Küba’da 'muhalif' LGBT yürüyüşü tartışma yarattı

Geçen haftasonu LGBT hakları için planlanan etkinliğe katılmak yerine alternatif yürüyüş düzenleyen bir grubun trafiği kesmek istemesine polisin izin vermemesi, dünya basınında yankı buldu. Konunun Küba’daki asıl muhatabı olan Mariela Castro, 'Maalesef işin aslını bilmeyen birçok insan, paralı aktivizmin şakşakçılarını büyüten ‘bağımsız’ medyaya kandı' yorumu yaptı.

soL - Dış Haberler

Geçtiğimiz Pazar 12’nci “Conga”, yani Küba’nın geleneksel “Onur Yürüyüşü” günü için düzenlenen etkinliklerin dışında alternatif yürüyüş düzenleyen bir gruba Küba polisinin müdahale etmesine, dünya basını tarafından büyük yer verildi. Konu, Küba’da da tartışma konusu oldu. LGBT hakları da dahil, cinsiyetle alakalı konuların Küba’daki bir numaralı muhatabı olan Cinsel Eğitim Merkezi (CENESEX) Başkanı Mariela Castro, alternatif yürüyüş düzenleyenleri suçlarken, buna prim verenleri de eleştirdi.

Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren cinsiyet eşitliği konusunda önemli adımlar atan Küba’da 12 yıldır “Conga” adıyla, LGBT haklarına dikkat çeken bir yürüyüş düzenleniyor. CENESEX, planlanan tarihten bir hafta önce, bu yılki programı değiştirdiğini ve “kimi grupların provokasyon hazırlığında olduğu”nu belirterek yürüyüş yerine bir buluşma koymuştu.

Bu değişikliği kabul etmeyen bir grup, alternatif yürüyüş çağrısı yaptı. Geçtiğimiz Pazar günü Havana’nın merkezindeki Parque Central’de (Merkez Park) toplanan yaklaşık 250 kişi, kapalı yürüyüş yolu olan Prado Caddesi boyunca eylem yaptı. Grubun, Havana’nın kordon boyu olan Malecón Caddesi’ni trafiğe kapatıp yürüyüşe devam etmek istemesi üzerine polis gruba izin vermedi. Üç kişi gözaltına alındı.

Dünya basını, polisin gruba izin vermemesine büyük yer verdi. Küba’da muhabiri olan büyük basın organları, haberlerde “Küba’nın tüm kıtada LGBT hakları açısından en ileri ülkelerden biri” olduğu bilgisine satır arasında yer verirken, özellikle Küba karşıtı ABD basını baştan olmak üzere birçok medya organı, olayı Küba devletine saldırı konusu haline getirdi.

CENESEX Başkanı Mariela Castro, olayla ilgili olarak Facebook’tan yaptığı açıklamada, özgür kişilerin “paralı aktivizmin şakşakçıları” ve “sözde bağımsız medya”ya karşı seslerini yükselttiğini belirterek, “Maalesef ne olup bittiğinden habersiz birçok kişi bu palavraya kandı ve CENESEX’in düzenlediği Çeşitlilik Partisi’nden haberleri olur olmaz buna katıldılar, ancak yabancı medya bu etkinliğe hiçbir şekilde yer vermedi” dedi.

'EMPERYALİZME DE DALKAVUKLARINA DA BOYUN EĞMEYECEĞİZ'

“Karşıdevrimci zalimliğin” Anneler Günü’nü aşağılamayı seçtiğini belirten Castro, “Biz bu devrimi hayatımız pahasına koruyoruz ve yapılan hataları ve eleştirileri dikkate alıyoruz. Emperyalizme de dalkavuklarına da boyun eğmeyeceğiz” dedi.

Mariela Castro, Küba Devrimi’nin önderlerinden Raúl Castro ve Vilma Espín’in kızı. Mariela, CENESEX Başkanı olarak üstlendiği görevle, Fidel ve Raúl Castro’nun çocukları arasında siyasi, bürokratik veya toplumsal olarak yönetici pozisyonda olan tek isim.

Küba, cinsiyet eşitliği ve LGBT hakları açısından dünyanın en ileri ülkelerinden biri. Geçtiğimiz yıl 3 ay boyunca ülkenin yeni anayasası halk tarafından tartışıldıktan sonra halkın yüzde 87’sinin oyuyla kabul edildi. Yeni Anayasa, cinsel yönelim sebebiyle ayrımcılığı suç olarak tarif edip cinsiyet eşitliğini vurguluyor. Yeni Anayasa’nın ilk taslağında, eşcinsel evliliklerinin de önünü açacak bir formülasyon bulunuyordu. Bu maddenin büyük tartışma yaratmasının ardından Küba Meclisi, eşcinsel evliliklerini yasallaştırmayı Anayasa değil, Medeni Kanun’da yapılacak bir değişiklikle gerçekleştirmeye karar verdi.

1990’lı yıllarda sosyalist bloğun çöküşüyle birlikte çok ağır bir kriz döneminden geçen Küba, 2000’li yıllardan beri istikrarlı bir siyasi ve ekonomik gelişim içerisinde. Son iki yıldır Latin Amerika kıtasında sağın yükselişi nedeniyle ekonomisi kötü etkilenen Küba, ABD Başkanı Donald Trump’ın da hedefinde. Trump yönetimi, Küba’ya karşı ablukayı ağırlaştırırken, Küba’ya karşı dünya medyasında çıkan haberlerin sayısında da artış yaşanıyor.