Michel Gruselle Fransa'daki eylemleri yazdı: Biricik kurtuluş sosyalizmde

Fransa’da yeni iş yasasına karşı eylemler sürmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta ülkenin birçok kentinde binlerce işçi şalter indirirken, halk sokakları doldurmaya devam ediyor. Fransa Devrimci Komünist Partisi Ulusal Büro üyesi ve Uluslararası İşler sorumlusu Michel Gruselle Boyun Eğme için yazdı.

Haber Merkezi

Fransa’da bugün patronların ihtiyacı çok açık, çalışanların haklarını koruyan ve sermayenin çıkarlarını sınırlandıran iş kanunun ortadan kaldırılması gerekiyor. On yıllardır süren işçi direnişlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu yasa, şiddetlenen sınıf mücadelesi içerisinde işçiler için önemli bir koz. Sermaye sınıfının hizmetindeki ekolojist-sosyalist hükümet bu yasanın parlamentoda kabul edilmesi için var gücüyle bir savaş yürütüyor ve mecliste tartışılmadan yasanın kabulüne izin veren anayasanın 49/3. maddesini devreye sokmak hiç bir tereddütte bulunmuyor. Hükümet bu savaşı sınıf işbirlikçisi tüm sendikalarla özellikle de Fransız Demokratik Emek  Konfederasyonu (CFDT) ile birlikte yürütüyor. Hükümet ve patronların tepkisi derin bir kaygı içinde haftalardır süren ve bugün de devam eden grev ve eylemlerle önemli bir karşı duruş gösteren Genel Emek Konfederasyonu (CGT) ve İşci Gücü (FO) üzerinde yoğunlaşıyor. Bu yapılan grevler özelleştirmelerin işçilerin çalışma pozisyonlarını önemli ölçüde tehdit ettiği taşımacılık sektöründe büyük bir yankı uyandırdı. 

Açık bir şekilde toplumsal bir başkaldırının uyanışına işaret eden bu mücadeleler, toplumsal meşruiyetini yitirsin diye provokatörlerin devreye sokulmasıyla birlikte devletin ve sermayenin şiddet içerikli saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Basın kuruluşları da açık bir şekilde işçi sınıfı hareketini bölmek ve işçilerin taleplerinin üzerini örtmek için CGT’ye saldırıyor.  

Bir finans gazetesi olan “Les Echos” “CGT şiddet eylemlerinin yönlendiriyor başlığını attı, ancak sonrasında bu başlığı attığına çok pişman oldu. Neden mi? Çünkü bütün ülkeyi saran emekçilerin mücadele azmi, gittikçe daha görünür hale geliyor. Çünkü verilen mücadele direnişin merkezinde bulunan sendikaların yöneticilerini direnişin etkisinin artması için geliştirilmesi noktasında bir pozisyon almaya itiyor. 

12 ve 19 Mayıs eylemleri binlerce emekçiyi bir araya getirirken; Yol İşleri Federasyonları, CGT ve FO bir çok büyük şehir ve kasabada bir ortak hareketi olarak ön plana çıktı. Demiryolları Sendikası (SNCF) CGT ve Sud Rail (Üniter ve Demokratik Sendika) çarşamba ve perşembe günleri süresiz olarak şalter indirdi. Rafineriler, tersaneler ve limanlar salı günü tüm gün boyunca greve katıldı ve sekiz rafineriden altısı işgal edildi ve üretimleri tamamen durduruldu. Sınıf hareketi yayılıyor ve yeni işçi katmanlarını bünyesine katıyor. 

CFDT’nin reformist yöneticileri hükümete ve sermayeye karşı verilen mücadelenin karşısında durmaya devam ediyorlar. Ancak bugün bunu yaparken eskisine göre daha fazla zorlukla karşı karşıya kalıyorlar. Düşman sınıf ile birlikte ortaya attıkları tüm önerilerle birlikte “Müzakereleri sürdürelim” vaazını söylemek onlar için artık daha zor hale geldi. 

Hükümetin de bir hayli köşeye sıkıştığı herkes tarafından biliniyor. Üç kağıtçı siyasiler sürekli saf değiştirerek kendilerine zincir vurmaya devam ediyorlar. İster sağdan, ister soldan, ister merkez siyasetten isterse Milli Cephe’den (radikal sağ) gelsin tüm bu hilelerin amacı sermaye düzenini korumaktır. 

Gerçek çelişki halk ile sermaye arasındadır. Bugün halkın biricik kurtuluşu düzeni değiştirmek yeni ve sosyalist bir toplum inşa etmektir. Emek tarafından yaratılan ve kapitalizm tarafından gasp edilen tüm zenginlikler geri alınmalıdır. Uluslararası sanayi kuruluşlarına, ticaret örgütlerine, büyük bankalara ve finans örgütlerine peşkeş çekilen büyük ve orta ölçekli işletmeler geri alınmalıdır. 

Bugün gerçek alternatif, ülkemizde yaşayan emekçi halktır. Partimiz Devrimci Komünist Parti’nin önerisi budur. Parti yeni bir tepkiye çağrı yaparak direnişi sürekli kılmaya hazırdır. 


* Fransa Devrimci Komünist Partisi Ulusal Büro üyesi ve Uluslararası İşler sorumlusu Michel Gruselle'in Boyun Eğme dergisinin 34. sayısı için yazdığı bu makale Uğur Kayrak tarafından çevrildi.