Syriza kime ‘hayır’ dedi?

Yunanistan geçtiğimiz Pazar kemer sıkma politikalarına “hayır” dedi. “Hayır” için bastıran Syriza’nın AB’ye sunduğu öneri ise reddedilen kemer sıkma politikalarını neredeyse tamamen kabul ediyor.

Alper Birdal

Yunanistan geçtiğimiz Pazar günü yapılan referandumda Troyka’nın (Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF) dayattığı kemer sıkma politikalarına “hayır” dedi. İktidardaki Syriza ve küçük ortağı milliyetçi ANEL, referandumda “hayır” denilmesi için propaganda yaptı.

Çıkan sonuçla istediğini alan Syriza-ANEL koalisyonu, aralarında merkez sağın en güçlü partisi Yeni Demokrasi’nin de olduğu partilerin desteğini alarak, kreditörlerle yeniden pazarlık masasına oturdu.

Dün gece Euro Bölgesi ülkelerine “yeni” öneri paketini sunan Syriza hükümeti, beklendiği gibi, Pazar günü “hayır” denilen paketin neredeyse tüm isteklerini "kendi önerisi" olarak sundu.

O VAATLER TUTULACAK!

Yunan hükümetinin 9 Temmuz’da Euro Bölgesi’ne ilettiği öneri paketinin girişinde yer alan mektupta, “Bu orta ve uzun dönemli Programın ilkeleriyle uyumlu bir biçimde [Yunanistan] Cumhuriyeti, mali sürdürülebilirlik, mali istikrar ve uzun vadeli ekonomik büyüme alanlarında bir dizi kapsamlı reform ve tedbiri uygulamak konusunda kararlıdır. Program çerçevesinde önümüzdeki haftadan başlamak kaydıyla vergi reformu ve emeklilikle ilgili tedbirlerden başlayarak bir dizi tedbiri derhal uygulamayı teklif ediyoruz” denildi.

HEDEF TÜM BORÇLARI ÖDEMEK

Bu tedbirlerin ne olduğunun ayrıntıları ise önerilen programda anlatılıyor. Ancak mektubun devamında, bu programın esas amacı şu şekilde ifade ediliyor: “Yunanistan, bütün kreditörlerine yönelik mali yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmek konusunda kararlıdır.”

Bu en başta, beş yılı aşkın süredir Yunanistan’ın boğazını sıkıp duran Troyka’nın sürekli üzerinde durduğu, “faiz dışı bütçe fazlasını” artırmak anlamına geliyor. Programın ilk maddesi de bu başlığı taşıyor: “2015 ek bütçesi ve 2016-19 MTFS”. MTFS, İngilizce “Medium Term Fiscal Strategy”den, yani Orta Vadeli Mali Strateji'den geliyor ve esas itibarıyla Troyka’nın Yunanistan’dan istediği “orta vadede gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) ortalama yüzde 3,5’ine eşit faiz dışı bütçe fazlası verme” koşulunu ifade ediyor.

Syriza’nın programı “vereceğim” diyor. Bunun için de KDV reformu yapacağım, başka vergilerle ilgili politikalarımı değiştireceğim, emeklilikle ilgili reform yapacağım, kamu yönetimi reformları yapacağım ve vergi toplama mekanizmalarını etkinleştireceğim diye devam ediyor. Türkçesi, KDV’yi ve vergileri artırıp, emeklilik yaşını yukarı çekecek ve emekli maaşlarını kısacağım, kamunun elinde kalan her şeyi satacağım oluyor.

Ardından kalem kalem bunların nasıl yapılacağını okuyoruz.

İkinci madde KDV gelirlerinin nasıl artırılacağı hakkında. “KDV reformuyla” GSYİH’nin yüzde 1’i kadar ek gelir artışı sağlanacağı belirtiliyor. Bunun için yapılacaklar arasında KDV oranlarının yüzde 23’e çıkartılması var. Temel gıda, enerji, otelcilik hizmetleri ve su için öngörülen KDV oranı yüzde 13, sağlık, kitap ve tiyatro hizmetleri için ise yüzde 6...  Adalarda uygulanan vergi muafiyetlerinin kaldırılması da, öngörülen bir diğer tedbir.

‘YAPISAL’ ÖNLEMLER

Gelelim “diğer vergisel reformlara”...

Programda köylüler başta olmak üzere gelir vergisinden kaçınma olanaklarının ortadan kaldırılması öngörülüyor. Şirketlerden alınan kurumlar vergisinin artırılmasından söz ediliyor, ancak esas olarak çiftçilerden alınacak gelir vergisinin artırılması, çiftçilere yönelik tercihli vergi uygulamasına 2017 sonuna kadar son verilmesi vaat ediliyor.

Bu kapsamda çiftçilere dizel yakıt için verilen devlet sübvansiyonlarının da kaldırılacağı belirtiliyor.

Ayrıca vergi denetimi konusunda kamunun yetkisinin kısıtlanması, “özerk kurumların” denetim yetkisinin artırılması öneriliyor. Bu kapsamda IMF’nin mali düzenlemelerle ilgili 14/151 sayılı Ülke Raporu’nda yaptığı reform “önerilerinin” uygulanacağı söyleniyor. Devamında ise sosyal refah harcamalarının Dünya Bankası’nın teknik danışmanlığında gözden geçirilmesi vaat ediliyor.

MÜJDE! ASKERİ HARCAMALAR DÜŞECEK!

Syriza’nın referandumdaki “hayır” kampanyasına Türkiye’de ve dünyanın çeşitli yerlerinde destek olanların yüreğine su serper mi bilemiyorum, ama program askeri harcama tavanının 2015 için 100 milyon Euro, 2016 için 200 milyon Euro  azaltılacağını da söylüyor. Ertuğrul Kürkçü, “Ege’nin barış denizi olması” konusuna programın bu cümleciğinden devam etmeyi düşünebilir.

Biz de devam edelim... Programda gelir vergisi kanununu, yatırım araçları, çiftçiler ve kendi hesabına çalışanlar hakkında reformlar yapılması vaat ediliyor.

Kurumlar vergisinin yüzde 26’dan yüzde 28’e çıkarılacağı belirtiliyor. Bakın bu da “hayır”ın hakkını vermiş...

Televizyon yayını lisansları ve bunlarla ilgili frekansların ihaleyle satışa çıkarılacağı belirtiliyor.

5 metreden uzun dinlence amaçlı teknelere uygulanan vergi oranının yüzde 10’dan yüzde 13’e çıkarılması gibi gerçekten "büyük" gelir getirecek, çok halkçı öneriler de eksik edilmemiş.

Ardından 4G ve 5G ihaleleri üzerinden gelir elde edileceği söyleniyor.

BU EMEKLİLİK BÖYLE GİTMEZ!

Programın emeklilerle ilgili düzenlemelerine gelindiğinde, şu cümleyi okuyoruz: “Yetkili makamlar emeklilik sisteminin sürdürülemez olduğunun ve temel reformlara ihtiyaç duyduğunun farkındadır.”

Emeklilik sisteminde yapılacak “reformlar” üzerinden 2015’te GSYİH’nin yüzde 0,25’i ile yüzde 0,5’i arasında, 2016’da GSYİH’nin yüzde 1’ine eşit “tasarruf” elde edilmesi amaçlanıyor.

Erken emekliliğe ceza getirilmesi, 2022’ye kadar emeklilik yaşının herkes için 67’ye çıkarılması ya da 40 yıl prim ödemek kaydıyla 62 olması öngörülüyor.

Emeklilik yaşının artırılmasından zarar gördüğü için Sosyal Sigortalar Fonu’ndan emeklilik birikimlerini çekenlere, mevcut yüzde 6’lık kesintinin üzerine yüzde 10’luk ek ceza getiriliyor.

Tamamlayıcı emeklilik fonlarının tamamının vatandaşların kendilerinin ödeyecekleri primlerle finanse edilmesi planlanıyor.

Bütün emekliler için, Aralık 2019 sonuna kadar “dayanışma fonunun” (EKAS) tasfiyesi öngörülüyor.

Ama emeklilere yapılan sağlık katkısının ortalama yüzde 4’ten 6’ya çıkarılacak; Syriza ve destekçisi “milli mutabakat” partilerine haksızlık etmemek lazım...

KAMUDA İSTİHDAM DARALACAK

Önerinin “Kamu Yönetimi, Adalet ve Yolsuzlukla Mücadele” başlıklı 5. maddesinde, kamuda ücret giderleri ve istihdam düzeyinin mali hedeflerle uyumlu hale getirileceği ve “2019’a kadar ücret giderlerinin GSYİH’ye göre azalan bir yol takip etmesinin sağlanacağı” ifade ediliyor.

Ayrıca “OECD’yle birlikte” kamu kuruluşlarında denetimlerin artırılacağı ifade ediliyor.

BANKALAR VE TOPLU SÖZLEŞME SİSTEMİ DERT OLDU

Önerinin “Mali Sektör” başlığını taşıyan 7. maddesinde yeni mali ortam ve mali sistemin durumu göz önünde bulundurularak ve stratejik uluslararası yatırımcıları çekmek ve orta vadede mali istikrarı sağlamak üzere bankaların yeniden özel sektöre devrinin sağlanmasının amaçlandığı belirtiliyor.

“İşgücü Piyasası” başlıklı 8. maddede ise 2015’in son çeyreğine kadar yeni bir “toplu sözleşme sistemi” hazırlanacağı vurgulanıyor.

MERAK ETMEYİN, HER ŞEY SATILACAK

Öneride doğalgaz piyasasında reform yapılmasının yanı sıra kamu elektrik dağıtım şirketi ADMIE’nin özelleştirilmesi konusunda “geri alınamaz” adımlar atılacağı da söyleniyor.

Teklif edilen program ayrıca bütün bölgesel havalimanlarının, kamuya ait metro şirketi TRAINOSE’nin, karayollarının, Pire, Selanik, Hellinikon limanlarının özelleştirilmesini ve Yunanistan’ın telekomünikasyon şirketi OTE’deki kamu hisselerinin satışını da içeriyor.

'HAYIR' ASLINDA 'EVET'TİR

Bu programı okuduktan sonra sorulacak tek bir soru kalıyor: Syriza-ANEL koalisyonu referandumda neden “hayır” dedi?

Aslında bu soru, referandumun “evet”çisi Yeni Demokrasi, Potami ve PASOK’un Syriza-ANEL koalisyonuna Troyka’yla müzakerelerde “tam destek” vermesiyle yanıtlanmıştı. Elbette destek verecekler, müzakere için sunulan onların programı...