AKP’nin son oyununda hedef Halep: Seçim operasyonu

Kesab'a yönelik saldırıya katılan koalisyon, bir haftadır Halep’e ölüm yağdırıyor. Yaşamını yitiren sivillerin sayısı 50'yi geçti. İddialara göre, saldırıyı kışkırtan Türkiye, Suriye'de yapılacak devlet başkanlığı seçimlerini engellemeye çalışıyor.

Ali Örnek

Suriye'nin Halep kentinin ordu tarafından kontrol edilen batı bölgesi, “Şam Operasyon Odası” adı altında birleşen İslami Cephe, El Nusra Cephesi ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) ortak saldırısı altında.

Türkiye izi
“Kesab Zaferi Operasyonu” olarak adlandırılan saldırılarda özellikle Hanano Kışlası ve Hava İstihbarat Binası'nı ele geçirmeye çalışan militanlarla, ordu güçleri arasındaki çatışmalar Ramuse, Raşidin ve Cemiyet ez-Zehra mahallelerine yoğunlaşmış durumda. Militanların bir haftadır, batı Halep'i roket ve havan toplarıyla aralıksız olarak vurması nedeniyle 51 sivil yaşamını yitirirken, 123 kişi de yaralandı. Bir haftalık yoğun saldırı, kuzey batıdaki Leyremun'un tümüyle, ez-Zehra'da da bir kaç bloğun militanların kontrolüne girmesiyle sonuçlandı. Bu bölgedeki saldırıyı el Nusra'ın Çeçenlerden müteşekkil Muhacirun ve'l Ensar adlı grubu, “kafirleri kesme operasyonu” adı altında yürütüyor.. Ayrıca Kesab'ta Alevilere tehditler yağdırırken görüntülenen El-Nusra'ya yakın duran Suudi Şeyh el-Muheysini de Halep cephesinde boy göstermeye başladı.

soL'a konuşan Lübnan'daki Halepli bir kaynak, saldırıya çok fazla grubun katıldığını, bunların ortak bir operasyon merkezi tarafından yönlendirildiğine dikkat çekti. “Bu denli geniş koordinasyonun bir ilk” olduğunu vurgulayan kaynak “Türkiye'nin bu işin arkasında olduğuna şüphe yok” dedi. Lübnanlı El Meyadin televizyonuna göre, Suriye'de yapılacak olan devlet başkanlığı seçimlerini engellemeye çalışan Türkiye, silahlı grupları Halep'i almaları için yönlendirdi.

Halepli kaynaksa, Türkiye'nin seçimi engelleme stratejisinin Halep alınmasa dahi, kentin büyük bir yıkım yaşatılarak nüfussuzlaştırması olduğunu düşünüyor. Savaştan önce de Halep nüfusunun büyük bir kısmına ev sahipliği yapan batı Halep, çatışmaların ardından militanlardan kaçan binlerce mülteciye ev sahipliği yapıyordu.

Eksen kuzeye kayıyor
Halep'e yönelik son saldırı, militanların büyük iddialarla açtıkları ve Türkiye'den aktif destek aldıkları Kesab cephesindeki mağlubiyetlerinin ardından gelmesi dikkat çekti. Kesab cephesiyse, Suriye ordusu ve Hizbullah'ın Şam'ın batısında Lübnan sınırı boyunca uzanan Kalemun'un kapısı niteliğindeki Yabrud'u almasının hemen ardından 21 Mart'ta açılmıştı. Suriye ordusu Kasım ayından bu yana Şam ve Humus kırsalında büyük ilerlemeler kaydederken, ABD'nin doğrudan kontrolünde olan güneydeki Dera ve Kuneytra cephelerinde militanlar, dengeleri değiştirebilecek veya en azından dengeleyebilecek ilerlemeler kaydedemedi. Oysa ki Washington yönetimi Cenevre-II görüşmeleri devam ederken “Esad'ı köşeye sıkıştırmak için” silah yardımı yapmış ve ÖSO da güney eksenine göre yeniden yapılandırılmıştı. Bu kapsamda ÖSO'nun başına Suudi Arabistan'a yakın bir isim olan Abdülillah el-Beşir getirilmişti. Beşir, daha önce İsrail sınırındaki Kuneytra'daki ÖSO birliklerinin komutanıydı. Beşir'in selefi Salim İdris ise Katar'a yakın bir isimdi ve stratejisi kuzey odaklıydı.

Washington yönetiminin “radikal gruplara verilen destek” nedeniyle Türkiye'ye tepkili olmasına rağmen, Kesab'a el Kaide bağlantılı grupların saldırdığını görmezden gelmesi, dış destekli muhalefetin çatı örgütü Suriye Ulusal Konseyi'nin lideri Ahmed Cerba'nın Kesab'ı ziyareti ve İdlib'deki ÖSO bağlantılı bir grubun elinde ABD yapımı TOW tanksavar füzelerinin görüntülenmesi Türkiye'nin Kesab ve Halep operasyonlarının Beyaz Saray'ın onayını aldığına işaret ediyor.

Nitekim, Esad'ı istifaya zorlamak konusunda elindeki “ılımlıların” yeterli olmayacağını güney cephesinden farkeden ABD, “radikallerin” kısmi başarılarına muhtaç durumda.

Şeyh Maksut açıldı mı?
Halep saldırısında dikkat çekici bir diğer detaysa, PYD'ye yakınlığıyla bilinen Kürt Cephesi Tugayı'nın saldırılara aktif destek sağlaması. Halep'in kuzeyindeki stratejik öneme sahip Kürt mahallesi Şeyh Maksut'tun bir kısmını PKK bağlantılı Halk Savunma Güçleri'yle (YPG) kontrol eden Kürt Cephesi Tugayı bölgeden Ermeni mahallesi Meydan'a yönelik saldırılara katılıyor. 2013 yılının Nisan ayında YPG, el-Faruk Tugayı'nın mahalleye girmesine izin vermişti.