Kıbrıs yönetiminin ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge içerisinde yer alan 12'inci parseldeki "Afrodit" yatağında çıkartılacak doğalgaza ilişkin Noble Enerji Şirketi ve ortaklarıyla anlaşmaya varıldı. Kıbrıs yönetiminin 18 yılda çıkartılması öngörülen gazdan 9 milyar dolar elde edeceği açıklandı.
Öte yandan enerji kaynakları uzmanları yönetimden işitilen miktarların “gerçeklikle herhangi bir ilgisi bulunmadığını” düşünüyor. Kıbrıs yönetiminin ise Afrodit yatağından ortaya çıkacak gelirlerle ilgili “kötümser hesaplamalarını dayanaksız bularak reddettiği" belirtiliyor. Uzmanlar, en iyi şartlar altında Afrodit yatağının 1,5-2 milyar dolar gelir sağlayabileceğini ve Kıbrıs yönetiminin bunun yüzde 57’isini alacağını tahmin ediyor.
KUZEY KIBRIS: ULUSLARARASI TOPLUM VE ŞİRKETLER DE SORUMLUDUR
Yeni enerji anlaşmasının basında geniş yer bulmasının ardından Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada "Söz konusu anlaşma, adanın ve dolayısıyla ada etrafındaki doğal kaynakların eşit sahibi olan Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarının gasp edilmesinden başka bir şey değildir ve kabul edilmezdir" denildi. Gelişmelerin ada ve bölgedeki "istikrar ve güvenliği" tehdit ettiğini vurgulayan açıklamada "Bu durumun sorumlusu tek yanlı faaliyetlerini sürdürmekte ısrar eden GKRY olduğu kadar, söz konusu faaliyetleri cesaretlendiren uluslararası toplum ve ilgili şirketlerin hakkaniyetten yoksun tutumlarıdır" denildi.
ERDOĞAN: SONDAJ GEMİLERİMİZ BÖLGEYE GİDİYOR
Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Kıbrıs yönetiminin doğalgaz gelir paylaşımı anlaşmasına tepki gösterildi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bugün konuya ilişkin "Yeni aldığımız sondaj gemilerimiz de bölgeye intikal ediyor. Onların korunmaları noktasında silahlı kuvvetlerimizin ilgili firkateynleri bölgede. Bölgede çıkacak olan münhasır, petrol veya diğer noktalarda Güney Kıbrıs'ın nasıl hakları varsa Kuzey Kıbrıs'taki Türk soydaşlarımızın da hakları var. Biz bunu yedirtmeyiz. Diplomatik ilişkilerimiz var. Bunun dışında da bize ait olan haklar var" açıklamasında bulunmuştu.
Doğu Akdeniz'de bulunan doğalgaz ve yeni keşfedilmiş hidrokarbon rezervleri bölgedeki “sınır” tartışmalarını yeniden gündeme getirmişti.
