Yorgos Marinos: AB ve NATO'dan yana partilerin Yunanistan halkına faydası yok

Yunanistan Komünist Partisi Politbüro üyesi Yorgos Marinos, Syriza ile Yeni Demokrasi'nin birbirinden farkları olmasına rağmen, Avrupa Birliği ve NATO konusunda birleştiklerini söylüyor.

Dış Haberler

Yunanistan Komünist Partisi (YKP) Politbüro Üyesi Yorgos Marinos ile Almanya Komünist Partisi'nin (DKP) haftalık yayın organı Unsere Zeit'ın (UZ) 9 Ocak 2015'de gerçekleştirdiği röportajın özet metnini yayımlıyoruz. Marinos, seçimlere, Syriza'ya ve AB politikalarına ilişkin partisinin çizgisini net bir biçimde açıklıyor.


25 Ocak'da Yunanistan'da parlemento seçimi olacak. Kutuplaşmanın ''AB için'' ve ''AB'ye karşı'' olacağı yönünde seneryolardan söz ediliyor. YKP bu senaryoya katılıyor mu?
25 Ocak seçiminin Yeni Demokrasi (ND) ile Syriza arasında geçeceği biliniyor. Bu iki parti arasında AB konusunda sanıldığı gibi bir kutuplaşma yok. Syriza başkanı Alexis Çipras hiçbir yanlış anlama meyil bırakmayacak kadar açık konuştu: ''Biz batıya aitiz; AB'ye ve NATO'ya. Bunu hiç tartışmaya gerek yok''.

ND'nin yaygınlaştırmaya çalıştığı sözde kutuplaşma söylemi, halkın korkularını artırmaya yöneliktir. Bu bağlamda söylemekte yarar var, Syriza işçi sınıfının taleplerini yerine getirecek çabalar içinde hiç olmadı. 

Çerçevesini  AB ve NATO'nun belirlediği burjuva sisteminin idaresinin emekçilerin kurtuluşunu kendisine esas almış partilerin işi olmadığını belirtmek gerekiyor. Bunun içindir ki, yegane çözüm YKP'nin güçlendirilip, halkın mücadelesinin yükseltilerek, köklü yapısal değişikliklerin önünün açılmasından geçer.

Bildik basın ''radikal sol'' olarak niteledikleri Syriza'nın seçimden galip çıkması durumunda felaket yaşanacağını tasvir ediyor. AB seçim sürecine tüm gücüyle karışıyor. Alexis Çipas'ın olası zaferi konusunda ne düşünüyorsunuz? Neler bekleyebiliriz?
Benzer bir tasviri Yunanistan'ın resmi iktidar partisi ND de resmediyor. Bununla birlikte sermayenin bir kesimi Syriza ile kurulması öngörülen yeni bir hükümeti destekliyor. Elbette ND ile Syriza arasında farklar yok değil. Avrupa bölgesindeki ülkeler konusundan, devasa şirketlerin durumuna ve burjuvaziye bakışa dek pek çok fark bulunuyor.

Bununla birlikte, Syriza ve ND'nin oluşturacağı hükümet sermayenin kâr marjını arttırmaya yönelik olacaksa ve mevcut borçların daha iyi ödenmesi için çaba harcayacaksa, bu halk için hiç de iyi bir şey olmayacaktır. Ve hayat bize göstermiştir ki  ''sol hükümetler'',  ister Yunanistan'da olsun isterse de Avrupa'da, daha ''sağa'' kaymışlardır.

AB ve Almanya'ya  gelince... Buralarda  egemen olan tutum, Avrupa Para Birliği'nin zarar görmesinin engellenmesi yönündedir.

YKP'nin borçların ödenmesi konusundaki çözümü nedir?
Borçlar halka ait olmadığı için halk tarafından değil, sermaye tarafından ödenmelidir. Ne ND'nin ne de Syriza önde gelen temsilcilerinin borçları ''zamana yayarak'' çözme planı tutar. Borçların İMF üzerinden ''taşınabilir'' hale getirilerek çözülmesi projesi, halkın bu katlanılmaz malî yük altından ezilmesine yardımcı olmayacaktır.

Çözüm için yegane önkoşul, işçi ve halk hareketinin yeniden biçimlendirilmesinden geçer. İşçi sınıfı ve diğer halk kesimlerinin oluşturacağı halk cephesi ile YKP'nin güçlendirilmesi temel önkoşuldur.

YKP Avrupa Sol Partisi (ASP) üyeliğini reddediyor. Birlikte çalışmak için ortak nedenler yok mu?
YKP 92 yıldır kesintisiz bir şekilde enternasyonal mücadele veriyor. Komünist ve işçi partileri YKP'nin inisiyatifi ile 1999'da biraraya geldi.  Bu partiler kendi aralarında koordineli bir çalışmayı zaten yürütüyorlar.

ASP ile aramızdaki sorun koordinasyon eksikliğinden değil, yönelim farkından kaynaklanıyor. Emperyalist genişleme ve savaşa karşı verilen mücadeleye YKP büyük değer biçiyor. AB'ye, NATO'ya ve emperyalist birliklere karşı verilen mücadelenin güçlendirilmesi gerekiyor. Bizim amacımız devrimci bir strateji etrafında uluslararası alanda mücadele yürütmektir. Bu hedefte, AB kararları ile oluşturulmuş ASP ile birlikte olmamız mümkün değildir.

Avrupa çapında ASP'ye tam üye olmamış 29  parti ile ortak bir birliktelik oluşturduk.  Biz bilimsel sosyalizme dayalı temel ilkelerimizle hareket ediyoruz. Bizim vizyonumuzda insanın insan tarafından sömürülmediği toplumsal yaşam var. Biz AB ve onun opsiyonlarına karşı mücadele veriyoruz.  

AB ve kapitalizmin ''insanileştirilebileceği'' fikrini boş bir çaba olarak görüyoruz. Böylesi bir çaba içinde olanların önü sonu komünist ideallerini yitireceklerini biliyoruz.

Rosa Luxemburg'un sorduğu ''Sosyalizm veya barbarlık'' ve ''Reform ya da devrim'' sorularının tarihsel yanıtlarını gözden kaçırmamak gerekiyor. Bu tarihsel sorulara yanlış yanıt verilmemesi gerekiyor. ASP, halkın ve emekçi sınıfların çıkarlarının yanında değil, karşısında duruyor.