Ermenistan eylemleri: Renkli devrim mi, hayat pahalılığına tepki mi?

Ermenistan'da hayat pahalılığına ve elektrik zamlarına karşı sokağa çıkan halk, eylemlerini sürdürüyor. Eylemlerle birlikte, protestoların bir "renkli devrim"in işareti olup olmadığı da tartışılmaya başlandı. Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası Ermenistan'da yerleşen siyasi yapının sürdürülebilir olmadığı görülüyor.

Tulga Buğra Işık

Ermenistan’da son 3 yılda üçüncü kez elektrik fiyatlarına zam gelmesi üzerine binlerce insan sokağa çıkarak hükümeti ve zamları protesto etti. Sokağa çıkanların ortak talebi zamların iptali olsa da polis müdahalelerinin ve gözaltıların ardından gerilimin artmasıyla eylemler Ukrayna’daki Maidan eylemlerine benzetildi.

Ermenistan hükümeti polis şiddetinin “araştırılacağını” söylerken, Bloomberg gibi kimi Batılı medya kuruluşları da Ermenistan’ın enerji şirketinin Rusya bağlantıları sebebiyle eylemlerde Rusya karşıtlığının da ön plana çıktığını, hatta Rusya’nın ülkede “devrim olmasından korktuğunu” iddia etti.

Eyleme katılanların büyük kısmı ise talepten kopulmaması gerektiğini, daha önce de benzer şekilde başarı sağlanarak zamların geri aldırılabildiğini belirtiyor.

EYLEMLERİN EKONOMİK ARKAPLANI
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ekonomik güçlükler çekmeye başlayan Ermenistan’da, işsizlik ve yoksulluk hızla arttı. Ülkede yaşayan pek çok kişi iş bulamamaları sonucu başta Rusya olmak üzere çeşitli ülkelere göç etti.

Ermenistan Merkez Bankası’nın verilerine göre 1998-2010 arasında işsizliğin %8 ila %12 arasında olduğu ülkede, küresel krizin ve Ermenistan’da 2000'lerden itibaren yükselen inşaat sektörünün çöküşünün ardından işsizlik %20 seviyelerini gördü. 2015 yılındaysa işsizliğin %17’de kaldığı söyleniyor.

Aynı şekilde ülkenin dış borcunun da 2008 itibariyle arttığı, 2008’de GSYİH’nin %13.5’i olan dış borcun 2012 itibariyle %50 seviyesini aştığı bildiriliyor.

Gelirin %21 kadarının Rusya’da çalışan Ermeniler tarafından sağlandığı ülkede, enerji sektörü başta olmak üzere pek çok sektörde Rusya’nın hakimiyeti görülüyor.

Örneğin Ermenistan’ın elektrik dağıtım şirketi ENA’nın sahibinin Rusya şirketi Inter RAO olduğu bilinirken, Rusya’nın doğal gaz şirketi Gazprom’un bankası Gazprombank’ın da Ermenistan’ın enerji sektöründe büyük yatırımları olduğunu gözlemleniyor.

Ekonomisi Rusya ile iç içe olan 3 milyon nüfuslu ülkenin, Ukrayna’daki Maidan eylemlerinin ardından artan gerginlikler sonucu Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan ve Rusya ekonomisinin gördüğü zarardan etkilendiği söylenebilir.

IMF, Nisan ayında yaptığı açıklama ile Ermenistan’da 2015 yılı için ekonomik büyüme beklemediğini duyururken, ülkede art arda gelen zamların halk üzerinde büyük baskıya sebep olduğu ve yoksulluğu artırdığı görülüyor.

EYLEMLERİN SİYASİ ARKAPLANI
20 yıldır sağcı, muhafazakar ve popülist bir parti olan ve ülkedeki oligarşi ile ilişki içerisindeki Cumhuriyetçi Parti tarafından yönetilen Ermenistan, tüm ülkeleri özgürlük bakımından listeleyen ABD merkezli Freedom House tarafından “kısmen özgür” olarak kabul ediliyor.

Sık sık seçimlerde hile yapıldığı iddia edilen ülkede, ülkenin mevcut devlet başkanı olan Serj Sarkisyan’ın seçildiği 2008 seçimlerinin ardından ülkede büyük protestolar yaşandığı görülürken, bu protestolarda polisin 10 kişiyi öldürdüğü, olağanüstü hal ilan edildiği ve medyanın susturulduğu biliniyor.

Ülkede 2011 yılında yolsuzluklara ve yoksulluğa karşı büyük eylemler gerçekleşirken, eylemlerin zamanla Ermeni Ulusal Kongresi (HAK) isimli liberal parti tarafından yönetilmeye başladığı görülüyor.

Düşük maaşlara tepki olarak başlayan eylemlerin talebi HAK tarafından Sarkisyan’ın istifasına ve serbest pazar için çeşitli reformlara evriltilmeye çalışılsa da, 2011 eylemlerine verilen destek azaldı ve hareketlilik hükümetin siyasi af ve protesto özgürlüğü vaatleri ile sona erdi.

2012 yılında yapılan kimi çevreci eylemlerin ardından 2013 yılındaki başkanlık seçimleriyle siyasi ortam tekrar gerildi. Seçimleri kaybeden Avrupa yanlısı Raffi Hovannisyan seçimleri kazandığını iddia ederek destekçilerini eyleme çağırdı.

Eylemlere Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksütyun) da destek verse de, çeşitli sivil toplum örgütlerinin ve Hrant Bagratyan gibi anti-komünist siyasetçilerin desteğiyle liberal bir karakter kazanan eylemler Sarkisyan’ın istifa etmesini sağlayamadı.

Ancak aynı yılın Temmuz ayında ulaşıma yapılan büyük zamlara karşı yapılan protestolar sonuç verdi. 19 Temmuz’da başlayan eylemlere on binlerce kişi katıldı ve sivil itaatsizlik eylemlerinin ardından 25 Temmuz’da zamlar iptal edildi.

ELEKTRİK ZAMMI VE 'YAĞMAYA HAYIR' EYLEMLERİ
“Yağmaya Hayır” (No to Plunder) isimli bir hareketin, 2015 itibariyle eyleme hazırlık içerisinde olduğu görülüyor. Grubun elektrik zamları açıklanmadan önce de Mayıs ayında zamlara karşı eylem düzenlediği biliniyor.

Ancak eylemlerin esas yükselişi 19 Haziran itibariyle başladı. Aynı tarihte Rusya, Ermenistan’a can kurtarma faaliyetleri için 40 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıklarken, halk Rusya şirketi Inter Rao’nun isteğiyle yapılan %17 elektrik zammına karşı sokağa çıktı.

Mayıs ayı içerisinde Inter RAO’nun çeşitli masraflar sebebiyle %40’ın üzerinde bir zam için Ermeni hükümetinden izin almaya çalıştığı söylenirken, tepkilerin ardından bu oranının %17’de tutulduğu görülüyor. Ancak halk 3 yıl içerisinde yapılan üçüncü zammı kabullenmiyor.

Polis eylemlerde yoğun olarak tazyikli su kullanırken, yüzlerce insanı da gözaltına aldı. Batı medyası Inter RAO’nun, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın dostu olduğu söylenen İgor Setsjin tarafından yönetildiğine ve Rusya şirketi olduğuna da dikkat çekerek eylemlerin Rusya karşıtı bir kimlik kazandığını iddia ediyor.

Rusya karşıtlığına ve Rusya’nın ülkede bir “devrim”den korktuğuna kaynak olarak da Putin’in sözcüsü Dmitri Peskov’un 23 Haziran’da “eylemleri yakından izliyoruz” demesi kaynak gösterilirken, eylemler pek çok Batılı kaynakta Maidan eylemlerine benzetiliyor.

Ancak iddiaların aksine eylemlerde Rusya karşıtı hiçbir grup öne çıkamıyor. Eylemlere Ukrayna bayrağı ile gelerek aradaki bağı öne çıkartmaya çalışanlar olduğu söylense de bu kişiler kalabalık tarafından destek görmüyor.

Bölge konusunda uzman olan Rusya Bilimler Akademisi’nden Andrey Areşev, RIA Novosti’ye konuşarak darbe işareti göremediklerini belirtirken, Ermenistan yetkilileri de Rusya ve Avrupa’dan gelen çağrıların ardından polise güç kullanmama çağrısı yaptı.

Eski ABD yetkilisi Paul Craig Roberts, RT’ye konuşarak, bu eylemin "masum" olabileceğini söylüyor. Fakat Roberts, ABD’nin kendi başlatmadığı eylemlerde de çeşitli STK'ları ve politikacıları kullanarak eylemleri kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalıştığını, burada da benzer bir tehlike olabileceğine dikkat çekiyor.

ERMENİSTAN'IN GELECEĞİ
Ülkede yolsuzluğun çok yaygın olduğu görülürken, halkın zammın sebebi olarak artan masrafları değil, şirket ve hükümet içerisindeki yolsuzluk yapan kişileri sorumlu tuttuğu görülüyor.

Azerbaycan ve Türkiye ile sorunları ve düşüşe geçen Rusya ekonomisi sebebiyle giderek yoksullaşan Ermenistan halkı bir çıkış yolu arıyor, ancak çözümün şu ana kadar liberalleşme ve Avrupa yanlısı olma olarak görülmediği açık.

2008 ve 2013 seçimlerini sağcı Sarkisyan kazanmış olsa ve bu seçimlerde Sarkisyan’ın en büyük rakipleri yine oligarşi ve sermaye ile bağları kuvvetli Raffi Hovannisyan gibi isimler olsa da ülkenin içinde bulunduğu krize mevcut yönetim tarafından çözüm bulunamadığı da ortada.

Nüfusunun üçte biri yoksulluk sınırı altında yaşayan Ermenistan’ın içinde bulunduğu işsizlik, hayat pahalılığı ve siyasi sorunlardan çıkması, sağcı hükümetler tarafından sağlanamıyor.