Anadolu Ajansı 14 Ekim tarihinde “Emevi Camisini yaktılar” başlığını taşıyan haberinde Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO), Suriye ordusunun saldırısı sonucunda kısmen yanan cami ve çevresinin ÖSO’nun denetimine girdiğini iddia etmişti. AA’nın haberine göre Halep’teki ÖSO militanları “Emevi Camisine Özgürlük” adı altında bir operasyon başlatarak Büyük Emevi Camisi ve çevresini kontrol altına almışlardı. Haberde ayrıca ÖSO militanlarının caminin içerisine kadar girdiği, ancak bölgenin ÖSO’nun denetimine geçeceğini anlayan Suriye ordusu birliklerinin caminin bir kısmını yakarak kaçtığı iddia ediliyordu. ÖSO’nun konuyla ilgili yaptığı açıklamaya da yer veren AA, açıklamada Suriye ordusunun caminin bir kısmını yaktığı ve içerideki kutsal eşyalar ve tarihi eserleri tahrip ederek camiyi terk ettiğine işaret edildiğini aktarmaktaydı.

Görüntüler yalanı ortaya çıkartıyor
Dün internette yayınlanan görüntüler ise AA’nın ÖSO kaynaklarına dayandırdığı bu iddiaları yalanlıyor. Görüntülerde Suriye Ordusu’nun Emevi Camisine operasyon düzenlediği ve camiyi ele geçirdiği görülüyor. Büyük Emevi Camisini ele geçiren ordu, daha sonra cami içerisindeki tarihi eserlerin ÖSO militanları tarafından yağmalanmış ve caminin önemli ölçüde tahrip edilmiş olduğunu gösteriyor.

Caminin restorasyonu için komite oluşturuldu
Suriye devlet televizyonu önceki gün Emevi Camisinin bakım ve restorasyonu için bir komite oluşturulmasına yönelik kararnamenin Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından onaylandığını duyurdu. Kararname, restorasyon ve bakım çalışmalarının 2013 sonunda tamamlanmasını öngörüyor.
AA’ya ve ÖSO’ya inanılacak olursa Suriye yönetimi muhaliflerin denetiminde olan camiyi restore etmek için kararname çıkartmış durumda.

Pek çok tarihi ve kutsal mekânı yakıp yıktılar
İslamcı militanlar, “Arap Baharı” diye adlandırılan sürecin başlangıcından bu yana birçok ülkede çok sayıda tarihi ve kutsal mekânı yakıp yıktı. Mali, Libya ve Bahreyn’de birçok cami islamcı militanların ya da yönetimlerin girişimiyle yerle bir edilirken, islamcılar bazı örnekler yıkılan tarihi mekânların “cami olmadığı”, bazı durumlarda ise bu eylemleri kendilerinin gerçekleştirmediklerini öne sürdüler.

(soL-Dış Haberler)