İrlanda'da kürtaj referandumu: Din daha az sahnede

25 Mayıs'ta kürtajın yasallaşması için referanduma gidecek İrlanda'da, kürtaj yasağı cephesi bu kez dini karıştırmak istemeyerek, temkinli ilerliyor.

Dış Haberler

Kürtajın anayasal yasak kapsamında olduğu İrlanda'da yapılan anketler, yasağın 35. yılında, kilisenin etkisinin gerilediğini gösteriyor.

Ülke 25 Mayıs'ta bir referanduma gidecek ve kürtaj yasağını oylayacak. Anketler, Avrupa'nın en muhafazakar ve istikarlı Katolik topraklarında tablonun değişmesinin küçük bir olasılıktan ibaret olmadığını gösteriyor.

Anketler, kürtaj karşıtı kampın önde olduğunu öne sürüyor ancak taraflar, İrlanda 'nın ulusal referandumla evlilik eşitliğini destekleyen ilk ülke haline gelmesinden üç yıl öncesine oranla çok daha yakın. Halen kararsız olan beşte birlik nüfus, sonucu belirleyecek gibi görünüyor.

'KÜRTAJ KARARI ARTIK BİR DİN SAVAŞI DEĞİL' İDDİASI

Evlilik eşitliği oylamasında olduğu gibi, Katolik Kilisesi'nin rolü yine zorda. Bazıları kilisenin temel öğretilerinden birini sağlam bir şekilde savunması gerektiğini düşünüyor. Ancak kürtaj yasağını destekleyenler bu pozisyonun Katolikliğe daraltılmasından rahatsız, sokaklarda dağıtılan bildirilerden birinde "İnsan yaşamının korunması gerektiğine karar vermek için herhangi bir inanç geleneğinden olmak zorunda değilsiniz" ifadeleri yer alıyor.

Ülkede 1983'teki referandumla kabul edilen kürtaj yasağı, dönemin köşe yazarlarından Gene Kerrigan tarafından muhafazakar Katolikler ve özgürlükçüler arasındaki ahlaki savaşın kazananının kilise ve din olduğunu gösterdiği şeklinde yorumlanıyordu. Protestan kiliseler ise yasağı katı buluyorlardı. Sonuç İrlanda'da Katolik etkisinin derinliğini gösterdi. Fakat aynı zamanda, yasağın etkilerinin kamuoyuna yansıyan bir dizi davada açıklığa kavuşmasıyla, cinsel istismar skandallarının kiliseye güveni sarsması gibi, muhalefeti de pekiştirdi.

HER YIL BİNLERCE KADIN KÜRTAJ İÇİN İNGİLTERE'YE SEYAHAT EDİYOR

İrlanda'da 1992'de tecavüz kurbanı 14 yaşındaki bir kız çocuğu, polise kürtaj olmak için ülkeyi terk edeceğini söylemiş ve hakkında yurt dışı çıkış yasağı getirilmişti. Daha sonra Yüksek Mahkeme, çocuğun hayatının intihar riski nedeniyle tehlike altında olduğu gerekçesiyle yasak kararını bozmuştu. Bu olaydan 1 yıl sonra yapılan referandum, her yıl kürtaj için İngiltere'ye giden 3000'den fazla kadının seyahatlerini yasal hale getirmiş ve kürtaj için seyahat etme hakkını güvence altına almıştı.

2012'de ise 31 yaşındaki bir Hintli göçmen kadın, hayatını kurtarabilecek bir kürtajın yasa koyucular tarafından reddedilmesi nedeniyle septik şoka girerek öldü.

Bir sonraki yıl, bir kadının hayatının tehlikede olduğu haberi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden gelen eleştiriyle birleştiğinde, referandum ile yasağın kaldırılması için siyasi baskı oluşturulmasına yardımcı oldu.

KİLİSE KONTROLLÜ GİDİYOR

Oylamaya 2 haftadan az bir süre kala, kilise tartışmaya oldukça kontrollü müdahil oludu. Az sayıda afiş asıldı, birkaç noktada vaazlar verildi. İrlanda'da 1000'den fazla rahibi temsil eden liberal Katolik Rahipler Birliği, vaazları “uygunsuz ve duyarsız” olarak nitelendirdi ve bazıları tarafından “ayinlerin kötüye kullanılması” olarak görülebileceğini söyledi. Açıklamada; "Evlenmemiş ve kendi çocukları olmayan erkeklerden oluşan bir derneğin önderleri olarak, bu konuda herhangi bir şekilde dogmatik olmaya hiçbir şekilde yer yoktur” dendi.

Ancak ülkenin 25 piskoposundan bazılarının pastoral mektupları da, yasağın savunulmasında duygusal bir dil kullanma yoluna gitti. Bunlardan birinde "Bu referandumda neyin söz konusu olduğu konusunda naif olmamalıyız... Hayat ve ölüm arasında, ışık ve karanlık arasında büyük bir mücadele vardır. Seni yaşamı seçmeye davet ediyorum!” ifadeleri yer aldı.

KAMPANYALAR DİNİ YORUMLARDAN KAÇINIYOR

Her iki taraftaki kampanyalar da, genellikle dinden kaçındıklarını çünkü kararsız seçmenleri yabancılaştırmaktan korktuklarını ve bunun bir zamanlar olduğu kadar dinle alakalı olmadığını söylüyor. Bu nedenle kampanyanın 1983'tekine nazaran "çok daha laik" bir hatta yürüdüğü iddia ediliyor.

İrlanda halkının yüzde yetmiş sekizi, 2016 nüfus sayımında kendisini Katolik olarak niteledi, yüzde 10'u dinleri olmadığını ve yüzde 3'ü de Protestan olduğunu söyledi. Ancak, 2006 yılında ulusal yayın kuruluşu RTE tarafından yapılan bir ankette, dini ayinlere kitlesel katılımın 1990'dan bu yana yüzde 81'den yüzde 48'e düştüğü görüldü. 2011'de Dublin piskoposu, başkentteki Katoliklerin yalnız yüzde 18'inin her hafta ayine gittiğini belirtti.

Avrupa Birliği üyesi İrlanda’da kürtaj maddesi, annenin hayatının tehlikede olduğu durumlarda operasyona izin verecek şekilde 2013'te değiştirilmişti. Maddenin kaldırılmasına karşı çıkanlar, çocuğun hayatının da anneninki kadar değerli olduğunu savunuyor.