Suudi Arabistan'da kadınlar için bir umut var mı?

Suudi Arabistan'da 2011'de başlayan kadın eylemleri, ülkenin baskıcı ve kadınları yok sayan sisteminde azımsanmayacak bir iz bıraktı. Bu yıl yapılacak seçimde -bir sürpriz olmazsa- kadınların seçme ve seçilme hakkı olacak.

Dünyada kadınların araba kullanmasının yasak olduğu tek ülke Suudi Arabistan'da 2011'de başlayan, kadınların trafiğe çıkabilmek, araç kullanabilmek için yürüttüğü eylemler ülkedeki kadın mücadelesi için eşik değerde oldu. Sonraki yıl, bir sivil itaatsizlik eylemi olarak araba kullanırken çektikleri video ve fotoğrafları sosyal medyada paylaşan kadınlar, henüz hedefe ulaşamamış olsalarda mücadelenin tadını aldı.

Bu yıl yapılması planlanan yerel seçimlerde, Suudi kadınlar ilk kez oy kullanacak ve adaylığını koyabilecek. Pek çok kişi bunun çok önemli bir hamle olduğunu düşünse de, analistler uygulamanın kamusal yaşamın her alanında çok büyük kısıtlarla yüzleşmek durumunda kalan kadınlar için yalnızca bir adım niteliğinde olduğu görüşünde; buna göre krallıkta günlük yaşamda çok da fazla bir şey değişmeyecek.

Suudi bir kadın hakları aktivisti, şimdiki durumu sıradan bir Suudi vatandaşı kadının, yavaş yavaş hakları olması gerektiğini fark etmeye başladığını söyleyerek tanımlıyor. Dışarıdan bakan bir göz için, Kral ve ailesinin tüm hakimiyeti elinde bulundurduğu Suudi Arabistan monarşisinde, bu tip bir değişimin ne büyük derecede heyecan yarattığını anlamak güç olabilir.

Ülkede, belediye meclisleri gibi politik kurumların etkisi çok küçük. Meclis üyelerinin yalnızca yarısı seçimle belirlenir geri kalanı atanırken, örneğin bölgeler bütçelerini belirleme hakkına sahip değil. Bu nedenle de kadınların seçimlere katılma hakkının bir değişime yol açmayacağı iddia ediliyor; uluslararası ilişkiler uzmanı Prof.Dr Gregory Gause; "Mutlaka aday olan kadınlar olacaktır, ama göreceğiz, kazanamayacaklar" yorumunu yapıyor.

Yine de, Suudi kadın hakları aktivistleri aldıkları yol nedeniyle heyecanlı. Uzun yıllardır sosyal yaşamdan men edilen kadınlar, seçim sürecine ilişkin gizli atölyeler düzenliyor.

KADINLAR ARABA KULLANMASIN DİYE TÜM ERKEKLER BİRLEŞTİ

Öte yandan ülkeyi yakından takip eden analistler, Ocak ayında ölen Kral Abdullah'ın eylemler konusundaki duruşunun ardında bir başka gerçekliğin yattığına inanıyor. Kral Abdullah'ın kadınlar için bir dizi dönüşüm yönünde adım attığı kabul edilse de, bunun yalnızca bir "Ön Ortaçağ" niteliğinde olduğu belirtiliyor. Kralın, artık uluslararası alanda yankı uyandıran kadın eylemleri ardından, kadınlara ilişkin bir adım atacağında muhafazakarların tepkisinden çekindiği için temkinli davrandığı söyleniyor.

Muhafazakarlar, kadının ev dışındaki yaşam alanının genişlemesini İslam hukukuna aykırı buluyorlar ve güçlü bir lobileri var. Örneğin kadınlara araba kullanma izni tanımak, muhafazakarları provoke edebilir; öyle ki bu başlık El Kaide ve diğer tüm din adamlarını birleştiren bir üçüncü yol konusu olmuş durumda. Aşağıdaki fotoğrafta, bir kadının arabasında bulduğu ve kimin bıraktığını bilmediği "Lütfen araba kullanma" yazılı not görülüyor.

Haziran 2011'de başlayan araba kullanma eylemlerini, kral ve hükümeti görmezden gelmişti ancak hemen ardından -3 ay sonra-, kadınlara 2015 seçiminde seçme ve seçilme hakkı tanınacağı ve başka bir dizi reformun planlandığı duyurusu yapıldı. Kral ayrıca, yasama yetkisine en yakın organ olan Şura Konseyi'ne, kadınları da atamayı planladığını açıkladı, takiben Şubat 2013'te 150 üyelik konseyin 30'u kadın olarak belirlendi.

KADINLAR GERİ ADIM ATACAK MI?

Basına sızan haberler, kadınların araba kullanmasına; kadının 30 yaş üstü ve makyajlı olmaması ve 07.00-20.00 saatleri arasında dışarıda olması şartıyla izin verileceği yönünde. Elbette bu karar, yeni Kral Selman bin Abdulaziz ve danışmanlarına kalmış. Aynı durum seçimler için de geçerli; daha önce de seçimler ertelenmişti ve 2015 seçimlerinin akıbeti de benzer olabilir. 

Öte yandan kadınlar oy kullanma yerlerine erişebilecek mi, oy pusulasında yer almaları için makul standartlar getirilecek mi sorularının yanıtları bilinmiyor. Hükümetin, kadınların etkisini sınırlamak için lojistik bir kabus yaratma ihtimalinin olduğundan söz ediliyor.

Suudi Arabistan için hiç kimse, seçim süreci yahut sonrasının kadınlar için çarpıcı bir dönüşüm getireceğine inanmıyor. Ancak, 2011'de başlayan eylemlerin ardından, harekete geçen kadınların geri adım atmaya niyetlerinin olmadığı da açıkça görülen bir gerçek.