Ekim Devrimi'nden portreler

Bundan 93 sene önce Rusya'da Ekim Devrimi gerçekleşti. Hem Şubat, hem Ekim aylarında iki devrime birden sahne olan 1917, dünya savaşının ortasında kıvranmakta olan Rusya'yı tarihin en çalkantılı zamanlarından birinden geçiriyordu.

Dünya tarihinin derinden etkilendiği yıllardan biri olan 1917'de Rusya'daki siyasal gelişmelerde saymakla bitmeyecek sayıda isim etkili oldu. En çok da kitleler: İşçiler, köylüler, askerler, öğrenciler...

Ancak bazı kişiler, olayların akışında üstlendikleri sorumluluklarla öne çıktılar. Bunlardan bazılarını kısaca hatırlatmak üzere, 1917'den bazı portreler hazırladık.

Nikolay Buharin (1888 – 1938)
1905 Devrimi sırasında öğrenci hareketlerine katıldı. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Bolşevik kanadında yer aldı. Gençlik konferansı düzenleyerek komsomolun ilk başlatıcısı oldu. Hapis ve sürgün yıllarında, ekonomik politikalara ağırlık verdi, özellikle tarım konulu çalışmalarıyla ve toprak mülkiyeti sorununa, sosyalist ekonomi inşasına, sanayileşmeye ve toplumsal katmanlar arasındaki ayrımların giderilmesine yönelik tezler geliştirdi. NEP dönemi planlarını destekledi. Merkezi yayın organı Pravda’nın editörlüğünü yaptı. 1926 – 1929 yılları arasında Komünist Enternasyonal’in başkanlığını üstlendi.

Maksim Gorki (1868 – 1936)
Adını çocukluk ve ilkgençlik yıllarının özeti olan “acı”dan alan büyük yazar, edebiyat dünyasında Tolstoy ve Çehov’la bir sırada tutulacak üne eriştiğinde, RSDİP üyesi bir siyasal karakterdi de. Bolşevik kanatta yer alan yazar, Lenin’le anlaşmazlığa düştüğü koşullarda da bu duruşundan geri adım atmadı. Sosyal-şovenizme karşı durdu. Eleştirel yaklaştığı Ekim Devrimi’nden sonra, yazarların dayanışmasını amaçlayan Dünya Edebiyatı adlı kurumu oluşturdu. 1921’de İtalya’ya giden Gorki, devrimci kültür çalışmalarını sürdürmek üzere 1928’de ülkesine döndü ve Sovyet Yazarlar Birliği’nin ilk başkanı seçildi. Devrimin, edebiyat ve kültür alanındaki önde gelen temsilcisi, örgütleyicisi oldu.

Mihail Kalinin (1875 – 1946)
Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin ilk üyelerinden olan Kalinin, ayrışmada Bolşevik safta yer alarak, özellikle maden işçileri arasında örgütlenme görevini başarıyla yürüttü. 1916’daki tutukluluğundan, 1917 Devrimi’yle kurtuldu. Pravda’nın yayınlanması çalışmaları katıldı. Petrograd belediye başkanlığı yaptı. 1919’da, Tüm Rusya Merkezi Yönetim Kurulu başkanı oldu ve bu görevi 1946 yılına kadar yürüttü.

Lev Kamenev (1883 - 1936)
1901’de RSDİP üyesi oldu, 1908’de hapsten çıkınca Cenevre’ye Lenin’in yanına gitti ve Merkez Komitesi tarafından verilen Pravda’yı ve parti faaliyetlerini yönetmek göreviyle Petersburg’a döndü. Yakalanıp gönderildiği Sibirya sürgününden devrimle kurtuldu. Bolşeviklerin Menşeviklerle koalisyonunu savundu. Brest-Litovsk diplomatik delegasyonunda yer aldı. Moskova Sovyeti Ekonomi Konseyi başkanlığı, Çalışma Konseyi başkanlığı, Halk Komiserleri Konseyi ikinci başkanlığı yaptı, parti politbürosu üyesiydi. Stalin ve Zinovyev’le birlikte, başlangıçta kayınbiraderi Troçki’ye tavır aldıysa da, sonra yakınlaştı. Roma Büyükelçiliği görevindeyken partiden çıkarıldı ve yargılandı.

Aleksandr Kerenski (1881 – 1970)
Hukuk eğitimi sırasında Narodnik hareketle bağ kurdu, Sosyalist Devrimci Parti’ye girdi. 1912’de milletvekili olarak parlamentoya girdi. 1. Dünya Savaşı’na katılmayı destekledi. Şubat 1917’deki geçici hükümette Petersburg Sovyeti’ni temsilen kabinede Adalet Bakanı görevine geldi. Savaşa ilişkin politikalarıyla güven yitirdiyse de, geçici hükümetin başbakanlığına yükselmeyi bildi. Ekim Devrimi’nde iktidarı devretmeye direndi, kaçmak zorunda kaldı. Bolşeviklere karşı silahlı örgütlenme girişimi yenilgiyle sonuçlandı.

Georgiyeviç Kornilov (1870 – 1918)
Rus Çarlık Ordusu’nda istihbarat subayı olan Kornilov, 1. Dünya Savşı’nda general rütbesini aldı. Savaşta esir düştüğü Avusturyalıların elinden kaçarak Rusya’ya geldikten sonra, Çar’ın devrildiği koşullarda Petrograd’ın askeri yönetimini ele aldı. Geçici hükümet sırasında başkomutanlığa getirildi. Bolşeviklere karşı mücadele yürüttü. Askerlerin Bolşeviklerden yana tavrı, ve Kerenski hükümetinin kendisinden yüz çevirmesi, Kornilov’u Ağustos 1917’deki ünlü darbe girişimine itti. Başarısız olarak yakalandı, hapisten kaçarak Beyaz Ordu saflarında savaşını sürdürdü, bir Bolşevik saldırısı sırasında öldü.

Vladimir İlyiç Lenin (1870-1924)
Simbirsk'te doğdu, 1887'de devrimci harekete katıldı. Yurtdışında Martov ile beraber "Iskra" dergisini kurdu. Yazdığı "Ne Yapmalı?" kitabıyla 1903'te RSDİP içindeki ayrışmaya Bolşevik kanadın öncüsü olarak katıldı. Yurtdışında kaldığı yıllarda dünya solunda önemli bir yer edindi ve Rusya’daki devrimci harekete yön verdi. 1914'te sosyal-şoven olarak tanımladığı İkinci Enternasyonal’den kopuşu sağladı. Savaş sırasındaki ilk ayaklanmalarda "Bütün iktidar sovyetlere" sloganyla bir döneme müdahale etti. 1917'de Rusya’ya döndü ve Ekim Devrimi’nin mimarı oldu. 1921'de NEP dönemini başlattı. 1922'de geçirdiği hastalık yüzünden felç olmasına karşın, ülkenin ve partinin düşünsel ve örgütsel önderliğini sürdürdü.

Anatoli Lunaçarski (1875 – 1933)
1905 Devrimi sırasında tutuklanıp kefaletle serbest bırakılarak yurtdışına çıktı. Ekim Devrimi’nden sonra ülkesine dönerek eğitimle ilgili halk komiseri oldu. Sanatta tarflılık, devrimin kültüre etisi, sınıf mücadelesinde sanatın önemi, sanatçının dünya görüşü ile üretimi arasındaki bağıntı gibi sorunları ele alan çalışmalar yaptı. Sosyalist kültürün sanat teorisini oluşturmaya çalıştı, estetik konusunda tezler geliştirerek marksist eleştiriyi zenginleştirmeye yöneldi. Tarihsel oyunlar da yazan Lunacarski, sinemadan plastik sanatlara kadar geniş bir yelpazede, devrimin ve partinin kılıvuzluk rolünü irdeledi, kurumsallaşması çabası yürüttü.

Yuli Martov (1873 – 1923)
İstanbul doğumlu olan Martov, 1890’larda Yahudi sosyalistlerin örgütü Bund üyesi oldu. 1895’te, Lenin’le birlikte St. Petersburg İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği’ni kurucusuydu. Iskra dergisi yazı kurulunda yer aldı. RSDİP’nin ikinci kongresinde, Menşevik kanatta kaldı ve bu kanata tasfiyecilerin liderliğini üstlendi. Ekim Devrimi’nden sonra, Sovyet iktidarına eleştirel bakışı sürse de, Akselrod’a kıyasla hayırhah bir tavır aldı.

Josef Stalin (1878 - 1953)
Gürcistan'ın Gori kasabasında dünyaya gelen Stalin, çocukken gönderildiği papazlık okulunda başladığı devrimci faaliyetlerini bütün Kafkasya’da sürdürdü. Yakalanıp sürgün edildiği St. Petersburg'da "Pravda" dergisini çıkarmaya başladı. Devrim arefesinde parti merkez komitesine seçildi. İç savaş yıllarında halk komiserliğinin başına getirildi. 1922’de genel sekreterlik görevine getirildi. Lenin'in ölümünden sonra SSCB'nin liderliğini üstlendi. NEP döneminin bitişini ilan ederek iktisadi anlamda ve günlük yaşamda sosyalizmin kuruluşunu başlattı. İkinci Dünya Savaşı’nda faşizme karşı kazanılan zafere öncülük etti. SSCB’nin bir dünya gücü olmasında ve kapitalist kampın karşısına dikilmesinde başat rol oynadı.

Leon Troçki (1879-1940)

Öğrencilik yıllarında sosyal demokratlara katıldı. 1898’de tutuklandı ve Sibirya’ya sürüldü. Yurtdışına firar etti. İskra'nın yayın kurulunda yer aldı ve 1903'teki ayrışmada menşeviklerden yana saf tuttuysa da bir yıl sonra aralarından ayrıldı. Ekim Devrimi sürecinde Bolşeviklere katıldı, dış ilişkiler ve halk komiserliği görevlerine getirildi. Brest-Litovsk andlaşmasında imza yetkisi aldı. Başkomutan sıfatıyla Kızıl Ordu’nun kuruluşuna öncülük etti ve iç savaşta bu görevi sürdürdü. Komünist Enternasyonal'in hazırlanması ve kurulmasında işlev gördü. 1929 yılında yurtdışına sürüldü. Burada alternatif bir enternasyonal kurma çalışmaları içindeyken Meksika’da öldürüldü.

Grigori Zinoviyev (1883 -1936)
Elizavetgrad (bugünkü Kirovgrad) kentinde bir çiftlik sahibinin çocuğu olarak doğdu. 1901'de RSDİP'e katılmış ve 1902'de iltica etmek zorunda kaldı. Bu sırada Bern ve Paris'te yaşadı ve partideki ayrışmada Bolşeviklerin önderlerinden oldu. Rusya'ya döndüğünde St. Petersburg'da "ileri" gazetesini çıkardı ve merkez komitesine seçilmesinin ardından 1908'de tekrar tutuklandı. hastalığı yüzünden tahliye edilirken tekrar iltica etti. Nisan tezlerine karşı çıkarak yayın organlarında bunları açık etmesiyle Lenin'le arası bozulan Zinoviyev, yine de Petrograd sovyet başkanlığına getirildi, daha sonra Komintern yönetim kurulu başkanı ve politbüro üyeliği görevlerine getirildi.

(soL)