Beni Velid'deki katliam emperyalizmin "ikiyüzlülüğünü" gözler önüne seriyor

Libya'ya müdahale için Kaddafi'nin sivil ölümlerine yol açtığı ve kimyasal silah bulundurduğu gibi gerekçeleri öne süren emperyalistler kimyasal silah kullandıkları iddia edilen El Kaide bağlantılı milislerin yaptığı katliamı seyrediyor.

Libya’nın Beni Velid kentinde El Kaide ile bağlantılı olduğu bilinen islamcıların katliamı ve zulmü devam ediyor. Muammer Kaddafi destekçilerinin çoğunlukta olduğu bilinen kent 3 haftadır hükümet yanlısı islamcı milisler tarafından kuşatılmış durumdaydı. Dün kentin hükümet yanlısı milisler tarafından ele geçirildiği, bazı bölgelerde ise çatışmaların devam ettiği kaydedildi. Diğer yandan üç haftadır süren kuşatma boyunca milisler kenti aç ve susuz bıraktı ve kentin elektrik ve doğalgazını keserek halka zulüm etti. Ayrıca kentin sürekli bombalanması sebebiyle aralarında çocukların da bulunduğu birçok sivil yaşamını kaybetmeye devam ettiği bildiriliyor.

Kuşatma sebebiyle birçok Beni Velid sakini kenti terk etti. Uluslararası Kızılhaç Komitesi yaklaşık 5 bin aile, yani 25 bine yakın kişinin kenti terk ettiğini açıkladı. Kenti terk eden mültecilerin basına verdikleri röportajlar katliamın boyutlarını gözler önüne seriyor. Bir kadın mülteci yaptığı açıklamada birkaç gün önce 10 çocuk cesedi gördüğünü söyledi. Başka bir mülteci ise 29 ölü gördüğünü ve yüzlerce evin de roket saldırısı ile yıkıldığını iddia etti. Beni Velid’de bir lisede Arapça öğretmenliği yapan bir kişi de şarapnel ile başı kesilmiş bir çocuk cesedi gördüğünü söyledi ve “Savaş giderek bir vahşete dönüşüyor. Şu anki durum iç savaştaki durumdan çok daha kötü” diyerek ekledi.

Misrata'lı milisler planlı bir katliam yürütüyor
Misrata'lı milisler olarak bilinen hükümet yanlısı silahlı çetenin Beni Velid’deki katliamı planlı bir biçimde gerçekleştirdikleri yaptıkları açıklamalarda görülüyor. Milislerin komutanlarından biri yaptığı açıklamada “Elimizde üzerinde 1000 kişinin olduğu bir liste vardı” dedi. “Listedeki isimlerin birçoğunun eski 32. Tugay(Kaddafi’nin oğlu Hamis’in Tugayı) üyesi olduklarını söyleyen komutan kendi bölgelerinde onlardan yalnızca üç tanesini yakalayabildiklerini sözlerine ekledi.

Bu, silahlı çetelerin Libya’da işledikleri ilk savaş suçu değil. Geçtiğimiz günlerde İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yayınladığı rapor süreç boyunca bu grupların gerçekleştirdikleri katliamları, yasadışı infaz ve işkenceleri gözler önüne serdi. Rapora göre Kaddafi’nin konvoyuna saldıran ve daha sonrasında bu konvoydaki 66 kişiyi Mahari Oteli yakınlarında infaz edenler de Beni Velid’de de katliam gerçekleştiren Misrata’lı milislerlerdi.

Kimyasal silah Beni Velid'de Batı nerede?
İnternete ve basına gönderilen video ve fotograf görüntülerinde kente yönelik ağır bir saldırı olduğu görülüyor. Görgü tanıkları, kentin hükümet yanlısı güçler tarafından bombalı saldırılara uğramasının yanı sıra uluslararası hukuk tarafından yasaklanmış zehirli gazların da saldırılarda kullanıldığını belirtiyorlar. Tanıklarının ifadelerinde yer verdikleri en önemli iddia ise milislerin kuşatma sırasında kimyasal silah da kullandıkları.

Emperyalizmin Libya ve Suriye’ye müdahaleyi meşrulaştırmak için kullandıkları en önemli kozlardan biri bu ülkelerin kimyasal silah bulundurdukları iddiasıydı. NATO Libya’ya müdahale etmeden önce Kaddafi’nin kimyasal silah bulundurduğu ve bunu halka karşı kullanacağı iddiası basında sürekli olarak yer almıştı.

Suriye için de benzer iddialar öne sürülmeye devam ediyor. ABD'nin Suriye’ye yönelik yaptırımları uygulamak için en fazla öne sürdüğü kozlardan biri Suriye’de bulunan kimyasal silahların El Kaide'nin eline geçmesinden endişe ettikleri söylemi. Diğer emperyalist devletler de bu söylemde mutabık olduklarını yaptıkları açıklamalarla ortaya koymuşlardı. Bunlardan biri Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın, "Şam yönetimi kimyasal silah kullanırsa askeri müdahale meşru hale gelir" açıklamasıydı.

ABD tarafından El Kaide'nin eline geçmesinden "endişe" duyulan bu silahlar için İsrail de Hizbullah'ın eline geçmesinden "endişe" ettiğini dile getiriyor. Bu "endişelere" yönelik olarak bir Özgür Suriye Ordusu Yöneticisi İsrail gazetesine verdiği demeçte İsrail ve ABD başta olmak üzere, emperyalist güçlere “kimyasal silahlar konusunda içiniz rahat etsin istiyorsanız, bize daha çok silah ve kaynak verin, siahları biz ele geçirelim” şeklinde açıklama yapmıştı.

Libya’da Beni Velid’de katliam yapan El Kaide’cilerin kenti bombalayarak sivil ölümlerine yol açmalarının yanı sıra kimyasal silah bulundurdukları iddia edilirken Suriye’deki kimyasal silahların El Kaide’cilerin eline geçmesinden “büyük endişe” duyan emperyalistlerin bu hisleri Libya için taşımadıkları görülüyor.

Koruma sorumluluğu Beni Velid’deki sivilleri niçin korumuyor?
Rusya’nın, kentte 3 haftadır devam eden katliama yönelik olarak Birleşmiş Milletlere sunduğu karar tasarısı ABD tarafından bloke edildi. Karar tasarısından Beni Velid'de yaşananlarla ilgili kaygı duyulduğu ifade edilirken derhal sorunu barışçıl yollarla çözmek için adım atılması gerektiği ifade ediliyordu. Tasarının ABD tarafından bloke edilmesi üzerine Rusya’nın BM Büyükelçisi Vitali Çurkin “Ülkedeki siyasi sorunların şiddete başvurulmadan çözülmesini isteyen bir karar tasarısının bloke edilmiş olması çok tuhaf. Bu, ABD delegasyonunun eylemlerinin rasyonel olduğunu söylemeyi zorlaştıran bir durum” şeklinde açıklama yaptı.

Emperyalizm Kaddafi’nin sivil halka yönelik katliamlarda bulunduğu, kentleri uçaklarla bombaladığı ve kimyasal silah bulundurduğu gibi iddialarda bulunmuştu. Ve tüm bunlardan yola çıkarak Libya'ya silahlı müdahale “koruma sorumluluğu” ilkesi çerçevesinde Birleşmiş Milletler’in gündemine sokulmuştu. O dönem muhaliflere dayandırılan tüm bu iddiaların uydurma olduğu ortaya çıkmasına rağmen bu durum NATO birliklerinin Libya’nın üzerine bomba yağdırmasının önüne geçememişti.

Emperyalistlerin, özellikle Libya ve Suriye’ye yönelik yaptırımlarını "insani yardım" kılıfına sokmak için denedikleri politikaların ikiyüzlü karakteri, öne sürdükleri tüm gerekçeler Beni Velid'de yaşanırken aldıkları tutumla açıkça ortaya çıktı. Milislerin kenti bombaladığı, sivilleri öldürdüğü ve kimyasal silah kullandığı bu katliam Birleşmiş Milletler toplantısında emperyalistlerce bloke edildi.

(soL - Dış Haberler)