Kanada ile Çin arasında ‘idam’ gerilimi

Çin’in Kanadalı bir uyuşturucu kaçakçısına ölüm cezasını onaması iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. Kanada, idam kararının Huawei yöneticisinin geçen ay Kanada'da tutuklanmasının ardından siyasi gerekçelerle alındığını ileri sürerek Çin'e seyahat edecek vatandaşlarını uyardı. Çin ise iddiayı kesin bir dille reddetti.

Dış Haberler

Çin’in bir Kanada vatandaşını uyuşturucu kaçakçılığından idama mahkum etmesi iki ülke ilişkilerinde krizi tırmandırdı.

Kanada, Çin’in Aralık ayında Vancouver’de tutuklandıktan sonra yurtdışına çıkış yasağıyla şartlı tahliye edilen Huawei Mali İşler Direktörü Mıng Vancou’nun davasına misilleme yaptığını ileri sürdü.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, dün yaptığı açıklamada, Çin’de uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla yargılanan 36 yaşındaki Kanada vatandaşı Robert Lloyd Schellenberg’in ölüm cezasına çarptırılması kararının siyasi olduğunu ileri sürdü.

Çin’in “keyfi bir biçimde ölüm cezası kararı verdiğini” kaydeden Trudeau, “Bu, Kanada hükümeti olarak bizim için son derece endişe verici ve uluslararası dost ve müttefiklerimiz için de öyle olmalı” dedi.

ÇİN'E SEYAHAT UYARISI

Kanada Dışişleri Bakanlığı da kararın ardından Çin’e seyahat uyarısını güncelleyerek “yerel yasaların keyfi infazı” maddesini ekledi.

Çin ise kararın siyasi olduğu iddiasını kesin bir biçimde reddetti.

Çin, Kanada vatandaşı Schellenberg’in 200 kilogram metamfetamin kaçakçılığı yapma girişimi sırasında çökertilen bir şebekenin üyesi olduğunu açıkladı.

Schellenberg, Çin’de 2014 yılında tutuklanmış ve 15 yıl hapse mahkum edilmişti. Hakkında yeni deliller ortaya çıktığı belirtilen Schellenberg’in yeniden yargılandığı duruşmaya yabancı basın mensupları da davet edilmişti. Mahkeme Schellenberg’i bu duruşmada idama mahkum etmişti.

Schellenberg’in temyiz için 10 günlük süresi bulunduğu belirtiliyor. Eğer idam infaz edilirse Schellenberg, Çin’de ölüm cezası infaz edilen ilk Kanada vatandaşı olacak.

ÇİN'İN KANADA BÜYÜKELÇİSİ: IRKÇILIK VE ÇİFTE STANDART

Çin’den yapılan açıklamada ülkede uyuşturucu politikalarının katılığı vurgulanarak daha önce de yabancı ülke vatandaşlarının uyuşturucu kaçakçılığından benzer cezalar aldığı belirtildi. 

Çin’in Kanada Büyükelçisi Lu Shaye ise, geçen hafta Ottawa’da yayımlanan Hill Times gazetesine verdiği demeçte, Kanada’nın Çin’de vatandaşlarının haksız yere tutuklandığı iddialarını ırkçılık ve çifte standart olarak niteledi. Çinli diplomat Çin’in Kanada’nın suçlamalarına karşı kendisini savunma hakkı bulunduğunu belirtti.

Çin, Huawei davasının ardından ülkede yaşayan iki Kanada vatandaşını da ulusal güvenliğe tehdit suçlamasıyla tutuklamıştı.

Schellenberg’in yeniden yargılanarak idama mahkum edilmesinin zamanlaması ise dikkat çekiyor.

HUAWEI YÖNETİCİSİ ABD'NİN İRAN'A YAPTIRIMLARINI DELMEKLE SUÇLANIYOR

1 Aralık’ta Kanada’nın Vancouver kentindeki havaalanında gözaltında alınan Çinli teknoloji şirketi Huawei’nin sahibinin kızı ve mali işler direktörü olan Mıng Vancou, ABD’nin İran’a yaptırımlarını delme suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Daha sonra kefaletle şartlı tahliye edilen Mıng halen yurtdışı yasağıyla Kanada’da bulunuyor. Mıng’ın ABD’ye gönderilmesi durumunda 30 yıla kadar hapisle yargılanacağı belirtiliyor.

Mıng'ın ABD'nin talebiyle Kanada'da tutuklanmasının ardından ABD Başkanı Trump'ın yaptığı bir açıklama da Kanada ile ABD arasında gerilime neden olmuştu.

Trump Huawei yöneticisinin tutuklanmasıyla ilgili "Ulusal güvenliğimiz için faydalı olacaksa, eğer Çin ile ticaret anlaşması yapmamızı sağlayacaksa, davaya elbette dahil olurum" ifadelerini kullanmış, Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland ise "ABD, bu konuyu siyasi malzeme yapmamalı" demişti.

Trudeau ve Kanadalı yetkililer Mıng’ın Kanada ile ABD arasında suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde tutuklandığını ve Mıng’ın Kanada yasalarına göre yargılanması gerektiğini savunuyor.

ABD’li yetkililerin Mıng’ın iadesini talep etmemesi durumunda Huawei yöneticisinin aylar ve belki yıllarca Kanada’da kalabileceği ifade ediliyor.