetler Birliği, daha sonra da Putin, adalardan ikisini Japonya’ya geri vermeyi teklif etmişlerdi. Ancak Japonya da adaların dördünü birden istiyor.

Adalardaki politik denge
Adalar, ekonomik olarak balıkçılık ve bazı minerallerin çıkarılmasıyla geçiniyor. Öte yandan, Japon Denizi’ne geçişi kontrol eden adaların stratejik önemi büyük. Bölgede petrol ve doğalgaz bulunması da adaların önemini artırıyor.

Fakat Rusya’nın bölgede uzunca bir süre pek yatırım yapmadığını söylemek gerek. Adaların yiyecek ve tüketim maddeleri ihtiyacının beşte dördü Japonya’dan geliyor. Japonya’yla kıyaslayınca düşük olan yaşam seviyesi nedeniyle adadaki insanların bir kısmının, Japon kontrolüne geçmek istedikleri bir gerçek. Güney Kuril bölgesi valisi Vladimir Zema, adalarda yaşayan 14 bin Rus’un, bir halkoylaması yapılması durumunda muhtemelen Japonya’nın kontrolüne geçmek isteyeceğini söylüyor. Dört adadan ikisinde yaşayan Ruslar, ekonomik yardım karşılığında topraklarını 99 yıllığına Japonlar’a kiralayacak bir öneride bulunmuşlardı.

Adalar üzerindeki tartışmanın yeniden ısıtılmasında ABD’nin Japonya’ya destek vermesi, İkinci Dünya Savaşı sonrası sınırların meşruiyetini tartışmaya açmak istediğini gösteriyor. Ancak bu, oldukça tehlikeli sonuçları da beraberinde getirebilir.

İlgili yazı:
Eskisinden kurtulmak, yenisini çıkarmaktır: YANİ SAVAŞ