Şam’a barış ve dayanışma ziyareti: Suriye halkının zaferini kutluyoruz

Dünya Barış Konseyi ve Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu Suriye'yi ziyaret etti. Barış ve gençlik hareketinin temsilcilerinin Suriye'yle dayanışmalarını ilettiği ziyarette Suriye halkının zaferi kutlandı.

Haber Merkezi

Dünya Barış Konseyi (WPC) ve Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu’nun (WFDY) üç ünlük ziyareti sona erdi. 29-30-31 Ekim tarihlerinde gerçekleşen dayanışma ziyaretleri kapsamında Şam'da çeşitli kurumlar ziyaret edildi, yetkililerden bilgi alındı, barış ve gençlik hareketinin temsilcileri dayanışmalarını iletti.

Türkiye Barış Komitesi ve Türkiye Komünist Gençliği’nin birer kişiyle ülkemizi temsil ettikleri uluslararası delegasyonda WPC Başkanı Socorro Gomez, Genel Sekreter Thanasis Pafilis ve Yürütme Sekreteri İraklis Tsavdaridis ile WFDY Başkanı Yakovos Tofaris de yer aldılar.

40'ı aşan ülkeden 100'e yakın delegenin katılımıyla gerçekleşen uluslararası dayanışma ziyaretini, Suriye Barışseverler Hareketi ve Suriye Ulusal Öğrenci Birliği birlikte organize etti.

Çalışmalar kapsamında heyet ilk gün, Baas Partisi liderliği, Dışişleri ve Göçmen İşleri Bakanlığı, Suriye Halk Meclisi Başkanlığı ve Meçhul Asker Anıtını ziyaret etti.

WPC ve WFDY temsilcileri gezi boyunca yaptıkları konuşmalarda, ziyaretin emperyalizme direnen Suriye halkıyla dayanışmanın ötesinde bir anlam daha taşıdığını çeşitli kereler vurguladılar. Suriye savaşı halkın ve meşru Şam hükümetinin zaferiyle kazanılmış görünüyor…

BAAS PARTİSİ: HER ZAMAN İŞÇİLERİ, KÖYLÜLERİ VE HALKI TEMSİL ETTİK

Baas Partisi genel merkezinde Genel Sekreter Hilal Hilal konuklara hitaben yaptığı konuşmada, Baas partisinin güçlü olmasının işçi sınıfı, köylüler ve halk ile olan bağından kaynaklandığını vurguladı.

Emperyalist ülkelerin ‘diktatör Esad’ ısrarının tamamen bir çarpıtma olduğunu belirten Hilal, Baas partisinin parlamentoda yüzde 65 oranında temsil edildiğini, muhalif partilerin de parlamentoda yer aldığını ifade etti. Suriye’ye karşı yürütülen savaşta kritik dönemecin geride kaldığına işaret eden Baas Genel Sekreteri, savaşın üç faktör sayesinde kazanıldığını, bu üç faktörün halk, ordu ve liderlik olduğunu anlattı.

SURİYE DIŞİŞLERİ BAKANI: TÜRKİYE İDLİB'DE HALA TERÖRİSTLERİ DESTEKLİYOR

Heyet Suriye Dışişleri ve Göçmen İşleri Bakanı Velid Muallim’le bakanlık binasındaki konferans salonunda bir araya geldi. Muallim, İdlib’in hâlâ teröristlerden temizlenmediğini ve bu noktada Türkiye’nin olumsuz etkisinin olduğunu vurguladı.

Suriye’nin sınırlarını sadece Suriye ordusunun koruyabileceği, politik krize çözümü ise yalnızca Suriye hükümetinin bulacağı vurgulanan konuşmada, Soçi anlaşması sonrası oluşturulan 50 kişilik Anayasa Komitesi grubunda, Türkiye’nin ısrarla muhalifleri desteklediği belirtildi. Muallim, Almanya, Rusya ve Fransa’nın katılımıyla İstanbul’da gerçekleşen dörtlü Suriye zirvesi için ise, “Bağımsızlığımızdan asla vazgeçmeyiz” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı, savaş sonrası mültecilerin durumu ve ülkenin yeniden kalkınması sorularına ilişkin ise şu ifadeleri kullandı: “Ülkeler arası ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için savaşın tamamen bitmesini beklemiyoruz. Rusya, Çin ve Hindistan ile ekonomik ilişkileri geliştireceğiz. Ve tabii ki elleri kanlı emperyalist aktörleri, ülkenin yeniden yapılandırılması sürecinde asla görmeyeceğiz. Genel olarak kamu sektörünü geliştireceğiz ve ülkemize dönecek olan mültecilere istihdam sağlayacağız. Mültecilerin geri dönmesi için çalışmalar başladı, fakat ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri bu konuda zorluk çıkarıyor, Suriye için hâlâ kara propaganda üretiyorlar. Buna rağmen Lübnan’dan mülteciler dönmeye başladı.”

SURİYE HALK MECLİSİ: ESAD'IN LİDERLİĞİ EMPERYALİSTLERİN SİLAHLARINA RAĞMEN ZAFER GETİRDİ

Parlamentoda Meclis sözcüsü Hammouda Sabagh uluslararası dayanışma heyetine yaptığı konuşmada bölgenin ilk parlamentosunun ve yine ilk demokratik anayasasının Suriye’de hayata geçirildiğini belirtilerek, o dönem yalnızca Suriye’de kadınların seçimlerde aday olabildiğini vurguladı.

Suriye Halk Meclisi’nde dokuz siyasi parti bulunuyor. Sözcü emperyalist yalanların Suriye’nin demokratik olmadığı tezi üzerinde yükseldiği, fakat Suriye Halk Meclisi’nin yapısının bunun tersini gösterdiğini ifade etti.  

ŞAM ÜNİVERSİTESİ'NDE ULUSLARARASI DAYANIŞMA KONFERANSI

30 Ekim’de barış ve gençlik heyetleri Uluslararası Dayanışma Konferansı’nda Şam Üniversitesi öğrencileri ile buluştular. Konferans savaşta hayatını kaybedenler için saygı duruşuyla başladı. Ardından pek çok ülkenin barış ve gençlik hareketi temsilcileri konuşma yaptı.

Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu (WFDY) başkanı Yakovos Tofaris: “ABD, AB ülkeleri ve Türkiye, Suriye’de enerji kaynakları için savaş başlattı. NATO, Yugoslavya, Irak ve Libya’da ne yapmaya çalıştıysa Suriye’de de aynısını yapmaya çalıştı. Bu doğrultuda kimyasal silah yalanını ortaya attı. Yaşananlar sadece Suriye’nin değil, bütün Ortadoğu ülkelerinin enerji kaynakları yüzünden tehdit altında olduğunu gösteriyor. Irak ve Filistin meselesi de bir diğer yönüyle emperyalizmin müdahale alanlarından biri oldu. Suriye’de büyük bir insani trajedi yaşandı, milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı, sakat kaldı veya öldürüldü. Ülkenin ekonomik kaynakları ve altyapısı yok edildi, insanlar açlığa mahkûm edildi. AB ülkeleri ise mültecilere yardım ettiklerini iddia ederek hayatlarını daha da zor koşullara ittiler. Bizler savaşın en başından beri onların yalanlarına inanmadık ve emperyalist ülkelerin yalanlarını hep mahkûm ettik. WFDY olarak her zaman emperyalizme karşı halkların yanında olacağız.”

'SAVAŞA RAĞMEN İŞÇİLER ÜRETİMİ DURDURMADI'

İşçi Sendikaları Federasyonu’na yapılan ziyarette, Federasyon Başkanı savaş esnasında ve sonrasında ülke ekonomisinde yaşanan gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu: “Yaşanan mülteci krizi, Avrupa Birliği ülkelerinin iddia ettiğinin aksine, baskılardan değil, insanların savaş yüzünden işlerini kaybetmesi yüzünden gerçekleşti. 20 kişinin yaptığı hükümet karşıtı gösteriler, sanki ülke çapında yapılıyormuş gibi medya tarafından çarpıtılarak servis edildi. Savaş ülke ekonomisini oldukça olumsuz etkiledi. Teröristlerin kontrolünde bulunan iş yerlerine gidemeyen işçiler için Beşar Esad, işçilerin hayatlarını kolaylaştırmak anlamında önlemler aldı.

Çatışmalardan dolayı sakat kalan işçiler için tüm ekonomik olanaklar kullanılarak, yardım paketleri oluşturuldu, işçi ailelerine yardımlar ulaştırıldı. Buna rağmen, maaşların düşmesi, paranın değer kaybetmesi ve fiyatların artması, hayatı insanlar için oldukça zorlaştırdı ve doğal olarak göçler gerçekleşti. Savaş boyunca uluslararası medya, Şam’ı tehlikeli bir yer olarak gösterdi fakat onların iddia ettiğinin aksine, hayat tüm zor koşullara rağmen devam etti ve 2015 yılında kalabalık bir uluslararası dayanışma toplantısı yapıldı. 2017 yılında ise dünya genelindeki işçilerin katılımıyla ikinci bir uluslararası dayanışma toplantısı gerçekleştirildi. Tüm katılımcılar, ülkelerine döndüklerinde yalanlara karşı, Suriye hakkında gerçekleri anlattılar. Savaş boyunca üretim oldukça olumsuz etkilendi, fakat buna rağmen bazı fabrikalarda üretim, teröristlerin saldırılarına rağmen durmadı. İşçiler kararlılıkla fabrikalarını savundular ve fabrikalar teröristlerden kurtarıldıktan sonra savaş öncesinde olduğu gibi üretim yapmaya devam etti.”

Federasyon Başkanı’nın verdiği bilgiye göre Şam hükümeti savaş yılları boyunca yalnızca kendi kontrolü altındaki bölgelerde değil, cihatçıların eline düşen, kapanan, faaliyeti duran işletmelerin çalışanlarına da maaş ödemeye devam etmiş. Çetelerin işgal ettiği bölgelerde fabrikaların demonte edilerek yurtdışına kaçırılmasına işçilerin engel olduğu bir dizi örnek olduğunu aktaran Suriye sendikalar lideri, savaşta aktif olmayan halkın gerektiğinde gönüllü çalışma dayanışması da gösterdiğini anlattı.

SURİYE CUMHURBAŞKANI BEŞAR ESAD: NİHAİ ZAFERE ÇOK AZ KALDI

31 Ekim’de Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, tüm temsilcileri Halk Sarayı’nda ağırladı. Beşar Esad yaptığı kısa konuşmada, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, küreselleşme adı altında Ortadoğu ülkelerinin parçalandığını, emperyalist ülkelerin medya aracılığı ile yalan haberler servis ederek ülkelere savaş açtığını vurguladı. Beşar Esad konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Suriye, savaşın açtığı yaraları sarıyor. ABD, Avrupa ülkeleri, Körfez ülkeleri ve Türkiye, teröristleri besleyerek ülkemizi yangın yerine çevirdi. 7 yıl boyunca halkımızın kararlı direnişi sayesinde zaferimizi ilan etmemize çok az kaldı.”  Beşar Esad konuşmasının ardından, çoğu temsilcinin sorularını yanıtladı. Soruların yoğunlaştığı bir başlık, savaş sonrası Suriye hükümetinin ekonomiyi nasıl yapılandıracağı ile ilgiliydi. Beşar Esad, ekonominin, karma ekonomi modelini takip edeceğini, geri dönecek olan mülteciler için istihdam sağlanacağını ve ekonominin yeniden yapılandırılması sürecinde, ülkeyi savaşa sokan aktörlerin asla yer almayacağını vurguladı. Beşar Esad, mültecilerin geri dönmesi için çalışmaların başlatıldığını, fakat hâlâ Avrupa ülkelerinin kara propaganda yaparak, mültecilere ülkelerine döndüklerinde öldüreceklerini söylediklerini aktardı.

Son gün gerçekleştirilen kapanış toplantısında, dayanışma ziyaretinin amaçları tartışıldı. Şam’da üç gün boyunca süren dayanışma ziyareti kapsamında, ülkede tüm şiddetin bitmesi, Golan tepeleri ve İdlib de dahil olmak üzere, Suriye’de her bölgenin özgürleşmesi gerektiği vurgulandı.  Dayanışma ziyaretinin amacına ulaşması için her ülke ile emperyalizme karşı dayanışmanın güçlendirilmesi, ülke halklarının Suriye için üretilen emperyalist yalanlar ve son gelişmeler hakkında sürekli olarak bilgilendirilmesi gerektiği belirtildi. Etkinlik, Suriye tümüyle özgürleştiğinde, zafer kutlamaları için yeniden buluşulacağı vurgusu ile son buldu.

Konferansa geniş yer ayıran Suriye devlet televizyonu delegelerle çok sayıda röportaj gerçekleştirdi. Dünya Barış Konseyi Genel Sekreteri Thanasis Pafilis ile Türkiye Barış Komitesi temsilcisi Aydemir Güler de birlikte bir haber programına konuk oldular.

Delegeler yoğun ziyaret programı içinde Sednaya kentindeki tarihi manastırı da görme imkânı buldular.

Suriye Barışseverler Hareketi ve Ulusal Öğrenci Birliği’nin organize ettiği ziyaret sırasında delegeler Suriye Komünist Partisi ve SKP (birleşik) genel sekreterleriyle de bir akşam yemeğinde buluştular.