FP: Erdoğan’ın ordu üzerindeki otoritesi mutlak değil

ABD’nin dış siyasetini belirlemesinde etki sahibi kaynaklardan biri olan Foreign Policy’de Türkiye’deki seçimler ve ordunun durumuna dair bir analiz yazısı yayımlandı. 'Türk Ordusu’nu siyasal araca dönüştürmeyin' başlığını taşıyan yazıda, seçim sonucunda kazanacak olan tarafa orduyu 'depolitize etme' tavsiyesinde bulunuldu.

Dış Haberler

Foreign Policy’de (FP) yayımlanan analizde Türkiye’de yaklaşmakta olan 24 Haziran Seçimleri’nin ardından hükümetin orduya yönelik tutumunun nasıl olması gerektiği üzerine tavsiye niteliğinde bölümler yer aldı. Analizde ordunun Erdoğan’a desteği, 15 Temmuz Darbe Girişimi, Muharrem İnce’nin “o komutanın apoletlerini sökeceğim” çıkışına Erdoğan’ın tepkisi ve Türkiye’de 1960’tan beri gerçekleşen darbeler gibi konular hakkında kısa özetler yer aldı.

Analizde İnce’nin orduyu siyasetten uzak tutmak istediği iddia edilirken, 2016’daki darbe girişiminden sonra Erdoğan’ın da aynı şeyi bir dönem için de olsa savunduğu iddiası gündeme getirildi.

Genelkurmay Komutanı Hulusi Akar’ın açıkça Erdoğan’ı desteklediğinin hatırlatıldığı analizde, Akar’ın bu tutumunun orduyu “1960, 1971 ve 1980’de attığı adımları tekrar atabilmesi” konusunda cesaretlendirebileceği iddia edildi.

SEÇİMİN KAZANANINA ÖĞÜTLER

Yazıda, ordunun siyasal yapısının 1960 ve 1970’lerdekinden çok farklı olduğu görüşü savunulurken, 24 Haziran seçimlerinin kazananı kim olursa olsun, yeni başkanın “travmatize” olmuş bir orduyla uğraşmak ve onu yeniden inşa etmek zorunda kalacağını ifade edildi. Darbe girişiminin ardından genç subaylara yönelik hâlâ devam eden tasfiyelerin askerlerin moralini derinden sarstığı ve bunun bir şekilde telafi edilmesi gerektiği ifadeleri yer aldı.

“Eğer Erdoğan seçimleri kazanırsa ve AKP mecliste çoğunluğu sağlarsa, Erdoğan ordu üzerinde kontrolünü artıracaktır” denilen analizde, Erdoğan’ın orduyu tek adam rejiminin garantörü olarak kullanabileceği belirtildi.

'YENİ TASFİYELER GEREKEBİLİR'

Her şeye rağmen Erdoğan’ın ordu üzerindeki otoritesinin mutlak olmadığının vurgulandığı yazıda, 15 Temmuz’dan sonra Erdoğan’ın ordu üzerinde kontrol sağlamasının Vatan Partisi’yle ve MHP’yle giriştiği ittifakı nasıl yürüttüğüne bağlı olduğu iddia edildi. Vatan Partisi ve MHP’nin “milliyetçi eğilimlere sahip subaylar” üzerinde etkiye sahip olduğunun dillendirildiği analizde, eğer Erdoğan'ın bu kesimleri görmezden gelmesi durumunda, yeni tasfiyeler yapmak zorunda kalacağı ya da ordu üzerindeki etkisinin “ters tepebileceği” görüşüne yer verildi.