‘Rusya, ABD saldırısına neden yanıt vermedi?’

El Cezire’de yayımlanan Leonid Issaev imzalı yazıda tüm düşmanca söylemine rağmen Rusya’nın ABD ile Suriye zemininde bir karşı karşıya gelişten kaçındığı öne sürüldü.

Dış Haberler

El Cezire’de Leonid Issaev imzalı, “Rusya, ABD’nin Suriye saldırısına neden yanıt vermedi” başlıklı bir makale yayımlandı. Issaev, Rusya’nın ABD ile Suriye zemininde bir çatışmaya girmekten kaçındığını öne sürdü.

TÜM OPERASYON ‘PERFORMANS’TAN İBARET

Issaev, ABD ile Rusya arasındaki bir hafta boyunca yükselen tansiyonun ardından ABD, İngiltere ve Fransa’nın ortak saldırısının gerçekleştiğini, saldırının iddiaların aksine etkisinin düşük olduğunu, Suriye’nin askeri altyapısında önemli bir tahribat yaratmadığını, İsrail’in son saldırısından daha önemsiz kaldığını vurguluyor. Nisan 2017’de aynı ülkelerin gerçekleştirdiği saldırıdan pek bir farkı olmadığını da belirtiyor. Bu yılki farkın Suriye yönetiminin yanısıra, “patron” olarak Moskova’nın da suçlanması olduğunu belirten Issaev, bu durumun tansiyonu yükselttiği ve ABD ile Rusya arasında doğrudan bir çatışmaya yönelik spekülasyonları da artırdığına dikkat çekiyor. Doğrudan çatışmanın önlenmesinin öngörülebilir olduğu ve tüm operasyonun bir “performans”tan ibaret olduğu da Issaev’in değerlendirmeleri arasında.

ESAD MEMNUN

Issaev ortadaki tabloda kazananın Suriye yönetimi ve müttefikleri olduğuna, güçler dengesinde bir değişiklik olmadığına dikkat çekiyor.

Saldırıdan birkaç saat sonra Esad’ı çalışma ofisine girerken gösteren videonun yayımlandığını, halkın sokakta gösteri görüntülerinin uluslararası medyada yer aldığını vurgulayan Issaev, bu durumun Esad nezdinde ABD’nin Suriye ihtilafını çözecek herhangi bir stratejiye sahip olmadığını açık hale getirdiğini de belirtiyor.

RUSYA MESELEYİ ANLADI

Rusya’nın geçen yılki saldırıyı Trump’ın karşı karşıya kaldığı iç sorunlar açısından en az zararı yaratan çözüm olarak değerlendirdiğini söyleyen Issaev, bu yılki saldırıda da Moskova’nın kimyasal silah kullanımına yönelik bir müdahale ve Suriye ihtilafına etkide bulunacak bir girişimden ziyade bir güç gösterisi olduğunu anladığını ifade ediyor.

Moskova’nın Washington’un saldırıda yavaş hareket etmesini bir zayıflık, kararsızlık olarak değerlendirdiğini belirten Issaev, sonuç olarak Moskova’nın Washington ile Suriye’deki varlığının zarar görmemesine yönelik bir koordinasyonu kolaylaştırması için belli bir dozda “düşmanca” söylem geliştirdiğinin altını çiziyor. Yazıda Rusya ile ABD arasındaki müzakerelerin saldırıdan önceki hafta başladığı, Suriye’ye yönelik “formel” saldırının tansiyonu düşürmek için iki ülke açısından optimal çözüm olduğu, Moskova Suriye’deki statükoyu korurken, Washington’un sözünü yerine getirdiği ve “ilkeli” bir tutum aldığı belirtiliyor.

Rusya’nın “duygusal söylemi”ne rağmen çizgileri aşmaktan ve bir ihtilafı körüklemekten kaçındığını vurgulayan Issaev, bu nedenle son altı ayda İsrail’in Suriye altyapısı ve askeri tesislerine yönelik düzenli saldırılarına da yanıt vermediğini ileri sürüyor.

“Rusya’nın sahada herhangi bir risk almaktan kaçınırken sert konuşmaya dayalı bir strateji izlediği açık” diyen Issaev, sahada görünür bir gerilim artışı olmasa da söylemdeki tansiyonun yükselmesinin hafife alınamayacağını da vurguluyor.