İslamcılar Libya’da katliama devam ediyor, ABD müdahale ettirtmiyor

Libya’nın Beni Velid kenti üç haftadır İslamcı militanların kuşatması altında. Aç ve susuz bırakılan kentte kimyasal silahlar da kullanıldığı iddia ediliyor. ABD ise Rusya’nın BM’ye sunduğu karar tasarısının geçmesini engelledi.

Geçtiğimiz yıl Libya’da NATO’nun yönlendirmesi ve desteğiyle Kaddafi yönetimini deviren islamcılar, ülkede katliam düzenlemeye devam ediyor. Başkent Trablus’a yaklaşık 150 kilometre mesafede bulunan Beni Velid kenti yirmi gündür Libya’daki yeni rejimin militanları tarafından kuşatma altında tutuluyor. 20 Ekim 2011’de vahşi bir biçimde katledilen Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi yanlılarının çoğunlukta olduğu nadir kentlerden bir tanesi olan Beni Velid halkı, bütün dünyanın gözü önünde katlediliyor.

Görgü tanıkları hükümet yanlısı milislerin kenti aç ve susuz bıraktığını, elektrik ve doğalgazın kesildiğini ve kentin sürekli olarak bombalanması sonucunda aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini aktarıyor. Bazı tanıkların iddiasına göre hükümet yanlısı milisler kente yönelik saldırılarında zaman zaman kimyasal gazlarla yüklü bombalar da kullanıyor.

Kuşatmanın, geçtiğimiz yıl Kaddafi’nin vahşice öldürüldüğü operasyonun sorumluları arasında gösterilen Omran Şaban’ın öldürülmesi olduğu belirtiliyor. Kenti kuşatma altında tutan ve El Kaide’yle bağlantılı oldukları tahmin edilen İslamcı militanların Şaban’ın kaçırılarak öldürülmesinden Beni Velid kentini kontrol eden Varfalya aşiretini sorumlu tuttukları kaydediliyor.

Pazar günü 300 civarında eylemci, üç haftadır kuşatma altında tutulan ve katliama maruz kalan Beni Velid’deki dikkat çekmek amacıyla Trablus’ta bir eylem gerçekleştirdi. Parlamento binasına yürümek isteyen göstericiler, silahlı milislerin sert müdahalesine maruz kaldı. Aralarında çok sayıda kadının da bulunduğu göstericilerden bazılarının milisler tarafından vurularak yaralandığı kaydedildi.


Beni Velid'de yaşanan katliamı protesto eden, aralarında çok sayıda kadının da bulunduğu göstericiler kolluk güçlerinin saldırısına uğradı.

Görgü tanığı: Kimyasal silahlar kullanılıyor
Russia Today televizyonuna değerlendirmelerde bulunan, ailesi halen Beni Velid’de bulunan bir görgü tanığının aktardığına göre şehir üç haftadır hükümet yanlısı güçlerin saldırısı altında. Militanların insanların yaşadığı evleri ağır iş makineleriyle yıktığını ve saldırılarda uluslararası hukuk tarafından yasaklanmış olan zehirli gazların da kullanıldığını iddia eden görgü tanığı, kentin tanklarla bombalandığını da sözlerine ekliyor.

Kente yönelik saldırılarda kimyasal silahların da kullanıldığı iddialarını doğrulamak mümkün olmasa da, internetteki video paylaşım sitelerine yüklenen çok sayıda görüntüde kentin ağır bir saldırı ve kuşatma altında bulunduğu görülebiliyor.

Russia Today’e konuşan ve şu anda Mısır’da bulunan Faraj adlı görgü tanığı, “hükümetle bağlantılı milisler bütün göstericileri öldürme emri almış. Şehir her yönden kuşatılmış durumda. İlaç, yiyecek ya da insani yardım malzemeleri bulmak mümkün değil. Şehrin içinde hiçbir şey yok” diye konuşuyor. Faraj sözlerine “Beni Velid’de oluk oluk kan akıyor ve hiç kimse şehirdekilerin feryadını duymuyor. Milislerin silahları aralarında Sarkozy ve Obama yönetimlerinin de olduğu dış güçlerden geldi” diye devam ediyor.

Libya’da halen devletin mevcut olmadığını söyleyen Faraj, “ortada yalnızca silahlı gruplar var ve bunların hepsi de El Kaide’nin denetimi altında” diyor. Hükümetin başlangıçta “Beni Velid’de olanlar durmalı” dediğini söyleyen Faraj, kentte katliam yapan milisleri durdurmak için hiçbir şey yapmadığını, daha sonra da “bu kötülüğe karşı verilen haklı bir savaş” diyerek, açıkça katliamı onayladığını belirtiyor.

Rusya konuyu BM’ye taşıdı, ABD bloke etti
Rusya, Beni Velid’de üç haftadır devam eden katliamı Birleşmiş Milletler gündemine taşıdı. Kentteki kuşatmaya son verilmesi ve barışçıl bir çözüm sağlanmasına yönelik bir karar tasarısı hazırlayan Rusya’nın önerisi ABD tarafından bloke edildi.

Rusya’nın BM Büyükelçisi Vitali Çurkin, ABD’nin bu tavrının “ciddi olamayacağını” söyleyerek, eylül aynda Bingazi’de islamcı militanlar katledilen ABD’li diplomatları hatırlattı. Çurkin, “Ülkedeki siyasi sorunların şiddete başvurulmadan çözülmesini isteyen bir karar tasarısının bloke edilmiş olması çok tuhaf. Bu, ABD delegasyonunun eylemlerinin rasyonel olduğunu söylemeyi zorlaştıran bir durum” diye konuştu.

Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu karar tasarısında Libya yönetiminden yaşanan sorunu barışçıl yollarla çözmek üzere derhal atılması gereken adımları atması ve Libya vatandaşlarının bütün haklarını koruması isteniyordu. Tasarıda ayrıca Beni Velid’deki gelişmelerden kaygı duyulduğu ifade ediliyordu.

Çurkin, tasarının ABD tarafından bloke edilmesinin ardından yaptığı açıklamada Libya Özel Temsilcisi Tarık Mitri ile görüşmeyi tasarladığını, ancak bu görüşmenin video konferans yoluyla bile ne zaman yapılabileceğinin belirsiz olduğunu söyledi.

Rusya, BM Güvenlik Konseyi’ne Libya’yla ilgili karar tasarısını gün iki ayrı tasarı daha sunmuştu. Bu tasarılardan ilkinde 21 Ekim’de Şam’da gerçekleştirilen ve 10 kişinin ölümü, onlarca kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırıların kınanması isteniyordu. İkinci tasarıda ise Suriye’de Kurban Bayramı süresince ateşkes yapılması konusunda hem Suriye yönetimine hem de muhaliflere çağrıda bulunuluyordu.

(soL-Dış Haberler)