ABD’nin ikiyüzlü Suriye politikası

ABD’li savunma yetkilileri İran’ın Esad yanlısı milislere yardım etmesini eleştirdi. Yetkililer, “Suriye’nin geleceğini İran değil, Suriye halkı belirlemelidir” dedi.

İran’ın Esad yönetimine sunduğu destekten çok daha fazlasını Suriyeli muhaliflere sunan ABD tarafından, İran’ın Suriye politikasını eleştiren açıklamalar geldi.

ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ve Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, Pentagon’da salı günü gazetecilerle yaptıkları bilgilendirme toplantısında, İran’ın Suriye’de artan etkisinden ve Beşar Esad’ı desteklemesinden duydukları rahatsızlığı dile getirdiler.

Genelkurmay Başkanı Dempsey konuşmasında, 18 aydır savaşan Suriye ordusunun yorgun düştüğünü ve İran’ın, ordu üzerindeki baskıyı azaltmak için Esad yanlısı bir milis gücü oluşturma girişiminde bulunduğunu söyledi.

ABD: “Suriye’nin geleceğini Tahran değil, Suriye halkı belirlemelidir”
İran’ı, Suriye’de Esad rejimi adına savaşacak bir milis gücü oluşturmakla suçlayan Panetta ise, İran’ın “eninde sonunda yıkılacak bir rejimi desteklemesinin çok tehlikeli olduğunu” ifade etti.

Tahran’ın Suriye’deki çatışmaların dışında kalması gerektiğini söyleyen Panetta, “Suriye’nin geleceğine İran değil Suriye halkı karar vermelidir” dedi.

Suriye’de yaşanan krizde başından itibaren aktif bir rol oynadığı bilinen ve muhaliflere para, silah, “maaşlı devrimci” gibi her türlü desteği sunan ABD’den böyle bir açıklamanın gelmesi ise şaşkınlık yarattı.

stopimperialism.com ‘da jeopolitik analist olan Eric Draitser, ABD’li Savunma yetkililerinin açıklamaları üzerine Russia Today’e değerlendirmelerde bulundu.

“ABD’nin dizginlenemez ikiyüzlülüğü”
Draitser, İran’a yönelik yapılan bu suçlamaların arka planında geçen hafta İran’da düzenlenen Suriye konulu zirvenin olduğunu söyledi. Rusya, Çin ve Venezüella gibi birçok ülkeyi bir araya getiren toplantıya ABD ve yandaşları Katar ve Suudi Arabistan dahil edilmediğini belirten Draitser, ABD’nin bir buçuk yıldır körüklediği Suriye’deki çatışmaların çözümünde, Tahran’ın merkezi bir rol almaya çalışmasının ABD tarafında rahatsızlık yarattığı yorumunda bulundu.

Draitser, Suriye’deki iç savaşın şiddetlenmesinde rol alan ve Esad karşıtı milis güçler oluşturan ABD’den böyle açıklamalar gelmesinin Washington’un “dizginlenemez ikiyüzlülüğünü” gözler önüne serdiğini ifade etti.

“ABD Suriye meselsinde çaresiz”

Draitser açıklamasında, Sünnilerle Şiileri, Alevilerle Kürtleri karşı karşıya getirerek Suriye devletini yıkmaya çalışan ABD’nin bir kaos çıkartmak için her yolu denediğini söyledi. ABD’nin İran’a yönelik suçlamaları için ise “Tencere dibin kara seninki benden kara” yorumunda bulundu.

Draitser, ABD’li yetkililerin açıklamalarının ABD’nin Suriye meselesindeki çaresizliğini ortaya koyduğunu söyledi. Diplomasi ve dış politika açısından üstün olduğunu bildiğini ifade eden Draitser, ABD’nin yapabileceği tek şeyin, Suriye meselesini, bölgedeki asıl düşman olan İran’ı bütün kötülüklerin kaynağı olarak göstermek için kullanmak olduğunu belirtti.

"Muhalefetin dış destek olmadan hiçbir gücü yok"
“Muhaliflerin ABD’den destek almadan savaşı kazanması mümkün mü” sorusu üzerine Draitser şöyle konuştu: “Muhaliflerin, ABD ve bölgedeki yandaş devletlerin desteği olmadan herhangi bir şey kazanmaları mümkün değil. Özgür Suriye Ordusu’nun terör örgütlerinden ve diğer radikallerden oluşan dağınık bir kalabalıktan biraz daha fazlası olduğunu biliyoruz. Suriye Ulusal Konseyi, başta Brookings Enstitüsü gibi düşünce kuruluşlarında bulunan ABD kuklaları tarafından oluşturuldu. Onların Suriye’de hiçbir güçleri yok.”

Draitser, ABD, Suriye’yi yıkma politikasının başarısız olduğuna karar verip bölgeden çekilene kadar Suriye’deki şiddetin sonlanmayacağı yorumunda bulundu. Sözde muhalefetin Suriye’de gerçek bir destek bulamadığını söyleyen Draitser, muhaliflerin kendi kaderlerine terk edileceklerini ifade etti.

(soL- Dış Haberler)