AKP'nin 'vekilleri' artık havadan vuruyor

Libya'da AKP destekli İslamcı grupların çatı örgütü Libya Şafağı, Zintan'a hava saldırısı düzenlediğini duyurdu. Salı günü gerçekleştirilen saldırı grubun ilk hava saldırısı olması nedeniyle önem taşıyor.

Alper Birdal

Libya'nın NATO hava gücü ve Batı tarafından silahlandırılıp eğitilen İslamcı militanların Muammer el Kaddafi yönetimini kanlı bir şekilde devirmesinin üzerinden 3 yılı aşkın zaman geçti. Bu süre zarfında geniş anlamda Ortadoğu'daki savaşın ağırlığı Mağrip'ten Maşrik'e doğru kaydı ve 3 yıl önce Batı medyasının "Arap Baharı" diye adlandırdığı, "devrim" diye alkışladığı süreç, ABD'nin "IŞİD'e karşı kutsal savaşına" dönüştü. Bu arada, bir zamanlar "devrim cephesi"nin en sıcak noktası olan Libya'da neler olup bittiğine ilişkin kamuoyu ilgisi de giderek azaldı. Başka bir deyişle artık her anlamda bir enkaz durumunda olan Libya'nın üzerindeki podyum ışıklarının karartılması, kamuoyu denilen şeyin çok büyük ölçüde medya tekellerinin bir yaratısı olduğunun kanlı canlı bir kanıtı.

Kaddafi'nin vahşice katledilmesinden bu yana neredeyse hiç kesintiye uğramadan devam eden iç çatışmalar, fiili olarak Libya'nın siyasi varlığına bütünüyle son vermiş durumda. Ülke 3 buçuk yıl önce olduğu gibi bir kez daha Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) gündeminde. Ancak o dönemde "şanlı devrim"e giden yolda NATO uçaklarına havalanın emri vermek için uluslararası bir kamuoyu yaratan BM, bugün sessiz sedasız toplantılarla Libya'daki durumu kontrol altına almanın bir yolu olup olmadığını tartışıyor. Görünüşe göre bir yolunu bulacak gibi de değil.

ARTIK UÇAKLARI VAR
BMGK geçtiğimiz Çarşamba günü Libya'daki durumu, çatışan gruplar arasında bir ateşkes sağlanıp sağlanamayacağını, görüştü. Ancak bu görüşme daha yapılmadan kadük hale gelmişti. BMGK toplantısından bir gün önce, ülkedeki en büyük İslamcı çatı örgütü Fecr Libya ya da Libya Şafağı, Zintan'a bir saldırı düzenledi. Bu saldırının özel bir önemi vardı, zira Libya Şafağı operasyonda ilk kez savaş uçaklarını kullandığını duyurdu.

Libya'daki çatışmalarda hava gücü ilk kez kullanılmıyor. Libya Şafağı'nın hava saldırısından bir gün önce Mısır hava kuvvetleri Derna'daki IŞİD mevzilerini bombalamıştı. Saldırının gerekçesi 21 Mısırlı Kıpti'nin kafalarının kesilerek katledilmeleriydi.

Batı tarafından tanınan Tobruk hükümetinin tanıdığı ordunun başındaki isim General Halife Haftar. Kaddafi'nin devrilmesinden önce uzun yıllar ABD'de yaşayan Haftar'ın emrinde de hava kuvvetleri bulunuyor. Libya'nın eski hava kuvvetlerinden fazla bir şey kalmamış olsa da Haftar, geçtiğimiz süreç zarfında zaman zaman Libya Şafağı ve IŞİD'le bağlantılı Ensar el Şeria gibi gruplara karşı hava saldırıları düzenlemeye yetecek yıkıcı güce sahip. 

Libya Şafağı'nın hava saldırısı düzenlediği Zintan, Haftar yanlılarının hakim olduğu bir kent. Libya Şafağı'nın Trablus'ta kurduğu "geçici hükümet" adına açıklama yapan sözcü Cemal Naci Zubia, Salı akşamı iki ya da üç MiG'in Zintan hava sahasında saldırı düzenlediğini, hava sahasının "militanlar tarafından silah, mühimmat ve askeri destek sağlamak üzere kullanıldığını" söyledi. Zintan havaalanı idaresi ise havaalanının  Salı gün öğle saatlerinde, sivil bir uçuş için hazırlık yapılırken bombalandığını duyurdu.

Libya Şafağı'nın bu saldırısı Haftar güçlerinin misilleme amacıyla yeniden hava saldırılarına girişmesi olasılığını güçlendiriyor. Bu da ülkede ateşkes sağlanması ihtimalini bir başka bahara bırakacak.

TAŞERONLARIN TAŞERONLARI
Elinde artık birkaç savaş uçağı olduğu anlaşılan Libya Şafağı içerisinde Müslüman Kardeşler'in de olduğu bir koalisyon.  Ülkenin NATO tarafından yerle bir edilmesinden sonra"Arap Baharı" diye adlandırılan sürecin sarpa sarmasında, rol kavgası vermeye başlayan ABD taşeronlarının birbirine düşmesinin de önemli bir payı olduğu biliniyor. Libya, taşeronlar arasındaki bu kavganın fiili çatışmaya dönüştüğü bir bölge aynı zamanda. Mısır'da Sisi yönetimi ve Birleşik Arap Emirlikleri uçakları zaman zaman Libya'yı bombalıyor. Emirlik, Suudi Arabistan ve Mısır, desteğini Tobruk hükümetinin arkasına koymuş durumda.

Libya Şafağı'nın arkasında ise siyam ikizleri, Türkiye ve Katar var. AKP açısından Libya bir "yeni Osmanlı" meselesi. Suriye'de ABD'yi cihatçıları kontrol edebileceğine ikna etme çabalarının tepe noktasında olduğu dönemde Erdoğan, Libya'da da Müslüman Kardeşler'e destek arıyor, Emrullah İşler'i Tobruk yerine Libya Şafağı'nın geçici hükümetinin bulunduğu Trablus'a yolluyordu. Erdoğan, hiçbir ülkenin tanımadığı Libya Şafağı'nın kendinden menkul hükümetinin aslında yeni Osmanlı'nın bir uç beyliği olduğunu da böylece ilan etmiş oluyordu.

Bu Libya'dakiler için zaten malumun ilamıydı. Zira Tobruk hükümetinin komutanlarından Sakr Geruşi, Türk uçaklarını Libya hava sahasında gördükleri anda düşüreceklerini ilan ederken, Trablus'un yeni Osmanlı'ya bağlanmasına yanıt veriyordu. 

Bu arada Libya'da, beklendiği gibi, üçüncü bir güç daha giderek güç kazandı. NATO, El Kaide uzantılarına silah, lojistik, istihbarat vs. ne lazımsa vererek Kaddafi'yi devirmişti. Sonra da iktidarı Müslüman Kardeşler'e teslim ettiler ama tutmadı. Bu arada El Kaide artıklarının bir bölümü sonradan Libya Şafağı'na dönüşen odağa doğru çekilirken, bir kısmı da Suriye'de yükselen IŞİD'e doğru yanaştı. "Arap Baharı"nın bir başka "yıldızında", Tunus'ta adını duyuran Ensar el Şeria, IŞİD'in Libya'daki atağının omurgasını oluşturdu.

Sonuç olarak, Kaddafi'nin öldürülmesinden sonra geçen 3 buçuk yılda Libya, ABD'nin vekalet verdiği taşeronların vekalet verdiği çetelerin bataklığına dönüştü. 

Şimdi o bataklıkta AKP'nin el verdiği İslamcı güçlerin uçakları da kalkıyor.