Trafik lambası, sembol, ideolojik mücadele

Alman Demokratik Cumhuriyeti'nin kültür mirası da diğer mirasları gibi önce ''kapalı ve otoriter toplum'' yaygarası içinde Moğol istîlasındaki Bağdat gibi tarumar edildi, ardından da piyasanın bal gibi görünen eli ile Batılı yağmacılara peşkeş çekildi.

Tevfik Taş

Henüz duvar olduğu yerde duruyordu. 

Batı Almanya'dan turistler Alman Demokratik Cumhuriyeti'ni ziyaret ediyor, bol bol fotoğraf çekiyorlar. En yeni fotoğraf makineleri ile duvarın öteki tarafındaki Berlin'de bol bol fotoğraf çekenlerden Markus Hekhausen adındaki Tübingeli turistin dikkatini trafik lambaları çekiyor.

Alman Demokratik Cumhuriyeti'nde 1961 yılından beri yayalar için kullanılan ''yürü'' ve ''dur'' işaretli iki trafik figürü, ''Ampelmännchen'',  daha sonradan kendisine milyon avrolar kazandıracak Tübingenli Markus Hekhausen adlı müteşebbisin dikkatini cezbediyor; sene, 1988.

Müteşebbis ruhuna sahip Markus Hekhausen, Batı'da bir türlü tutturamadığı şansını henüz yeni yağmaya açılmış bâkir Doğu'da denemeye karar verir. 1995'de Berlin'e yerleşir; ama Berlin'in doğusuna.

BÂKİR BÖLGE, EĞİTİMLİ NÜFUS

Batı sermayesi kendisine yıllarca yetecek yeni bir ganimet bulmuştur. Çelik endüstrisi, süt üretimi, geniş araziler, herşey özelleştirme denen yağmaya meze edilmeye hızla başlanmıştır. Hem de İtalya'dan, Portekiz'den, İspanya'dan, Yunanistan'dan ve Türkiye'den 50'lerin sonunda getirilen ucuz işgücünü fersah fersah aşan eğitimli bir nüfusla...

Markus Hekhausen'ın cebinde sermayesi yok, ama cin gibi işleyen bir müteşebbis kafası var. 1988'de çektiği fotoğraflara bakar. Eski gezdiği yerleri ziyaret eder. Ancak bir tuhaflık vardır: Berlin sokaklarındaki o şirin ''Ampelmännchen''ler sökülüp atılmıştır. 

Bir liberal olarak 'sosyalizmden kalma sembollerin sökülmesi, yani  totalitarizm çağrışımı yapan şeylerin gündelik hayattan çıkartılması' olarak ona pek de sorunlu görülmez. Öyle ya, totaliter toplum kaybetmiş, 'açık toplum' kazanmıştır!

Fakat bu şirin ve masûm trafik figürleri o kadar estetiktir ki, bunların sökülüp atılmasına gönlü razı gelmez. Ancak her liberal gibi, sinekten yağ çıkartmak da aklının bir kenarıdadır. Yüze yakın ''Ampelmännchen'' toplar, onları tamir eder ve kullanıma hazır hale getirir. 

Birden bire aklında büyük bir başarı öyküsü, daha doğrusu, fikri çakar: Bu figürler niçin bir tür ''Ostalji'' *  kült-ürünleri olmasın ki!

'İLK HAYAL KIRIKLIĞI 1996'DA YAŞANDI'

''1996'da ilk hayal kırıklığını yaşadı Alman Demokratik Cumhuriyeti yurttaşları. Kimliklerini ve geleneklerini yitirdiklerini düşündüler. Onlara ait olan ürünler, semboller yok oluyordu'' diye  ''businnesson.de'' adlı işletmeci portalına 1 Ekim 2008 yılında konuşuyor acar müteşebbis adayımız.

Hayal kırıklığı yalnızca semboller, kimi tüketim eşyalarıyla sınırlı değil. 40 yıllık sosyalizm döneminde tanımadıkları ''işsizlik'' kavramı ile tanışmaları, sağlıktan, eğitime, konuta, ulaşıma kadar her konuda yabancı oldukları bu sahte parıltılı hayatın hayel kırıklığına cin fikirli Batılı müteşebbis adayımızın vurgu yapmasını elbette bekleyemeyiz.  

Ama o bile ortada bir hayal kırklığı vakası olduğunu bir şekilde sezmiş... 

Sezmiş ve kolları sıvayarak ''Trafik Lambası Adamını Kurtarma Komitesi'' (Komitee zur Rettung der Ampelmännchen) adında bir dernek bile kurulmasına destek olur. Komite halktan destek görür ve Ampelmännchen'ler yeniden Berlin sokaklarına geri dönmeye başlar. Sene, 1997.

13 Ekim 1961'de Doğu Berlin'de ilk kez kullanıma sokulan fötür şapkalı yeşil renkli ''Yürüyen Adam'' ile kollarını dur dercesine açmış ''Duran Adam'' figürlerinin yaratıcısı, Alman Demokratik Cumhuriyeti yurttaşı, trafik psikoloğu Karl Peglau ile tanışma gereği duyar işbitirici müteşebbimiz Markus Heckhausen. 

Markus Heckhausen'den okuyalım: ''Peglau Bey, ortaya çıkan olanakların farkında değildi henüz. Ampelmännchen'lerin üretimi ile neler yapılabilinineceğini  kestiremiyordu. Onun açısından herşey çok yeniydi. (...) İlk iş olarak birlikte bir kitap yazdık.''

İlk adım, birlikte kitap yazmak. Ardından gelsin paracıklar..

Hayatı boyunca ''kâr'' kavramı tanımamış, tutkulu trafik psikoloğu Karl Peglau, yarattığı figür için mücadele ettiğini düşündüğü Markus Heckhausen'e Ampelmännchen'lerin patent hakkını alması konusunda yardımcı olur. Zengin olma hevesli Batılı, kâr, ticaret ne bilmez 'yoksul' Doğulunun sırtından milyonlar kazanır.

2001'de ''Ampelmann GmbH'' kurulur. Şirket, ''Ampelmann Dünyası'' adıyla ilk tanıtımını yapar. Turistik figürler olarak üretim başlamıştır artık. Atlet, atkı, eldiven, çorap, hediyelik porselenler vb işine başlamadan önce, Ampelmännchen restoranını açtı Markus Heckhausen.  Ziyarete gelenler bir de orada yemek yiyerek para bıraksındı maksat. 

Ardından Ampelmännchen oteli, turistler konaklasın diye tabii. 

DENEYİMSİZ DOĞULU MÜTEŞEBBİS İDMANLI BATILIYA YENİK DÜŞER

Bu arada, Alman Demokratik Cumhuriyeti vatandaşı ve Ampelmännchen teknolojisiyle ilgili Joachim Rossberg de benzer ürünler satmaya başlar. Deneyim yoksunu Doğulu müteşebbis adayı Joachim Rossberg, yılda 50 bin avroyu geçmeyen gariban işletmesi ile piyasa teknikleri konusunda idmanlı Batılı Markus Heckhausen karşısında nal toplar. 

Patent davası Batılı müteşebbis Markus Heckhausen lehine sonuçlanır. Allah'ın 'yürü ya kulum' dediği Markus Heckhausen, 2002'de 900 bin avro cirodan, 2009'da 7 milyon ciroya ulaşır. 100'e yakın çalışanı, Japonya'da bile iş bağlantısı olan bir şirket... 

Alman Demokratik Cumhuriyeti'nin kültür mirası da diğer mirasları gibi önce ''kapalı ve otoriter toplum'' yaygarası içinde Moğol istîlasındaki Bağdat gibi tarumar edildi, ardından da piyasanın bal gibi görünen eli ile Batılı yağmacılara peşkeş çekildi. 

Tam bir 'başarı öyküsüdür'!


* Nostaljiden çağrışımla, 'doğu nostaljisi'