Haaretz gazetesi, MİT müsteşarlığına atanan Hakan Fidan’ın Türkiye ile İsrail ilişkilerinde yaşanan değişimi koordine eden kişilerden biri olduğunu yazdı.
Amir Oren imzalı haberde İsrail savunma kaynaklarının, özellikle MOSSAD dış ilişkiler bölümünün Hakan Fidan’ın atanmasından ve bu atamanın Türkiye’nin İsrail ve İran’la ilişkileri üzerindeki olası etkilerinden endişe duydukları belirtildi.
Haberde İsrail-Türkiye ilişkilerinde Gazze filosu olayıyla meydana gelen değişimi Başbakan Erdoğan ve Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte koordine eden kişilerden birinin MİT müsteşarlığına atanan Hakan Fidan olduğu öne sürüldü.
Fidan’ın olayla ya da İHH’yla ilişkisine dair somut bir bilgi olmadığı da belirtildi.
Habere göre, MOSSAD yetkililerinin ve yerel siyasi-güvenlik yapılarının toplantılarında Fidan’ın Erdoğan’ın İslamcı partisiyle yakın ilişkileri olduğu da kaydedildi. Buna göre, Fidan’ın Türkiye’nin özellikle nükleer enerji meselesi üzerinden İran’a yakınlaşmasında payı olduğu da yapılan değerlendirmeler arasında yer aldı.
Fidan’ın müsteşar olarak atanmasının, Erdoğan’ın istihbarat yapılanmasının sivil unsurları üzerindeki kontrolünü artırdığına da dikkat çekilen haberde, bunun dış politika ve savunma politikası ile İslamcı partiye en ciddi tehdit olarak görülen üst düzey askeri yetkililer nezdinde yansımasına dikkat çekildi.
Fidan’ın özgeçmişine dair bilgilerin de aktarıldığı haberde, yeni MİT müsteşarının, eski müsteşar Emre Taner’in emekliliğiyle birlikte bir süredir gayri resmi olarak teşkilatı yönettiği ve atamasının geçen ay gerçekleştirildiği kaydedildi.
Lisans eğitimini ABD’nin Maryland Üniversitesi’nde tamamlayan Fidan’ın master ve doktora derecelerini Ankara Üniversitesi’nden aldığı, subay olmadığı halde 15 yıl orduda görev yaptığı da Fidan’a hakkında verilen bilgiler arasında yer aldı.
Fidan’ın Türkiye’yi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nda temsil ettiği ve İran’ın nükleer programını savunduğu, geçtiğimiz ay imzalanan nükleer takas anlaşmasını Davutoğlu ile birlikte formüle ettiği de belirtildi.
Haberde Fidan’ın İsrail, İngiltere ve ABD’de olduğu gibi MİT’in iç ve dış istihbarat örgütlerini birbirinden ayırmayı savunduğu, “kurumsal” meselelere ve temel amacı PKK’yle ilgilenmek olan bağımsız bir güvenlik servisi ile çalışmaya yoğunlaşmayı tasarladığı vurgulandı.
Amir Oren, son olarak, bu atamanın iki etkisi olacağından endişe edildiğini ilk olarak, iki ülke arasındaki istihbarat paylaşımının zarar göreceğini ve diğer taraftan İsrail’in düşman örgütlerin ya da ülkelerin eline geçeceği iddiasıyla Türkiye’ye bilgi aktarımını sınırlandırmak zorunda kalacağını yazdı.
(soL - Dış Haberler)