Savaşların ardından Yemen ekonomisinin durumu

Su kıtlıkları, uyuşturucu bağımlılığı, düşen petrol fiyatlarıyla boğuşan Yemen ekonomisi, bitmeyen savaşlarla çatırdamaya devam ediyor.

Dış Haberler

Yemen ekonomisi azalan su kaynakları, yolsuzluk, uyuşturucu gibi sorunlarla boğuşurken, bunlara petrol fiyatlarının düşmesi de eklenince sürdürülemez hale geldi. Kişi başına 86 metreküp yenilenebilir temiz su düşen ülke, su fakiri olsa da bu miktar aslında sürdürülemez değil. Ancak ülkede 90'lardan itibaren yüksek petrol fiyatlarından dolayı tarıma verilen desteğin durdurulması da su altyapısını da zayıflatmış.

Ülkede zaten kısıtlı olan su kaynaklarının %40’ı ise gat bitkisi yetiştirmek için kullanılıyor. Uyuşturucu etkisi sebebiyle ülkede çok yaygın olarak kullanılan bu bitkiye yüksek miktarda para harcanırken, kahve gibi geleneksel olarak yetiştirilen ürünlerden daha pahalı olması ve daha kolay satılması sebebiyle gat yetiştirmeye ayrılan pay artıyor. Yemen’de yaşanan iç savaşlarda da gat tarlalarını ele geçirmek önemli bir hedef haline gelmiş oluyor. Örneğin, artık kahve yerine gat yerleştirilmeye başlanmış olan Moka limanının Husi milislerin eline geçmesi harekete önemli finansman sağlamıştı.

Ekonomik geliri petrole dayalı olan Yemen’de, küresel olarak petrol fiyatlarının neredeyse yarıya inmesi büyük bütçe açıklarına sebep olurken, bunun halka yansımaları da halkta büyük tepkilere sebep oldu. Husiler, benzin fiyatlarının düşürülmesini de taleplerine ekleyerek bu fırsatı iyi değerlendirdi.

SALİH VE MANSUR HADİ
24 milyon insanın yaşadığı Yemen’de 2 kişiye bir silah düştüğü tahmin edilirken, bunun arkasındaki sebebin ise Kuzey ve Güney arasındaki aşiret kavgaları ve yozlaşmış yönetimin güvenliği sağlamaması olduğu düşünülüyor.

Ali Abdullah Salih’ten sonra göreve gelen Abdrabbu Mansur Hadi de yolsuzlukların üzerine gitmeyip, bütçe açığını kapatmak için Batı’dan destek arayınca halkla karşı karşıya geldi. Hatta 2011’de Yemen’de yaşanan ayaklanmalarla devrilen Salih dönemine çeşitli sebeplerle özlem duyan (o dönemde petrol fiyatlarındaki yükseklik sebebiyle yaşanan refah, Salih’in ülkedeki kontrolünden dolayı daha çatışmasız bir ortam olması vb.) halkın kimi kesimleri yeniden Salih’i desteklemeye başladı. Kendisi de Husiler gibi Zeydi Şii olan Salih, geçmişte Suudi Arabistan’a daha yakın bir figür olsa da, Husilerle Suudilerin karşı karşıya gelmesi Salih’i de İran yanlısı bir eksene getirdi. Bu sebeple Suudi yanlısı Hadi’ye karşı olan Salih yanlıları, Husilere karşı direniş göstermiyor.

MEZHEPÇİLİK BÜYÜRKEN
Ülkede Husilere karşı duran tek grup ise radikal Sünniler oluyor. Ülkedeki aşiretler mezhepçi olmasa da IŞİD ve El Kaide ülkede mezhepçi gerginliği büyüterek Husilerden yana olan Sünnileri yanlarına çekmeye ve savaşı Sünni-Şii eksenine çekmeye çalışıyor. Husi camilerine karşı gerçekleştirilen saldırılarda yüzün üzerinde kişi ölse de, ölenler arasında Sünnilerin de bulunması mezhep savaşı çıkartmanın zorluğuna işaret ediyor.

Ülkenin en büyük ticaret ortağı ise Çin Halk Cumhuriyeti, ihracatının %40’ını Çin’e yapan Yemen, petrol ve kahve ihraç ederken, Çin’den yiyecek ve endüstriyel ürünler satın alıyor. Husilerin iktidara gelmesiyle İranla yapılacak ticaret anlaşmaları da gündeme gelse de, ülkede büyük menfaati olan Çin’in Suudi müdahalesinden endişe duyması ve savaşın bölgeye yayılacağına dair korkularını dile getirmiş olması şaşırtıcı değil.