Duvarın altından faşizm çıktı

Berlin Duvarı’nın yıkılışının 20. yılı “kutlanırken”, Almanya’da faşizm yükseliyor. Hafta sonu yapılan seçimlerde, neo- Nazi NPD (Ulusal Demokratik Parti), doğudaki yedi kentte belediye meclisine girdi.

Berlin Duvarı’nın yıkılışının 20. yılı nedeniyle düzenlenen törenlerde, Batılı ülke liderleri “sosyalizmin çözülüşü kutlarken”, Almanya’da yerel seçim sonuçları, faşizmin yükselişine işaret ediyor. Faşizmin özellikle de Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla “özgürlüğe” kavuştuğu iddia edilen doğu eyaletlerinde tutarlı bir tabana erişmesi dikkat çekiyor.

Hafta sonu yapılan yerel seçimlerde, neo-Nazi NPD’nin (Ulusal Demokratik Parti) özellikle ülkenin doğu eyaletlerinde önemli ölçüde oy aldığı gözlendi. NPD temsilcileri Leipzig, Dresden, Rostock ve Erfurt’da dahil doğu eyaletlerindeki yedi kentte belediye meclisine girdi.

Daha önce “tepki oylarını” topladığı düşünülen neo-Nazi partinin, giderek tutarlı bir seçmen kitlesine eriştiğine dikkat çekiliyor. NPD’nin oylarının pek çok eyalette yüzde 3 civarında olduğu, ayrıca partinin belli eyaletlerde önemli bir tabana kavuştuğu belirtiliyor.

NPD’nin oylarını en çok yükselttiği eyaletin Thüringen olduğu belirtiliyor. Daha önceki seçimlerde burada yüzde ile ifade edilecek miktarda oy alamayan partinin son seçimlerde seçmenlerin yüzde 3,1’inin desteğini aldığı ifade edilmekte.

Öte yandan, Saksonya’da da NPD oylarının son seçimlerden bu yana üçe katlanarak yüzde 2,3’e eriştiğine dikkat çekiliyor.

Mecklenburg-Vorpommern eyaleti, neo-Nazi partinin en etkili olduğu bölge, zira parti bu eyalette 2006 yılından bu yana yerel mecliste temsil ediliyor. Ancak, NPD’nin buradaki oylarını da yüzde 0,8’den 3,2’ye çıkardığı, böylelikle belediye meclisine 26 vekille girmeyi başardığı belirtiliyor.

Faşist yükseliş seçimle sınırlı değil
Alman basını, NPD’nin oy oranlarında yüzde 5’lik seçim barajının uygulanmamasının da etkili olduğunu ifade etse de, faşizmin Almanya genelinde, özellikle doğu eyaletlerinde yükselişe geçtiği pek çok raporda belirtiliyor.

2009 Mayıs’ında anayasayı koruma amacıyla Federal Ofis tarafından yayınlanan yıllık raporda kendisini “aşırı sağcı” ve “militan neo-nazi” olarak nitelendirenlerin sayısındaki artışa değinilmekte. Raporda, 2008 yılında “aşırı sağcılar”ın 20 bin kanun dışı olaya karışarak suç işlediği, bunların 1000’den fazlasının “saldırı”, en az ikisinin de “etnik nefrete dayalı cinayet” olduğu yer alıyor.

Almanya’da neo-nazi kökenli hareketlerin her zaman tehdit oluşturduğunu belirten sol örgütler, özellikle son 20 yılda göreve gelen hükümetlerin faşist grupların güçlenmesini kayıtsızlıkla izleyerek, el altından desteklediklerine dikkat çekiyor.

Birleşme sonrası süreçte, yoğun yoksulluk ve kapitalizme dair hayal kırıklığı yaşayan kitlelerin olası bir “sola dönüşünü” engellemek için, sağın bilinçli olarak faşist grupları devreye soktuğu belirtiliyor. Özellikle 1990 – 98 arasında görevde olan Kohl hükümetinin – içlerinde sosyal demokrat muhalefet tarafından desteklenen gruplar da dahil- pek çok sol örgütlenmeyi yasaklayarak, neo-nazizmin yükselişinin önünü açtığı ifade ediliyor.

Birleşmeden sonra yürürlüğe sokulan yasaların, faşist grupların örgütlenmesini kolaylaştıracak biçimde düzenlendiğine dikkat çekilerek, faşist yükselişin özellikle doğu eyaletlerinde gerçekleşmesinin rastlantısal olmadığı belirtiliyor.

Yoğun bir işsizlik ve yoksullukla yüzleşen doğu eyaletlerindeki halkın, belirtilen yasal müdahaleler sonucunda, sol örgüt ve gruplar yerine faşist örgütlerin müdahalesine açık hale getirildiği belirtilirken, bu bölgelerde neo-nazi grupların normalde solcular tarafından yürütülen bir dizi sosyal dayanışma işlevini üstlenmesine, hükümetler eliyle imkan tanındığı, halkın sempati ve güvenini kazanmalarının kolaylaştırıldığı da vurgulanıyor.
(soL - Dış Haberler)