Almanya'da yabancılara karşı ırkçı saldırılar artıyor

Almanya'da ırkçı saldırılar devletin müsamahasıya birlikte artıyor. Konu hakkında bir bildiri yayımlayan Komünist Parti Almanya Komitesi, "İslam" adına kafa kesenlerle, göçmenlere yönelik ırkçı ve İslamofobik saldırıları organize eden Neo-Nazilerin bir madalyonun iki yüzü olduğunu vurguladı.

soL - Almanya

Bu ayın başında Bavyera'nın Vorra kasabasındaki mülteci yurdu Alman faşistleri tarafından kundaklandı. Şans eseri can kaybı olmadı. Ancak bu ilk değildi. Federal Kriminal Dairesi, bu yılın ilk dokuz ayı içinde 86 ''sağ radikal'' saldırı gerçekleştirilmiş olduğunu açıkladı.

Çoğu kentte sağcıları görmezden geldiği için kimi zaman çeşitli rezaletlere neden olan polisin, bilerek sağcıların hesabına yazmadığı, bu nedenle istatistiklerde görülmeyen saldırı, yaralama ve sabotaj girişimlerinin sayısı bilinmiyor.

Bunların yanısıra, HOGESA (Holigan Selefilere Karşı) ya da PEGİDA (Akşam Ülkesinin İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar) gibi faşist gruplar birçok kentte protesto gösterileri, yürüyüşler ve mitingler düzenlemeye başladılar.

DEVLET DESTEĞİ
Bu ırkçı yükselişe anaakım medya ve sağ partilerin gizli-açık desteğinin son göstergesi ise, CSU (Hristiyan Sosyal Birlik partisi)'nin Nürnberg Kongresi'ne sunulan karar taslakları oldu. Böylece "Almanya'nın askeri bütçesinin artırılması“nın yanısıra, Almanya'da uzun süre yaşamak isteyen "göçmenlerin evlerinde Almanca konuşmaları“nın hükme bağlanmasına çalışıldı. Birinci önerge kabul edilirken, ikincisi gelen eleştiriler üzerine "yeniden formüle edilmek üzere" şimdilik geri çekildi.

KOMÜNİSTLERDEN TEPKİ
Komünist Parti Almanya Komitesi, bunlara karşı tepkisini dile getirmek üzere "Mültecilerden, göçmenlerden elinizi çekin. İslamofobiye hayır!" başlıklı bir bildiri yayınladı.

Son dönemde yabancılara, göçmenlere ve mültecilere artan saldırıların, Almanya'da yükselen militarizmle doğrudan ilişkisini ortaya koyan bildiride, Ortadoğu'da kafa kesen Selefilerle Köln sokaklarını savaş alanına çeviren Alman faşistlerinin, Dresden sokaklarında meşaleli yürüyüş yapan Neo-Nazilerin birbirinden hiç de farklı olmadıkları, aynı kanallardan beslenip, aynı odaklara hizmet ettikleri vurgulandı. 

Emperyalist saldırganlığın, militarizmin ve ırkçılığın birbirleriyle bağlantısına; farklı dinsel inançlara sahip insanlara, mültecilere ve yabancılara düşmanlığın da bunların doğrudan uzantısı olduğuna işaret eden bildiride, "İslamofobiye dayalı zihniyet kalıbı, öz itibariyle ırkçıdır ve aydınlanmacı toplumsal doku ile uyum taşımaz. İslam dinini düşman ilan eden zihniyet, sermayenin emekçileri birbirine düşman etmek amacıyla ektiği tohumlardan türemektedir.“ denildi.

Bildiride, "Mülteci yurdunu ateşe verenlere benzin ve çakmak sağlayan siyasal iklimi yaratanlar, emeğin baş düşmanı sermayenin ideolojisinin taşıyıcıları olan siyasal partileri ve şovenist medyasıdır" ifadeleri verildi.