BM Suriye’de ölenlerin sayısını yüzde 50 artırdı!

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, dün yaptığı açıklamada Suriye’de ölenlerin sayısını 60 bin olarak verdi. BM’nin muhalifleri bile şaşırtan bu sayıya nasıl ulaştığı ise meçhul.

Birleşmiş Milletler Yüksek Komiseri Navi Pillay dün bir kez daha basının karşısına çıktı ve Suriye’deki çatışmalarda en az 60 bin kişinin öldürüldüğünü söyledi. Pillay’ın açıklaması Batı’nın ana akım medyasında bile şaşkınlıkla karşılandı. Zira Batı basınında her haberin bir köşesine mutlaka sıkıştırılan ölü sayısının en güncel hali 40-45 bin aralığındaydı. BM Yüksek Komiseri ise bu sayıyı bir anda neredeyse yüzde 50 artırıyor ve konuyla ilgili ayrıntıları açıklamadan toplantıyı terk ediyordu.

Pillay’ın açıklaması elbette şaşırtıcıydı. Zira BM İnsan Hakları örgütünün Suriye’de temsilcisi yok. BM Gözlemci Heyeti’nin işi ise ölü ve yaralıların kaydını tutmak değil. Kamuoyuna ölü ve yaralı sayıları açıklayan kurumların tamamı ise muhalif teşkilatlarla birlikte çalışıyor. Yani çatışmaların bir tarafından aldıkları “verileri” kamuoyuna servis ediyorlar.

Ancak bu şekilde çalışan şebeke bile bugüne kadar Suriye’de ölenlerin sayısını en fazla 45 bin olarak vermişti. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ise “Beş ayı aşkın süredir yaptığımız analiz sonucunda araştırmacılar yedi kaynaktan aldıkları verileri çapraz başvuru yöntemiyle inceleyerek, 15 Mart 2011 ile 30 Kasım 2012 arasında 59,648 kişiden oluşan bir liste çıkarttı. Çatışmaların kasım sonunda durmadığı göz önünde bulundurulduğunda, 2013 başı itibarıyla 60 binden fazla insanın öldüğünü varsayabiliriz. Çatışmalarda ölenlerin sayısının beklenenden yüksek olması, gerçekten çok sarsıcı” dedi.

Suriye'deki çatışmalarda ölenlerin sayısının nasıl hesaplandığıyla ilgili haberimiz için: Suriye’yle ilgili her duyduğunuza inanmayın


Araştırmayı yapan şirketin ilginç sicili

Bu açıklamanın akla getirdiği ilk soru şu oldu: Birleşmiş Milletler beş ayı aşkın süredir, Suriye’de ölü sayılarını tespit etmek üzere eleman mı bulunduruyordu? Yanıt hayır. Pillay’ın bahsettiği “çapraz başvuru” yöntemiyle analiz edilen yedi kaynağın hepsi muhalif gruplarla bağlantılı teşkilatlar.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin açıklaması daha başka pek çok soruya da neden oldu kuşkusuz. Örneğin İngiliz Guardian gazetesine konuşan, Oxford Araştırma Grubu’ndan Hamit Dardagan, bu sayının etnisite gibi değişkenlere göre dağılımının ne olduğunu ve ölenlerden kaçının muhalif, kaçının sivil ve kaçının asker olduğunu soruyor. Dardagan ayrıca “Kullanılan yöntem hakkında şeffaf olunmasına ihtiyacımız var” diyor.

Bu ise biraz zor… Zira hazırlanan raporun Benetech adlı bir araştırma kuruluşuna hazırlatıldığı biliniyor. Benetech’in kendi internet sayfasına girip, daha önce ne tür çalışmalar yaptığına bakıldığında şu ilginç bilgiye ulaşılıyor:

“Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkesi’ne Slobodan Milosevic’in savunma kuramlarının Kosova’daki verilerle tutarlı olmadığını gösteren bilirkişi tanıklığı yaptık.”

Sitede dolaşmaya devam edildiğinde, şirketin finansörlerinin listesine ulaşılıyor. Finansörler arasında örneğin ABD’nin ünlü National Endowment for Democracy’si (NED) var. 1983’te kurulan NED’in kurucu başkanı Allen Weinstein, 1991 yılında Washington Post gazetesine verdiği bir demeçte, “Bugün bizim yaptıklarımızın büyük kısmı 25 sene önce CIA tarafından gizli bir şekilde yapılıyordu” diyordu.

Finansörler arasında yer alan bir diğer kuruluş ise George Soros’un Açık Toplum Enstitüsü. Bir başkası ise doğrudan ABD Dışişleri Bakanlığı…

Pillay bunu hep yapıyor
Aslında BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin Suriye’deki ölümlerle ilgili verdiği sayının şişirilmiş olmasına şaşırmamak gerekiyor. Amacı Suriye’de olup bitenler hakkında kamuoyunu aydınlatmak değil, durumun aslında göründüğünden daha da kötü olduğu izlenimini kuvvetlendirmek olan BM Komiseri, bu amaç doğrultusunda sürekli ölü sayılarıyla “oynuyor”.

Pillay, 1 Aralık 2011’de yaptığı basın toplantısında Suriye’de 4 bin kişinin öldüğünü söylemiş, bundan 11 gün sonra tekrar basının karşısına çıktığında sayıyı 5 bine çıkartmıştı. 11 günde bin kişinin nasıl öldüğüne ilişkin hiçbir açıklama getirmeyen BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, Suriye’deki ölümler arttıkça abartma marjını genişletmiş görünüyor.

(soL-Dış Haberler)