ABD'de ırkçılık yükselirken, sol örgütleniyor

ABD’nin Charlottesville kentinde yaşanan olaylar, ülkenin pek çok kentine yayıldı ve ırkçılık karşıtı protestoları tetikledi. Solun kitle hareketi içerisinde yer aldığı ve onu yönlendirdiği son günlerde, ABD’de neler olduğunu derledik ve PSL üyesi Walter Smoralek’e solun akıbetini sorduk.

Barış İplikçi

Trump yönetiminin iktidara gelişi ile ABD içerisinde yükselen göçmen ve siyah karşıtı hareketler eylemlerini arttırmaya başlamış, ABD’li siyah yurttaşlara artan polis terörüyle birlikte ülkenin pek çok noktasında, pek çok zaman protestolara tanık olunmuştu.

Yakın zamanlarda ise ABD İç Savaşı’nda kölecilik cephesinde yer alan Konfederasyon’u simgeleyen anıtların kaldırılmasına dönük ülke içerisinde pek çok girişime tanık olundu. Bunlardan sonuncusunda ise ABD’nin Virginia eyaletinin Charlottesville kentinde bulunan Konfederalist General Robert E. Lee’nin anıtının kaldırılması girişimi üzerine Ku Klux Klan (KKK) isimli ırkçı ve faşist örgüt, ABD’de bulunan diğer beyaz ırkçısı örgütlenmelerle birlikte bir karşı protesto düzenleme kararı aldı.

ABD tarihinin en büyük beyaz ırkçı yürüyüşü sayılan yürüyüş, Virginia Üniversitesi içerisinde başladı. “Kan ve toprak” (Blood and Soil) ve Beyaz Yaşamlar Değerlidir (White Lives Matter) sloganlarıyla eylem düzenleyen faşist kitleye karşı, sol örgütlerin merkezinde yer aldığı karşı protestolar gerçekleşmiş ve karşı protestoların olduğu bölgede ırkçılık karşıtı aktivist Heather Heyer, ırkçı James Fields Jr.’ın kalabalığa sürdüğü arabanın altında kalarak yaşamını yitirmişti.

Heather Heyer’ın yaşamını yitirmesiyle Los Angeles, New York, Boston, Durham gibi pek çok kentte ırkçılık karşıtı protestolar düzenlenmeye başladı.

Yabancı kaynaklar ve sosyal medyadan görünen ise canavarın ağzı[1] ABD’de sol örgütlerin bu hareketlerin yükselmesi ve organize edilmesinde önemli bir yer tuttuğu. Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (Party for Socialism and Liberation – PSL), Black Lives Matter, Sosyal Demokratlar (Socialist Democrats of America), ırkçılık karşıtı öğrenci örgütleri ve PSL’nin de merkezinde yer aldığı ANSWER Koalisyonu gibi organizasyonların yer tuttuğu protestolar, ABD’de her şeyin kapitalizm için güllük gülistanlık olmadığını ve ABD’de ana akım siyasetler olan Demokratlar ve Cumhuriyetçiler’in ABD’li emekçileri kapsayamadığını gözler önüne seriyor.

KONFEDERALİST ANITLARI YIKILIYOR

Liberal paradigmanın dışına çıkan ve ırkçı-faşist kitle hareketine karşı ayaklanan ABD’li yurttaşların eylemlerinde dikkat çeken bir nokta ise, söylemin ötesine geçerek Konfederalist anıtları yıkmaya başlamak.

Türkiye’deki Yeni Osmanlıcı söylem, yahut Türkiye sağının Osmanlı’ya öykünmesi gibi ABD’li neo-naziler de tarihsel olarak ABD’nin anti-komünist zamanlarına ve Konfederalist söylemlerine öykünüyorlar. Irkçılık karşıtı yurttaşların söylemi ise, yukarıda Charlottesville’de çekilen görselde görüldüğü üzere, “[Bundan] daha iyisini yapabiliriz” oluyor.

Irkçılık karşıtı protestoların yükseldiği başka bir kent olan Kuzey Carolina eyaletinde bulunan Durham’da ise halk, Konfederalist Asker anıtını kitlesel bir eylem düzenleyerek yıktı. Eylem sonrasında çok sayıda gözaltı olmasına rağmen, yurttaşların kararlı oldukları ve ırkçı harekete karşı çekimser davranmadıkları her karede gözlere çarpıyor.

Durham’da ayrıca başka bir Konfederalist anıtın yıkılacağı üzerine ırkçıların protesto düzenleyeceği söylentisi bile, binlerce yurttaşı sokağa dökmüş ve ırkçılık karşıtı eylemler başlamıştı.

HEATHER HEYER’IN ANNESİ: KIZIMIN MİRASININ YAYILMASINI İSTİYORUM

Charlottesville’deki anti-faşist örgütlerin düzenlediği karşı protestolara ırkçılık yanlısı James Fields Jr.’ın arabalı saldırısının ardından 19 kişi yaralanmış, 32 yaşındaki ırkçılık karşıtı aktivist Heather Heyer, yaşamını yitirmişti.

Olayın ardından konuşan Heather Heyer’ın annesi Mark Heyer, bu saldırıya ilişkin “Kızımı susturmak için öldürmeye çalıştılar. Ama bilin bakalım ne oldu? Onu sadece güçlendirdiniz.” dedi.

Kızının eşitlik istediği ve nefretin yok edilmesi için çabaladığını belirten Mark Heyer, “Bunun yayılmasını istiyorum, ölmesini istemiyorum. Bu, Heather’ın mirasının yalnıza başlangıcı.” diyerek, protestoların yaygınlık kazanmasının gerektiğinin altını çizdi.

Dün katıldığı bir programda Mark Heyer, Trump’ı affetmeyeceğini belirtti.

TRUMP’TAN 'MARJİNALLER' ÇIKIŞI

ABD Başkanı Donald Trump, ilk günlerde yaptığı açıklamalarda, Virginia’daki ölümleri ve silahlı yürüyüşleri göz ardı ederek, karşı protestoları örgütleyenleri “alt-left”, yani aşina olduğumuz tabiriyle, “marjinaller” olarak tanımlayarak suçladı.

“Alt-right” olarak adlandırılan sağcı ve neo-nazi örgütlerin şiddet yanlısı ve nefret içerikli protestolarından dikkatleri başka yöne çekmeye çalışan Trump, bariz bir şekilde “solun hiç mi suçu yok?” diyerek sağcıların yükselttiği şiddeti eleştirmekten vazgeçti.

Trump, sonraki demeçlerinde, gelen tepkiler üzerine sağcılar için de eleştiride bulunsa da ırkçılık karşıtı protestocular için olan söylemlerini geri çekmedi.

Trump’ın söz söyleyemediğisağcıların Charlottesville’de Özgürlük Parkı’nda yaptığı yürüyüşten bir kare:

SOSYALİST HAREKET GÜÇLENİYOR

Çelişkilerin yükseldiği ve kapitalistlerin halka bir çözüm öneremediği ABD’de, sağcılık yükseliyor ancak karşıtını da yaratıyor. Sosyalizm ve Özgürlük Partisi’nden (PSL) görüşünü aldığımız Walter Smoralek, sosyalistlerin örgütlülüğünün son yıllara göre çok ciddi şekilde yükseldiğini belirtti.

Smoralek, faşist hareketlerin ülke içinde yükselişe geçtiği gibi sol örgütlenmelerin de kitle içerisinde kök salmaya başladığını aktardı.

Son on yılların en ciddi örgütlenme ivmesiyle karşılaştıklarını belirten Smoralek, PSL’nin büyüdüğünü ve kitle hareketi içerisinde kitlesel sosyal demokrat örgütlenmelerin ortaya çıktığını belirtti.

DEMOKRATLAR SAĞCILIK İÇİN BİR ÇÖZÜM DEĞİL

Kitle hareketinin aynı zamanda ABD’nin emperyalizm yanlısı Demokratlar ve onun yörüngesindeki örgütler tarafından ele geçirilmeye, kapsanmaya çalıştığını belirten Smoralek, bunun gerçekleşmesi halinde faşist hareketlerin güçsüzleşeceğini değil, aksine, büyüyebileceğini aktardı. “Aşırı sağcılık” olarak da tanımlanan hareketlerin, ana akım siyasetten beslendiğini aktaran PSL sözcüsü, faşist ve ırkçı hareketleri güçsüzleştirebilecek tek alternatifin ana akımın dışına çıkabilen, radikal, sosyalist bir örgütlenme olabileceğinin altını çizdi.

PSL’nin de içerisinde yer aldığı Halkın Direniş Kongresi (People’s Congress of Resistance), tam da bu misyona denk düşüyor. Anti-emperyalizmin ve düzen karşıtlığının merkezine çakıldığı bu girişim, ABD’li emekçileri ana akım siyasetin kıskacından kurtarmaya ve başka bir ABD’nin mümkün olduğunu göstermek için yola koyulmuş durumda.

NFL PROTESTOLARI SOLUN POPÜLERLEŞTİĞİNİN GÖSTERGESİ

ABD’nin Ulusal Futbol Ligi’nde (NFL) siyahi oyuncuların ırkçılığa karşı protesto etmek için geçen sene Colin Kaepernick tarafından başlatılan, son günlerde gerçekleşen olaylarla birlikte devam etmeyi ve destek bulmayı sürdürüyor.

Beyaz oyuncuların da katıldığı ve destek verdiği protestolar, ülkede gerçekleşen krizin başka bir yansıması.

Smoralek, bu protesto biçiminin yaygınlaşmasının, ABD’de solun popülerleştiğinin ve yaygınlaştığının bir kanıtı olduğunu belirtti. Protestoları başlatan ve bu sebeple kendisini kabul eden bir takım bulamayan Amerikan futbolu oyuncusu Kaepernick’in yaptığı radikal eylemlerin ve söylemlerinin ülkede solun popülerleşmesiyle paralel olduğunu belirten Smoralek, bunun yükselen faşist ve sağcı düşünce karşısında paralellik gösterdiğini belirtti.

ABD’DE SOLUN ŞANSI YÜKSEK

Trump’ın başa gelişinden beri gerek dış gerekse iç politikada bir çözümsüzlük yaşayan ABD egemenlerinin çıkışının kolay olmayacağı açık.

Irkçılık karşıtı ve anti faşist hareketlerin, ana akım liberal sol ideoloji tarafından kapsanamadığı ortada. ABD’de büyük kısmını göçmen ve siyahi yurttaşların oluşturduğu yoksul ve emekçilerin katıldığı protestoların ülke içindeki sol hareket için bir dönüm noktası olduğunu belirtmek gerekiyor.


[1] Benzetme, Haluk Gerger’in Canavarın Ağzında: ABD Komünist Partisi Tarihi, 1919-1959 kitabının isminden alınmıştır.