Yunanistan Komünist Partisi'nden Syriza'ya karşı açıklama

Yunanistan Komünist Partisi Merkez Siyasi Bürosu, Syriza'nın AB ve IMF yanlısı politikalarına karşı açıklama yaptı.

Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Merkez Siyasi Bürosu, Syriza-ANEL hükümetinin AB ve IMF yanlısı politikalarına karşı açıklama yaparken, halkı hükümete karşı halk iktidarı için mücadeleye çağırdı. KKE'nin açıklaması şöyle:

Hükümetin ve Avrupa Birliği’nin memorandumu uzatma konusundaki anlaşmalarına hiçbir tahammül göstermeyeceğiz.

KKE Merkez Komitesi Siyasi Büro’nun açıklaması:

SYRIZA-ANEL hükümetinin Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu ile imzaladığı yeni anlaşma, özünde, memorandumun ve onun öngördüğü taahhütlerin bir uzantısı olmuştur. Daha önceki hükümetlerin, Yeni Demokrasi ve PASOK’ un halk karşıtı politikasının devamıdır. Bu anlaşma ve içindeki ‘reform’ listesi, ekonomik kriz zamanında sermayenin ve hükümetlerinin AB ile aldıkları işçi karşıtı, Yunan halkının geçmiş yıllarda uğrunda kan kaybetmesine yol açan ve karşı çıktığı tüm önlemleri içermektedir. Bunlar, aynı zamanda sermaye kazançlarının artışını sağlayacak önlemlerdir. Sıkı denetim, ‘üç kurum’ olarak adı değiştirilen, troyka tarafından değerlendirilme, halk ve işçi karşıtı yönlenmeleri devam edecek ve yayılacaktır.

Bu anlaşma, AB surlarının içinde gerçekleştirilen ve sermayenin yükselişini hedefleyen ‘sert’ müzakerelerin, halk karşıtı sonuçları olduğunu doğrulamaktadır. Sözde ‘onurlu’ müzakere, bir reklam aldatmacasıydı.

Eski programda yapılacak herhangi bir revizyon, halkın nefes almasını, işçi ve emeklilerin ücret artışını ve sosyal imkanlarının artışını değil, kreditörleri, sermayeyi, yatırım ve karlarını desteklemek için devlet kaynaklarının tasarrufunu artırmayı amaçlamaktadır. Ücretliler, işsizler, serbest çalışanlar, fakir tarımcılar ve emekliler ‘kalkınmanın’ ağır bedelini ödemeye devam edecekler. Hükümetin ‘yalın yaşam’ diye adlandırdığı kemer sıkma politikaları devam edecek.

Hükümetin, seçim programında yoksullara söz verdiği ‘kırıntılar’ ise hala ‘havada’ ve mali disiplinin, ekonominin kalkınmasının ve büyük şirket karlarının tehlikeye girmemesi koşulu ile ortaklarla yapacağı anlaşmalara bağlı olacaktır.

Yeni Demokrasi, PASOK, diğer partiler ve İşletme ve Sanayiciler Birliği gibi kuruluşlar hükümetin anlaşmasını olumlu olarak nitelendirmişler.

SYRIZA-ANEL hükümeti, yeni anlaşmanın halk iradesinin bir sonucu olduğunu ve halkın hükümet politikasını desteklediğini iddia etmektedir. AB ile yaptığı halk karşıtı anlaşma ve uzlaşmaları, halkın sırtına yüklemeyi ve onu kandırmayı amaçlamaktadır. İşçi- halk hareketini el altından yönetmeye kalkmaktadır, halkı tarafına çekmeye çalışarak fedakarlıklara devam etmesine ve kırıntılara razı olmasına ikna etme çabasındadır.

AB ile taahhütleri sürdüren ve tekellerin karlarını koruma yolunda ilerleyen bu hükümete, hiçbir destek ve tahammülümüz yoktur. Hükümetin, sermayenin ihtiyaçlarını ‘ulusal mesele’ olarak ilan etmesi, halkın çıkarında olmayan bu yola hizmet etmektedir. Halkın, geçmişte yaşadığı acı deneyimleri hatırlaması gerek. Hükümetlerin ve sermayenin ‘ulusal hedefleri’, her seferinde işçi ve halkın hakları tarafında büyük fedakarlıklarla sonuçlandı.

Daha fazlasını ümit etmiş olanlar hayal kırıklığına uğramamalı, buna tepki göstermeli. Halk karşıtı revizyonların, memorandumların ve uygulama yasalarının gerçek iptali için ve kayıpların geri kazanımı için mücadele etmeli.

Halkın, memorandumlarla uygulanan halk karşıtı politikalardan, önlem ve denetimlerden kurtulabilme isteği, ancak kaybettiklerini yeniden kazanma mücadelesi ile gerçek içerik kazanır. Hemen, şimdi şu taleplerle:

  • Halk ve işsizlerin nefes alması için acil önlemlerin alınması.
  • 13. ve 14. ücretlerin yeniden uygulanmaya geçmesi (bunlar Noel ve Paskalya zamanında verilen ek ücretler), Toplu Sözleşmelerin zorunlu uygulanması ve işçi haklarına saldıran  önlemlerin iptali.
  • Azgari ücretin ve ücret zammı tabanının, ‘istisnasız ve dipnotsuz’, herkes için 751 Avro olarak yasalaşması.
  • 13. ve 14. emeklilik ücretinin yeniden uygulanmaya geçmesi, emeklilik ücretlerini azaltan ve emeklilik yaşını artıran halk karşıtı önlemlerin yürürlükten kaldırılması ve sosyal güvenlik kasalarının rezervlerinden ‘çalınanların’ geri verilmesi, devletin ve zenginler sınıfının yükümlülüklerini yerine getirmesi.
  • Halkın haraçlardan kurtulması, standart gayrimenkul (ENFIA) ve dayanışma vergisinin kalkması, temel tüketim mallarından KDV’nin kaldırılması, ısınmada kullanılan petrolden ve doğalgazdan KDV ve ilave vergilerinin kaldırılması, her bir ailenin 40.000 Avro’ nun altındaki gelirinin vergiden muaf olması ve buna paralel olarak sermayenin vergilendirilmesinin artması.
  • Halkın birinci ve ikinci (yazlık) konutları açık artırmaya verilmemesi. İşsizlik nedeniyle halkın ödeyemediği kredi faizlerinin iptali ve anapara borcunun kısmi silinmesi.
  • Ücretsiz Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma için ayrılan devlet kaynaklarının artırılması.

İşçi sınıfı ve halk, mücadelesini ve ittifakını örgütleyerek bunları başarabilir. Çağdaş halk ihtiyaçlarına hizmet edecek bir kalkınma yolu için, Avrupa Birliği’nden bağı koparmak, borcu tek taraflı silmek, tekelleri kamulaştırmak ve halkı iktidara koymak gerekir.  

Bu, Yunan halkın gerçek onurlu duruşu için tek yoldur.

KKE Merkez Komitesi Siyasi Bürosu