Küba transfobi ve homofobiye 'hayır' diyor

10. Küba Homofobi ve Transfobi Karşıtı Buluşması okullardaki cinsel ayrımcılık ve zorbalık sorunlarına odaklanıyor.

teleSUR'dan çeviren: Cem Öztürk

Küba’nın Ulusal Cinsel Eğitim Merkezi (CENESEX) öncülüğünde artık gelenekselleşen Homofobi ve Transfobi Karşıtı Buluşması’nın 10'uncusu 3 Mayıs günü “Ben de Varım” başlıklı yeni bir eğitim kampanyasının tanıtımıyla başladı. 20 Mayıs gününe dek sürecek etkinliklerin bu seneki teması, okullardaki homofobik ve transfobik zorbalığa odaklanıyor.

Etkinliğin öncülerinden CENESEX’in yönetici Mariela Castro Espín, seçtikleri tema hakkında, “Neden okulları seçtik? Kesinlikle toplumun en önemli kuruluşlarından biri oldukları için” diye konuştu. Küba’da bu tarz sosyal sorunlara (transfobi ve homofobi) sık rastlanmamasının, bunların var olmadığı anlamına gelmediğini belirten Castro Espín, sözlerine şöyle devam etti:

“Bizce, sadece nicelik değil, yaşam deneyimimizin nitel boyutu da çok önemli. Bu tür ayrımcı davranışlar oldukça zararlı. Kampanyamız homofobi ve transfobinin büyük birer sorun olduğu gerçeğine değil, bunların neden var olduğuna ve bu konuda farkındalık olmadığına odaklanıyor.”

Küba’da sayısız sosyal, legal ve tıbbi araştırma zorbalık gerçeğini mahkum ediyor. Okullarda ve diğer eğitim kuruluşlarında birtakım olaylar vuku bulsa da, bu olgu sıklıkla toplumun dikkatinden uzak kalıyor. Bu nedenle, başlatılan kampanya Küba Eğitim Bakanlığı’yla (MINED) yakın işbirliği halinde yürütülüyor. Kampanya sadece toplumu eğitmeye değil, öğretmenleri yetiştirmeye de odaklanıyor. Castro Espín, öğretmenlerle ilgili olarak, “Onlara, çocukların herkese sevgi ve saygı göstermeyi öğrenmesinin ideal yeri olan okullardaki bu olguyu önlemeye yarayacak metodolojik araçlar sağlamak istiyoruz" diye belirtti.

MINED’in Okul Sağlığı Departmanı uzmanı ve Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet Odaklı Eğitim Programı’nın koordinatörü Dr. Alcides Roca Zayas da basın toplantısında hazır bulundu. Roca Zayas konuşmasında, “Küba’daki 10.400 eğitim kuruluşunun tümünde, sağlıklı, sorumlu ve mutlu bir yaşam sürebilmeleri amacıyla, öğrencilerimizin insani ve cinsel haklarını güçlendirmek üzere, şiddetin bütün formlarını yok etmek için çalışma başlatıyoruz” dedi.

ŞİLİLİ AKTİVİST VE ŞARKICI: ŞİLİ'DE DEVLET BAZI HAKLARI TANIMIYOR

Toplantıda Kübalı uzmanlara Şilili trans aktivist ve şarkıcı/oyuncu Daniela Vega da deneyimlerini paylaşmak üzere eşlik ediyordu. Etkinliklere katılmak üzere Şili’den Küba’ya gelen Vega, “Sevgi dolu bir evde büyüdüm ve ihtiyacım olduğunda destek gösteren bir okula gittim; ben bu etkenlerin sonucuyum” diye konuştu ve şöyle devam etti:

“Şili’de olduğu gibi, devletin bazı hakları tanımaması zor bir durum. Küba’nın insanlığı ve çeşitliliği, doğru ve olumlu olarak muhakeme etme kapasitesinde kurumlara sahip olması çok umut verici.”

YASAKLAR KÜBA DEVRİMİNDEN ÖNCE YAYGINDI

Bu tanınmazlık, Küba’nın İspanyol egemenliğinde geçirdiği yüzyıllar boyunca adaya ithal edilen homofobi, transfobi ve maçoluktan ayrılamaz. Ayrımcılık ve eşcinselliği yasaklayan sert yasalar Küba Devrimi’nin zaferinden çok önce adada yaygındı. Aslında Küba, İspanyollardan önce Taino kültürünün varlığıyla öne çıkıyordu. Kıta genelindeki Amerikan Yerlilerine benzer olarak, Tainolar da “çift ruhlu” insanları ve günümüzün eşcinsellik anlayışını toplumsal olarak hoş karşılıyorlardı.

Günümüzün Küba toplumu özgün Taino kültürünü andırmasa da kesin olan bir şey var ki o da Kübalıların soykırım, sömürge, kölelik, homofobi, transfobi ve diğer baskı formlarının boyunduruğu altındaki bir geçmişe karşı benzersiz çözümler aramaktan sakınmamaları.

10. Küba Homofobi ve Transfobi Karşıtı Buluşması programı fotoğraf sergileri, Uruguay Sosyal Kalkınma Bakanlığı ile birlikte düzenlenen bir film festivali, uzman konferansları, teori panelleri ve bir kültürel sunum dizisini içeren çeşitli etkinlikleri kapsıyor. Castro Espìn’in de dediği gibi, “Hayal kuran toplumların yapmaları gereken çok şey var ve bir şeyler başardıklarında, hayal etmeye devam etmek zorundalar.”