Der Spiegel Türkiye'deki darbe girişimini yazdı

Haftalık Alman Der Spiegel dergisi yeni sayının kapak konusunu Türkiye'ye ayırdı.

Haftalık Alman Der Spiegel dergisi yeni sayının kapak konusunu Türkiye'ye ayırdı. Dergi, "Bir zamanlar demokrasiydi – Diktatör Erdoğan ve çaresiz Batı" başlığını kapağına taşıdı.

'ASKERLERİN İSYANI'

15 Temmuz darbe denemesinden sıkça "askerlerin isyanı" diye  söz eden dergi, Erdoğan'ın darbeyi gerekçe  göstererek diktatörlük yolunu açmaya çalıştığına vurgu yapıyor. Erdoğan'ın  diktatörlük hevesinin  Batı için sorun kaynağı olduğu gibi, bu durumun Türkiye için "çok daha  büyük  bir tehdit" olduğunun altı  çiziliyor.

Büyük kentlerde "linç atmosferi"nin hakim olduğunu, Erdoğan taraftarlarının "öl de ölelim, öldür de öldürelim" naralarının toplumsal  iç barışı tehdit ettiği belirtiyor.  Bu atmosferi tetikleyen asıl unsurun Erdoğan'ın "temizlik" yapacağını söylemesi ile şiddetin  yeni boyutlar  kazandığı  ifade ediliyor.

'İSLAMCI  KARŞI – DEVRİM'

Başbakan Binali Yıldırım için, ''Erdoğan tarafından yönlendirilen'' nitelemesinde bulunulurken, "Başarısız darbe girişiminden sonra Erdoğan'ın yaptıkları ülkenin demokratikleşmesi için değil islamcı bir karşı-devrim içindir" saptamasında bulunuluyor.

Ordu  içerisinde huzursuzluğun hâlâ  devam ettiği iddia edilirken, "ne ikinci bir darbe ne  de iç savaş tehlikesi savuşturulmuş değildir" ifadelerine yer veriliyor.

'ERDOĞAN'IN KUSURSUZ OLMAYAN DEMOKRASİ KUSURSUZ OTOKRASİYE DÖNÜŞÜRSE NE OLACAK?'

"Batılı siyasetçiler Ankara'yı şaşkınlıkla izliyorlar'' denilen makalede, NATO'nun ikinci büyük ordusunun Rusya ve İran karşısında ciddi bir engeldi,  ancak gelişmeler "Erdoğan'ın kusursuz olmayan demokrasisini, kusursuz bir otokrasiye dönüştürürürse ne olacak?" diye soruluyor.

Üçlü bir tabela ile kimi sayılara yer verilen makalede, "NATO üyesi Türkiye" başlığıyla verilen tabelada 2016 verileri sıralanıyor.

Buna göre: Savunma giderlerinin ABD'de 664,1,  İngiltere'de 60,3,  Fransa'da 43,6, Almanya'da 40,7 ve Türkiye'de 11,6 milyar dolar olarak veriliyor.

Askeri kadro sayısında ise: ABD 1,3 milyon, Türkiye 441 bin, Fransa 207 bin, İtalya 182 bin, Almanya 180 bin olarak veriliyor.

Tank sayısı itibariyle ise: ABD 2831, Türkiye 2504,  Almanya 306,  İngiltere 227,  Fransa 200 olarak sıralanıyor.

'AMERİKA'NIN TÜRKİYE'DEKİ ATOM BOMBALARI ARTIK GÜVENCEDE DEĞİL'

Bu veriler itibariyle Türkiye'nin "önemli bir NATO ülkesi" olduğunun altı çizilirken, İncirlik'de bulunan atom bombalarının "istikrarsız bir ülkede" olmasından dolayı Pentagon'un kaygı içinde olduğu iddia ediliyor.

İncirlik hava üssünü koordine eden Bekir Ercan Van'ın IŞİD'e karşı verilen savaşta etkili bir komutan olduğu ve darbe gerekçesiyle artık bu  görevde olmadığı  belirtiliyor.

Bir başka örnek ikinci ordu generali Adem Huduti'nin "Güney Doğu Anadolu'da Kürtlere karşı yürütülen savaş"ı koordine ettiği ancak onun da darbe gerekçesiyle görevine son verdirildiği ifade ediliyor.

İncirlik'deki atom bombaları konusunda Foreign Policy'de çıkan bir ifadeye yer veriliyor: "Amerika'nın Türkiye'deki atom bombaları artık güvencede değildir."

'ERDOĞAN İLE ABD ARASINDA GERİLİM VAR'

Erdoğan ABD ile olan gerilimli ilişkisini gizlemeye gayret gösterdiği belirtilen makalaede, "Onun Çalışma Bakanı darbe denemesinin arkasında ABD'nin olduğu imasında bulunmuştu" ifadelerine yer veriliyor.

Son günlerde AKP çecrelerinde anti- Amerikancılığın gözlemlendiğini, bunu Erdoğan - ABD geriliminin bir yansıması olduğu iddia ediliyor.

Avrupa Birliği  konusunda da benzer sorunların olduğunu,  ölüm cezasını geri  getirme çabasının AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Kahn'ın da belirttiği gibi, "bütün sürecin sonu" olacağı belirtiliyor.

Alman AB Komiseri Günther Öttinger, "Erdoğan yönetimi altında" AB üyeliğinin görünen uzaklıkta mümkün olanmayacağını belirttiği aktarılıyor.

'AVRUPA KENDİ DEĞERLERİNİ SATTI'

Der Spiegel'deki makalade, "'Erdoğan sığınmacıları durdursun diye Avrupa kendi değerlerini satıyor' diye eleştiride bulunanlar, askerlerin isyanından sonra yaşananları kendilerinin haklı çıkması olarak görüyorlar'' saptamasında bulunuluyor.

"15 Temmuz'un arkasında kim ya da kimlerin tam olarak olduğu tam olarak bilinmiyor" denilen makalede, Erdoğan'ın adı verilmeyen bir danışmanının bu darbe girişiminin arkasında Ağustos ayında emekliliğe ayrılacak çok sayıda üst düzey ordu mensubunun olduğu iddiasına da yer veriliyor.

'GÜLEN DE ERDOĞAN GİBİ İSLAMCI'

Erdoğan'ın baş düşmanı olarak zikredilen Fethullah Gülen için: "Gülen de Erdoğan gibi islamcıdır. Her ne kadar kendisini Amerika'da sürgünde, tanrısı ile yaşayan, alçakgönüllü ve mütavazı bir din adamı olarak göstermeye çalışsa da onun mütavazılığı yalnızca göstermelik olmaktan  ibaret" ifadelerine yer veriliyor.

"Onun hareketi zengin ve güçlüdür. Cemaate ait gazeteler, hastaneler, sigorta şirketleri, üniversiteler ve 140 ülkeye yayılmış okulları var ( Almanya'da da var)"  nitelemesinde bulunuluyor.

Gülen'in "modern İslam" fikrini savunduğunu, "oysa bu cemaati yakından izleyenler aynı  görüşte değil" ifadesine yer verilirken, "Gülen'in cemaati, şeffaflıktan uzak, kapalı bir tarikat olarak görülebilir. Scientology ya da Katolik Opus Dei gibi." nitelemesinde bulunuluyor.

Her ne kadar ortada bu darbe girişimi ile Gülen cemaati arasında kesin bir delil olmasa da, Gülen cemaatinin orduya da sızdığı konusunda  ülkede genel  bir kanının  paylaşıldığına yer  veriliyor.

'ORDU İÇERİSİNDE DEĞİŞİK GÜÇLERDEN OLUŞAN BİR KOALİSYON DARBEYİ YAPTI'

Darbe girişiminin kaynağı konusunda, "Konunun uzmanları Gülen cemaatinden daha çok, ordu içerisinde değişik güçlerden oluşan bir koalisyonun bu darbeyi yaptığını tahmin ediyorlar."

Türkiye toplumunun hiç bu kadar bölünmediği iddia eden yazıda, "Toplumun yarısı 15 Temmuz'un yeni ve güçlü bir dönemin başlangıcı olacağı inancında iken, toplumun diğer yarısı başarısız darbe girişiminin demokrasinin sonu olduğu düşüncesini paylaşıyor" ifadelerine yer veriliyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu'nun "Kim şimdiye kadar Erdoğan'ın  özgürlük ve toplumsal barış sağlayacağına  dönük bir  inanca sahip idiyse, nihayetinde şimdi bu görüşünü gömmenin tam zamanıdır" ifadelerine yer veriliyor.

'İKİNCİ BİR DARBE SENARYOSU GERÇEKÇİDİR'

Ordunun hâlâ kendisini "laikliğin bekçisi" olarak gördüğünü iddia eden yazıda, ordu araştırmaları üzerine uzman siyaset bilimci Sinan Birdal'ın, ordu içerisinde Erdoğan'a karşı duyulan öfkenin  azalmadığını,  ikinci bir darbenin "gerçekçi bir senaryo" olabileceği sözlerine de yer veriliyor.

Cumhurbaşnalığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın hukukçu kızı Rümesa Kalın için, "Türkiye'nin yeni kuşağı, mükemmel İngilizce konuşuyor ama erkeklere el vermiyor" cümlelerine yer veren Der Spiegel, "Erdoğan öç almak istiyor. Ve daha fazlasını talep ediyor. İntikamını kullanarak bütün Türkiye'yi kendisine biat ettirmek istiyor" ifadelerine yer veriyor.