Üçlü Suriye zirvesi: Ortak basın toplantısı düzenlendi

Rusya, İran ve Türkiye'nin Suriye üzerine üçlü zirvesi bugün Tahran'da gerçekleştirildi. Zirve öncesinde ortak basın toplantısı düzenlendi. Zirvenin ardından da liderlerin ortak açıklama yaptığı zirvede 12 maddelik bir sonuç bildirisi yayımlandı.

Dış Haberler

Suriye'de cihatçıların elindeki İdlib'e yönelik harekatın zamanı belirsizliğini korurken, Astana sürecinin garantör ülkelerinin liderleri olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Tahran'da bir araya geldi. Zirvenin ardından 12 maddelik bir sonuç bildirisi yayımlandı. 

Üçlü zirvenin başında söz alan ilk isim olan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani şu ifadeleri kullandı:

"Suriye'de terörizmle mücadele için bu buluşma ne geçmişte ne gelecekte kendi kararımızı kabul ettirmek üzerine olmuştur. Suriye halkı dostumuzdur. Bölgedeki bazı ülkelerin terörizmle ilgili endişelerini anlıyoruz, ama Suriye hükümetiyle organize olmadan doğrudan müdahalenin krize neden olacağını biliyoruz. İlk ve son rol Suriye milletinindir."

RUHANİ: ABD'NİN VARLIĞI KANUNSUZ

Ruhani, üç ülkenin işbirliğinin amacının "barışın geri gelmesi" olduğunu ve Suriye'de barış sağlanması için Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini söyledi.

ABD'nin Suriye'ye müdahalesinin "kanunsuz" olduğunu söyleyen Ruhani, "siyonist İsrail'in eylemlerinin" de istikrarsızlık yarattığını belirtti.

PUTİN'DEN KİMYASAL PROVOKASYON HATIRLATMASI

Ruhani'nin ardından sözü alan Putin, cihatçıların kimyasal provokasyonlarını hatırlatarak, Suriye ordusunun cihatçılara karşı büyük başarılar kazandığını söyledi.

Putin, ülkenin büyük bölümünün Suriye yönetimi tarafından geri alındığını belirterek, askeri operasyonlarla birlikte devam eden geçmiş diplomatik girişimleri anlattı.

ERDOĞAN: KRİTİK YERLERİN KONTROLÜ ILIMLI MUHALİFLERDE OLSUN

Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:

"Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından şu anda sabırsızlıkla bekleniyor. Alacağımız kararlarda bu beklentileri boşa çıkarmayacağıma inanıyorum. Asgari müşterekler Suriye'nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ihtilafa barışçıl bir siyasi çözüm bulunmasıdır. Bu amaçla baştan beri sahada şiddetin durdurulmasını, insani durumun iyileştirilmesini ve siyasi sürecin önünün açılmasını hedefledik.

Aynı anlayışla Cerablus, El Bab ve Afrin gib iyerlerde sahaya inerek terörist unsurları bölgeden temizledik. Böylece Suriye topraklarını güvenli hale getirerek huzur ve istikrarı temin ederek, mültecilerin evlerine dönebileceği şartları hazırlamaya çalıştık.

Diğer taraftan yine Astana kapsamında hayata geçirdiğimiz en kritik adım gerginliği azaltma bölgelerinin tesisidir. Ancak zamanla bunlar farklı bahanelerle tek tek tasfiye edildi. Bugün sadece İdlib kaldı. Her ne gerekçeyle olursa olsun İdlib'e yapılan ve yapılacak bir saldırı felaketle, katliamla ve çok büyük bir insani durumla sonuçlanacaktır.

Çoğunluğu Suriyeli 4,5 milyon topraklarında halen barındırmakta olan Türkiye, mülteci ağırlama kapasitesini zaten doldurmuştur. Rus ve İranlı dostlarımızın İdlib'deki güvenlik endişelerini elbette anlıyoruz. Benzer kaygıları en az sizler kadar bizler de duyuyoruz. Ancak İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı mücadelede zaman ve farklı yöntemlere ihtiyaç var. İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Dostlarımızdan da bu çabalarımızda bize destek olmanızı bekliyoruz.

İdlib'de kritik noktaların yalnızca ılımlı muhaliflerin elinde olmasıyla Rus üslerinin güvenliğini garanti altına alabiliriz."

RUHANİ: KRİZİ DEVAM ETTİREN EN BÜYÜK ETKEN ABD

Erdoğan'ın ardından söz alan Ruhani "ABD'yi Fırat'ın doğusundan çıkmaya zorlayalım, çünkü krizin devam etmesindeki en büyük etken ABD'dir" dedi.

Erdoğan son kez söz alarak İdlib'e yapılan Rusya ve Suriye bombardımanının durmasını istedi. Erdoğan, bombardıman sebebiyle Türkiye'ye yeniden sığınmacı akışı başladığını öne sürdü.

ERDOĞAN'DAN ATEŞKES TALEBİ

Erdoğan, son sözlerden sonra iki kez daha konuşma hakkı talep ederek Tahran Bildirisi'ne "ateşkes" ifadesinin eklenmesini istedi.

Putin, Erdoğan'ın son talebinin ardından tepki göstererek, "Burada silahlı gruplar yok, El Nusra, IŞİD bu toplantıya katılmıyor. Biz teröristlerin yerine konuşmuyoruz. Onların silahlarını kullanmayacaklarını söyleyemeyiz" dedi. Bildiride kimi yerlerin "muğlak" olduğunu kabul eden Putin, buna karşın bildirinin "gerçekçi" olduğunu söyledi.

Erdoğan ise Putin'e verdiği yanıtta, bildiriye "ateşkes" ifadesi eklenmesiyle, "El Nusra Cephesi'ne silah bırakma çağrısı" yapılmış olacağını savundu. 

Ruhani ise, "Biz bütün teröristlerden silah bırakmalarını istiyoruz" dedi, ancak Erdoğan'ın "ateşkes" kavramının kullanılması talebi onay görmedi.

ZİRVEDEN NELER BEKLENİYOR?

Rusya ve İran, Suriye'nin İdlib operasyonuna destek verirken, Türkiye askeri operasyona karşı çıkıyor.

Türkiye, Suriye'deki cihatçı gruplarla müzakere edilebileceğini söylemiş, bunun ardından İdlib'in büyük bölümünü kontrol eden El Kaide bağlantılı Hey'et Tahrir'uş Şam, müzakere teklifini geri çevirmişti. Bunun ardından AKP, HTŞ'yi ilk kez "terör örgütü" olarak kabul etti.

Rusya'nın açıklamasına göre, Rusya ve Türkiye askeri yetkilileri, "sivil ölümlerinin azaltılması" üzerine müzakere sürdürüyor.

Zirvenin ardından İdlib harekatının geleceği de belli olacak.