'Bunun Lübnan tarihinin en büyük ayaklanması olduğunu biliyoruz'

Lübnan Komünist Partisi'nin siyasi büro üyesi Ömer el Deeb, Lübnan'da yaşanan ayaklanma ve partinin buna yönelik izlediği stratejiye ilişkin soruları yanıtladı.

soL - Dış Haberler

ICP (Uluslararası Komünist Basın), İzmir'de 21. Uluslararası Komünist ve İşçi Partileri Toplantısı'nın son günü Lübnan Komünist Partisi'nin uluslararası ilişkilerden sorumlu siyasi büro üyesi Ömer el Deeb'le bir söyleşi gerçekleştirdi.

Lübnan'da süren ayaklanma ve partinin buna yönelik stratejisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan el Deeb, ayaklanma nedeninin ülkedeki son gelişmelerden ibaret olmadığını, ayaklanmanın ülkede son 30 yıldır neoliberal politikaların getirdiği birikme sonucu yaşanan toplumsal patlama sonucunda başladığını belirtti.

'ÜLKEDE GERÇEK ANLAMDA ÜRETİM KALMADI'

Ülkenin dışarıdan borç, turizm, gayrimenkul ve tüketim üzerine kurulu bir ekonomik düzene sahip olduğunu söyleyen el Deeb, bu nedenle ülkede endüstri ve tarım alanında gerçek anlamda bir üretim kalmadığını kaydetti.

Lübnan'da yüzde 1'lik kesiminin bankadaki varlıkların yüzde 51'ine sahip olduğunu belirten el Deeb, Lübnan'ın bu anlamda en eşitsiz ülkelerden biri olduğunu söyledi. El Deeb, halkın vergi sistemi yoluyla daha da sömürüldüğünü ve bu vergilerin banka sahiplerine gittiğini sözlerine ekledi.

'HÜKÜMETE İNANÇ TAMAMEN KAYBOLDU'

Lübnan halkının ekonomik krizi iki yıl önce hissetmeye başladığını aktaran el Deeb, bu dönemde hükümetin borçlanamadığı için IMF'nin talimatıyla kemer sıkma politikalarına yöneldiğini ve halka yönelik vergileri artırmaya başladığını söylerken, Lübnan Komünist Partisi'nin sendiklarla birlikte buna karşı eylem başlattığını ve başkent Beyrut'ta 10-15 bin kişinin sokaklara çıktığını ve hükümetin eylemin ardından vergilerin büyük bir bölümünü geri çektiğini hatırlattı.

Son yaşananların Lübnan'da finansal çöküşü resmettiğini belirten el Deeb, Lübnan halkının hükümete olan inancını tamamen kaybederek sokaklara çıkmaya başladığını kaydetti. Ayaklanmanın iki günde büyüdüğünü söyleyen el Deeb, ülkenin güneyinde milislerin silahlarıyla halka baskı uygulamaya çalıştığını, ancak bu baskıların ayaklanmayı daha da tetiklediğini ve daha fazla insanın korkusuzca sokağa çıktığını söyledi.

'ÜLKE TARİHİNİN EN BÜYÜK AYAKLANMASI'

"Kaç kişinin sokağa çıktığını belirleyemedik, ancak bunun ülke tarihinin en büyük ayaklanması olduğunu biliyoruz" diyen el Deeb, Lübnan Komünist Partisi'nin ayaklanmaya tam katılım gösterdiğini ve ayaklanmaya katılım çağrısında bulunan tek parti olduklarını kaydetti.

El Deeb, Lübnan Komünist Partisi'nin bu süreçte nasıl işleyeceğinin sorulması üzerine, hükümeti istifaya çağırdıklarını ve kurulacak yeni geçiş hükümetiyle birlikte vergi sistemini halkın lehine yenileme planı izlediklerini belirtti. Hükümetin şu an itibariyle istifa etmemekte direndiğini söyleyen el Deeb, genel grevin örgütlenmesi, yolların kapatılması konusunda kararlı olunduğu takdirde hükümetin istifasının mümkün olduğunu dile getirdi.

Hükümetin ayaklanmayı şiddetle bastırma girişiminde bulunma riskinin de olduğunu söyleyen el Deeb, bunun için uluslararası desteğin de önemli olduğunu ve buna yönelik çağrı yaptıklarını aktardı. Hükümetin şu anda köşeye sıkıştığını belirten el Deeb, hükümetin halkın öfkesini azaltmak için vergi sistemini yenilemeye çalıştığını ancak bu girişimlerin halkın öfkesini dindiremediğini kaydetti.

'HALKIN ÇIKARLARINA YÖNELİK POLİTİKALAR İZLEYECEĞİZ'

Kendisine hükümetin istifasının ardından oluşturulacak alternatif planın sorulması üzerine el Deeb, öncelikle ekonomik ve siyasi olarak krizi yönetme programının oluşturulacağı geçiş dönemine dahil olacaklarını söyledi. Kısa vadede büyük bankaları vergilendireceklerini belirten el Deeb, uzun vadede ekonominin üretken sektörlerini canlandıracaklarını ve halkın çıkarlarına yönelik ilerlemeler kaydedeceklerini aktardı. El Deeb, kamu sektörünü koruyacaklarını ve özelleştirilen şirketleri yeniden kamulaştıracaklarını sözlerine ekledi.