Trump'ın yeni CIA başkanı: Türkiye totaliter İslamcı bir diktatörlük

Donald Trump, kendi CIA şefini ve Ulusak Güvenlik Danışmanı'nı seçti. Bu göreve getirilen isimler Rusya, İran ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti hakkında pek de "iyi şeyler" düşünmezken, yeni CIA şefi "kitlesel gözetim" programından yana.

Dış Haberler

ABD'nin yeni başkanı Donald Trump, ekibini kurmaya başladı. Trump, CIA şefi olarak Cumhuriyetçi senatör Mike Pompeo'yu atarken, Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak da eski Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) Başkanı Michael Flynn'i seçti.

Obama görevi Trump'a devrettikten sonra göreve başlayacak müstakbel CIA şefi Pompeo, İran ve Suriye karşıtı tutumuyla biliniyor.

Pompeo, geçen Eylül ayında attığı bir tweette, Suriye'ye yönelik yaptırımları gizlice ertelemeye çalıştığı söylenen Obama yönetimini eleştirerek, "Suriye'de 'düşmanlıkların azaltılması' bir şakadır - Ayetullahlara ve Putin'e yardım eder. Haydi Esad'ı kınayalım ve şu yasayı geçirelim" demişti.

Pompeo, Türkiye'deki 15 Temmuz başarısız darbesinden sonra İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in Türkiye halkını övdüğü tweetini alıntılayarak, İran'ın da Türkiye'nin de "totaliter İslami diktatörlükler" olduğunu söylemişti.

Mike Pompeo, açığa çıkınca skandala neden olan ve Obama döneminde engellenen NSA'in kitlesel gözetim programının da yeniden başlatılması gerektiğini söylemişti. 

Pompeo, NSA'in "Yurtseverlik Yasası" döneminde toplanan istihbarat verilerine tekrar erişmesi gerektiğini savunuyordu.

Trump'ın yeni Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael T. Flynn ise, Michael Ledeen ile birlikte yazdığı "Field of Fight" (Kavga Sahası) isimli kitabında, ABD'nin "radikal cihatçılarla Rusya, Küba ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti gibi Amerikan karşıtı ülkeler arasındaki bir ittifakla karşı karşıya olduğunu" yazmıştı.

Flynn, geçen sene yaptığı bir konuşmada da, bazı yorumcuların Trump'a yakıştırdığı "izolasyonizm"in tersine, "Amerika'nın dünyadan geri çekilmesi gerektiği yönündeki tüm görüşlere saldırmalıyız" demiş ve bu görüşü reddetmişti.