Bir "eşcinsel" daha sahte çıktı!

Filistin'e yardım konvoyuna katılmak istemesine rağmen eşcinsel olduğu için geri çevrildiğini iddia eden bir eşcinselin çektiği videoyu, aslında İsrail hükümetinin hazırladığı açığa çıktı. Siyasi mücadelede eşcinseller, kasıtlı olarak kullanılıyor.

23 Haziran günü YouTube'a ilgi çekici bir video düştü. "Marc" isminde bir eşcinsel, hazırladığı videoda bugünlerde demir alarak Gazze'ye doğru yola çıkacak olan filoya kendisinin de katılmaya çalıştığını, fakat filoyu organize eden gruplarca "eşcinsel olduğu" gerekçesiyle geri çevrildiğini anlatıyordu.

Videonun içeriği kadar ilgi çekici bir başka yönü, biçimiydi. Kaliteli bir ses sistemi, kusursuz bir kurgu, çoklu kamera çekimleri ve benzeri teknik olanakların kullanıldığı videonun çok profesyonelce hazırlandığı belli oluyordu. Daha videonun düştüğü akşam, Filistin yanlısı çeşitli kesimler, bu videonun uydurma olduğuna dair kuşkularını dile getirdiler.

Ardından gazeteci Max Blumenthal, videonun paylaşımı ve sosyal medyada yayılmasının ilk saatlerini inceleyince, ilginç ama aslında pek de beklenmedik olmayan sonuçlara ulaştı. Cinsel kimliği nedeniyle "Filistin dostları" tarafından ayrımcılığa uğradığını iddia eden bu gay hakları savunucusunun, İsrail Başbakanlığı'yla bağlantılı olduğuna dair güçlü emareler yakalandı.

Videoyu ilk paylaşanlardan biri, Facebook sayfasına videoyu koyan Neil Lazarus idi. Lazarus'la 2001 yılında İsrail'e yaptığı bir gezide tanıştığını aktaran Blumenthal, Lazarus'u İsrail resmi propaganda mekanizması Hasbara'dan bir temsilci olarak tanıdığını belirtti. Resmi biyografisine göre Lazarus 2001'den sonra Hasbara'da giderek yükselmiş, Başbakanlık'tan çeşitli Bakanlıklar ve resmi kurumlara, hatta devlet televizyonu programlarına hizmet vermeye başlamıştı.

Ardından videoyu İsrail Dışişleri Bakanlığı, resmi Twitter adresi üzerinden paylaştı. Paylaşımda videonun kaynağı olarak @guyseeman gösteriliyordu. Guy Seeman, Twitter'a 15 Haziran'da girmişti ve yaptığı tek paylaşım, bu videonun bağlantısıydı. Blumenthal, derhal Seeman'ın biyografisine bakarak, bu kişinin de İsrail resmi görevlisi olduğunu keşfetti. Blumenthal'in bu bulguları yazmasının ardından kısa süre içinde Seeman'ın atıf yapılan biyografisi değiştirilerek, İsrail'e çalıştığını gösteren kısımlar çıkarıldı.

Daha sonra Electronic Intifada sitesi telefonla Guy Seeman'a ulaştı. Twitter adresini bu videoyu yaymak için aldığı iddiasını yalanlayan Seeman, videonun kendisine bir arkadaşı tarafından e-posta yoluyla gönderildiğini, kendisinin de videoyu paylaşmaya karar verdiğini söyledi. Gazetecilerin zorlaması üzerine İsrail hükümeti için çalıştığını kabul etmek zorunda kalan Seeman, videonun ise bu gerçekle bir ilgisi olmadığını, kendileri tarafından hazırlanmadığını iddia etti.

"Marc" da İsrailli oyuncu çıktı
Sonunda videoda eşcinsel aktivist "Marc"ı canlandıran kişinin de İsrailli oyuncu Omer Gershon olduğu ortaya çıktı. Bu durum da ilginç, zira Gershon, İsrail eşcinsel sineması çevresinde iyi tanınan bir oyuncu olarak, "gerçekmiş gibi" yapılan bir videoda oynamak üzere seçilmesi pek mantıklı bir isim gibi durmuyordu.

Niye eşcinseller kullanılıyor?
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz haftalarda benzer bir skandal daha ortaya çıkmıştı. ABD'li evli bir erkek olan Tom MacMaster, çok daha inandırıcı bir şekilde, Şam'lı bir lezbiyen kadın olarak aylarca blog yazmış, blog'da Suriyeli muhaliflere destek vermek adına uydurma hikayeler kaleme almıştı. Önceki gün Türkiye dahil birçok ülkede "Onur Yürüyüşü" eylemlerinin yapılmasıyla eşcinsel hakları gündeme gelmişti.

Eşcinsel hakları, uzun süredir batılı güçlerin istihbarat servisleri tarafından politik bir araç olarak kullanılmaya çalışılıyor. Filistin konusunda işin içinde Türkiye'deki İHH gibi gerçekten homofobik birtakım grupların da girmesi, Filistin (ve aynı zamanda müslümanlık) karşıtı siyonist propaganda açısından da eşcinselliği kullanışlı kılıyor. Oysa Filistin yanlısı gruplar içinde asıl ağırlığı oluşturan sol grupların, eşcinsel haklarıyla ilgili herhangi bir karşı duruşu bulunmuyor.

Öte yandan, elitlerin eşcinsel haklarını savunmalarında kültürel/sınıfsal bir yön de bulunuyor. Eşcinsellere karşı "hoşgörülü" davranma tavrı, zengin/elit kesimlerce kendilerini "kaba saba alt tabakalardan" ayırmanın da bir yolu olarak görülüyor. Bu kesimler, eşcinsel hakları mücadelesini gerçek bir eşitlik mücadelesi olarak değil, post-modern çağın ruhuna uygun olarak "var olmasında 'sakınca görülmeyen'" bir farklı kimlik meselesi olarak ele alıyor.

(soL - Dış Haberler)