Suriye'de son haftalarda El Kaide bağlantılı gruplarla Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) ilerleyişi, ülkenin geleceğine ilişkin tartışmaları tekrar alevlendirdi.

AFP'nin haberine göre, Suriye ordusunun ülkedeki bazı bölgelerden çekilerek stratejik olarak önemli yerleri koruması, Suriye'nin de facto olarak bölündüğünü kabul ettiğini gösteriyor.

Beşar Esad'ın anne tarafından kuzeninin sahibi olduğu El Vatan gazetesinin genel yayın yönetmeni Vaddah Abd Rabbu ise, ordunun daha fazla nüfus barındıran yerleri korumak için bazı bölgelerden çekilmesinin anlaşılabilir olduğunu söylüyor.

Abd Rabbu ayrıca, dünyanın IŞİD ve Nusra Cephesi'nin yönettiği iki terörist devletin kendi yararına olup olmadığına karar vermesi gerektiğine de dikkat çekiyor.

Ancak haberde, "rejime yakın bir siyasetçi"nin de görüşlerine başvuruluyor. İsmi açıklanmayan bu kaynağa göre, Suriye'nin bölünmesi "kaçınılmaz." Yönetimin sahil şeridi (Lazkiye ve Tartus) ile birlikte, Hama-Humus ve Şam'ı kontrol altında tutmak istediğini söyleyen kaynak, "Kırmızı çizgiler Şam-Beyrut ve Şam-Humus otoyolları" dedi.

Barışçıl muhalif Heysem Menna ise, bu stratejinin arkasında İran'ın olduğunu düşünüyor. Menna'ya göre İran, Suriye'ye çağrı yaparak "gerçeklerle yüzleşmesini ve yalnızca stratejik bölgeleri korumasını" istedi.

Suriye'nin küçülmesine ilişkin ABD merkezli bir iddia daha önce de gündeme gelmişti. Hillary Clinton'ın eski Suriye Özel Temsilcisi Frederic Hof, ABD ile İran arasında yapılan gizli görüşmelerde, Lübnan ile arasındaki sınırın silikleşeceği bir Suriye'nin İranlılar tarafından da "tartışılabilir" bulunduğunu ileri sürmüştü.

Buna göre, Esadlı ancak küçültülmüş bir Suriye, Lübnan'da Hizbullah'la birlikte ortak bir cephe oluşturacak.