ABD tökezledikçe saldırganlaşıyor

Beyaz Saray'ın gece yarısı açıklamasıyla işaretini verdiği Suriye'ye yönelik yeni saldırganlık dalgası, ABD yönetiminin 'IŞİD'le mücadele' adı altında Suriye'nin doğusunu, Şam yönetiminin kontrolünden çıkarma planlarının tökezlemesinin ardından geldi. Hedefte ise bir kez daha ABD'nin nihai hedefi olan Deyrezzor'a ilerleyen Suriye ordusuna hava desteği veren…

Ali Örnek

ABD yönetimi gece yarısı ani bir açıklama yaparak, Şam yönetiminin 'yeni bir kimyasal silah saldırısı hazırlığında olduğunu' iddia etti.

Beyaz Saray tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Masum çocuklar dahil, kitlesel sivil ölümleri yaşanabilir” gibi kehanete varan ifadelere yer verilirken, “Kimyasal silahlarla yeni bir toplu kıyım düzenlenirse, Esad ve ordusu ağır bir bedel ödeyecek” denildi.

Kişesel Twitter hesabı üzerinden açıklamalarda bulunan ABD'nin BM Büyükelçisi Nikki Haley ise Beyaz Saray açıklamasından bir adım ileriye giderek, saldırıdan sadece Esad'ın değil, ona destek veren İran ve Rusya'nın da sorumlu tutulacağını kaydetti.

YİNE ŞAYRAT

Ancak bu ani açıklama, ABD yönetimi için bile sürpriz oldu. Buzzfeed'e konuşan beş Pentagon yetkilisi, açıklamayla ilgili bihaber olduklarını belirtirken, “IŞİD'le mücadele” operasyonlarına komuta eden Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndan (CENTCOM) başka bir yetkili, açıklamanın kaynağıyla ilgili hiçbir fikrinin olmadığını söyledi.

Ancak Pentagon akşam saatlerinde, “Suriye ordusunun kimyasal silah saldırısı hazırlığının Şayrat Hava Üssünde devam ettiğini" iddia etti.

Hatırlanacağı üzere, ABD yönetimi 4 Nisan'da Suriye'nin İdlib kentine bağlı Han Şeyhun kasabasında Suriye ordusunun kimyasal silah kullandığını iddia ederek, 6 Nisan'da Rusya'nın uluslararası soruşturma çağrılarına rağmen Şayrat Hava Üssü'nü hedef almıştı. 

Ancak Şayrat Hava Üssü, Akdeniz'deki ABD gemilerinden ateşlenen 59 seyir füzesine rağmen işleyişine devam etti. Üs, Suriye ordusunun Rakka güneyi, Palmira doğusu ve Irak sınırı boyunca üç koldan IŞİD'in kuşatması altındaki Deyrezzor'a ulaşmak için başlattığı operasyonlara hava desteği sağlaması itibariyle kritik öneme sahip. 

STRATEJİSİZ PLAN

ABD'nin son tehdidi, Suriye'nin doğusunu IŞİD'le mücadele adı altında Şam yönetiminin kontrolünden çıkarmayı hedefleyen stratejisinin üç cephede tökezlemesinin ardından geldi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın selefi Barack Obama tarafından ilan edilen “IŞİD'i geriletme ve yok etme stratejisi” şimdilerde Washington yönetimi tarafından daha çok “İran'ın Akdeniz'e ulaşmasını engelleme” veya “Şii hilalini engelleme” adıyla duyuruluyor.

Obama'nın aksine Trump yönetimi, özellikle İran düşmanlığıyla bilinen Savunma Bakanı James Mattis'in çabalarıyla Suriye ordusunu hedef alma konusunda daha cüretkar davranıyor. Ancak ABD'nin planının en önemli eksiği, sahadaki vekillerinin Suriye ordusunun Deyrezzor'a ilerleyişini durdurmakta yetersiz kalması... Bu açığı ABD, Suriye ordusuna yönelik saldırganlığı artırarak kapatmaya çabalıyor.

BİRİNCİ TÖKEZLEME: TANF

Özel olarak, ABD'nin son açıklamasıyla birlikte sinyalini verdiği yeni saldırı, 'IŞİD'le mücadele' planının üç ayrı cephede çıkmaza girmesiyle sonuçlandı.

Birincisi, Suriye'nin Irak'a açılan kapısı Tanf'a konuşlanan ABD güçleri desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bağlantılı güçlerle IŞİD'in Irak sınırındaki kalesi El Bukemal'e ilerlemeyi planlıyordu. Bu güçler, IŞİD'le mücadele adı altında El Bukemal'e ilerledikçe Irak-Suriye sınırında fiili bir ABD bölgesi oluşacaktı.

Bu planın devamında, ABD, Suudi Arabistan'ın kontrolünde Irak'ın başkenti Bağdat ile Ürdün'ün başkenti Amman'a ulaşan bir bölge yaratacaktı. Ancak plan Irak'taki İran destekli milis gücü Haşd eş-Şaabi, Suriye ordusu ve Rusya tarafından boşa düşürüldü.

Suriye ordusu ve müttefikleri, ABD'nin biri 18 Mayıs, diğeri 6 Haziran'da kendilerine düzenlediği saldırılara rağmen, Tanf'ın yaklaşık 50 kilometre doğusundan Irak sınırına ulaştı. Eş zamanlı olarak Irak'taki Haşd eş-Şaabi güçleri de Tanf'ın karşısındaki El Velid geçişini IŞİD'den aldı. ABD destekli güç, Suriye sınırları içinde izole edildi ve El Bukemal'e ulaşmaları engellendi.

ABD bu gelişmenin ardından, 300 km mesafeli çoklu roket sistemi HIMARS'ları Tanf'a kaydırdıysa da, Rus ordusunun bölgede bir üs kurduğu, Suriye yönetimi yanlısı Al Masdar News tarafından duyuruldu. Bu iddia, ABD Savunma Bakanı Mattis tarafından da doğrulandı.

Daha sonra CENTCOM'un Bağdat'taki gücünden Binbaşı Ryan Dillon, Suriye ordusu ve müttefiklerinin Ebu Kemal'e ulaşmasından memnuniyet duyacaklarını ve amaçlarının 'toprak gaspı olmadığını' söyledi.

Bu açıklama ABD'nin güneyde havlu attığı şeklinde değerlendirilse de henüz bu yorumlar için erken. Nitekim Dillon'un bu açıklamasının hemen ardından, ABD destekli güçler, Suriye ordusunun kuşatmasını kırmak için “Bu topraklar bizim” sloganıyla Şam güneyinde büyük bir saldırı başlattı. Ancak saldırı, Suriye ordusu tarafından kısa sürede püskürtüldü. 

İKİNCİ TÖKEZLEME: RAKKA VE RUSEFA HATTI

ABD'nin ikinci tökezlemesi ise SDG'nin Rakka operasyonunda yaşandı. SDG güçleri kent merkezinde IŞİD'e karşı hızlı bir ilerleme kaydetse de, ABD'nin buradaki hedeflerinden biri SDG'nin Fırat Nehri'nin batısına sarkması ve Deyrezzor'a Rakka güneyinden ilerleyen Suriye ordusu birliklerinin önünü kesmekti.

Ancak Suriye ordusu burada stratejik Rusefa kavşağına ulaşarak, engelleme girişimini boşa düşürdüğü gibi, Rakka güneyindeki IŞİD'in elinde bulunan değerli petrol sahalarına da SDG'den önce ulaştı. Üstelik ABD 18 Haziran'da burada Suriye ordusuna ait bir MİG-22 uçağını “SDG pozisyonlarına saldırdığı” gerekçesiyle düşürdüğü halde.

Saldırıda düşen MİG-22 Şayrat Üssü'nden havalanmıştı ve Suriye kaynaklarına göre, düşürülmeden önce Rusefa'daki IŞİD hedeflerine hava saldırısı düzenliyordu.

Suriye uçağını düşüren ABD donanmasına ait F-18 Savaş uçağı ise şu anda Doğu Akdeniz'de, Suriye karasularının hemen dışında konuşlu bulunan George H. W. Bush uçak gemisinden havalanmıştı.

Bu uçak gemisine refakat eden dört savaş gemisinde, Şayrat Üssü'ne 6 Nisan'da yapılan saldırıda kullanılan seyir füzeleri bulunuyor. CBS News'e göre, Pentagon yetkilileri Şayrat Üssü'nde hazırlığı devam eden kimyasal silah saldırısının ülkenin doğusunda düzenleneceğini düşünüyor. 

ÜÇÜNCÜ TÖKEZLEME: KUNEYTRA

Üçüncü tökezleme ise ABD'nin doğrudan dahil olmadığı ancak “Şii hilalini engelleme” planının Suudi Arabistan ile birlikte en büyük destekçisi İsrail'in desteklediği Kuneytra cephesinde yaşandı.

Cuma gününden bu yana, El Kaide'nin Suriye kolu Heyet Tahrir'uş Şam'ın da aralarında yer aldığı cihatçı koalisyon, İsrail-Suriye sınırındaki Kuneytra'da ilerlemeye çalışıyordu.

İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'ne bakan Tell Ahmar ve Suriye ordusunun bölgedeki en önemli pozisyonu olan Baas Şehri'ni hedef alan geniş ölçekli saldırı, İsrail uçaklarının aktif desteğini aldı.

İsrail yönetimi Suriye ordusuna yönelik saldırılarına “Golan'a düşen roket ve havan toplarını” gerekçe gösterse de Golan'daki BM Barış Gücü, son cihatçı taarruzu öncesi 'isyancı güçlerle İsrail arasında görüşme trafiğinin hızlandığını ve bunun bölgede askeri gerilimin tırmanmasıyla sonuçlanabileceğini” bildirmişti.

Ancak yine de Suriye ordusu ve müttefikleri, cihatçı koalisyonun taarruzunu kırdı.

TRUMP'IN BİR STRATEJİSİ VAR MI?

ABD'nin saldırganlığı tırmandırarak, Suriye ordusunun Deyr ez-Zor'a ilerleyişini engelleme çabalarının sonuç verip vermeyeceği ise muallak. Nitekim bir süredir Obama döneminin eski yetkilileri, bazı uzmanlar ve gazeteciler, Trump'ın İran'la hesaplaşmayı önceleyen planlarının stratejiden yoksun olduğunu belirtiyor.

Sahada güç dengesinin ABD'nin lehine olmadığını vurgulayan bu çevreler, Washington yönetiminin planının stratejiye sahip olmadığını ve Suriye ordusuna yönelik her saldırganlığın, Şam yönetiminin müttefiklerinden daha fazla destek almasıyla sonuçlandığını belirtiyorlar.

Bu koroya son olarak ABD'nin eski Şam Büyükelçisi ve Suriye savaşının mimarı Robert Ford katılmıştı. Şark'ül Evsat'a konuşan Ford, ABD'nin İran'ı püskürtemeyeceğini ve savaşın kaybedildiğini kaydedederken, “Suriyeli Kürtler ABD'ye güvenmenin bedelini ödeyecek” diye uyarıda bulunmuştu.

Bu çevreler, ABD'nin Suriye'deki stratejisizliğinin Türkiye ile gereksiz bir gerilim yarattığını da vurguluyor ancak şu ana kadar Rakka operasyonu için İncirlik Üssü'nün kullanılmasına ve operasyonda ihtiyaç duyulan silah ve mühimmatın sevkiyatının Türkiye'den yapılmasına izin veren Ankara, “Bekle ve gör” politikasına çekilmiş durumda.

Trump'ın planındaki en önemli eksiklik ise sahada, Suriye ordusunu durdurabilecek vekillere sahip olmaması. Bu açıdan en iddialı özne olan YPG gücünü Rakka operasyonu için seferber etmiş durumda.

Ancak yine de Rakka kuşatılmışken, SDG Deyrezzor'a bu kez kentin kuzeyinden bir hamle yapabilir. Nitekim, Rakka'nın güneyinde bulunan Suriye ordusu, Deyrezzor'a 100 kilometre mesafedeyken, SDG'nin son kontrol bölgesi Deyrezzor'un 50 kilometre kuzeyinde yer alıyor.

HMEYİM CEVABI

ABD'nin son saldırganlık sinyalinden önce, Suriye cephesinde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Beyaz Saray açıklamasının hemen ardından, Rus basını aynı gün gerçekleşen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Lazkiye'deki Rus üssünde, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov ile çekilen fotoğraflarını yayınladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü Dimitri Peskov da ABD'nin tehditlerini kabul edilemez bulduklarını açıkladı. Sabah saatlerinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD'li mevkidaşı Rex Tillerson arasındaki telefon görüşmesi yapmış, Rusya Dışişleri Bakanlığı, görüşmede Lavrov'un “Terörizmle mücadele eden Suriye ordusunu provoke etmekten kaçının” dediğini aktarmıştı.

ABD'nin Suriye ordusuna ait uçağı düşürmesinin ardından, Moskova yönetimi, bugün Esad'ın ziyaret ettiği üsde konuşlu S-400 hava savunma sisteminin Fırat Nehri'nin batısına geçmeye çalışan ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarına kilitleneceği duyurulmuştu.

Moskova yönetimi ayrıca ABD ve Rus uçakları arasında meydana gelebilecek kazaları önlemek için varılan uçuş güvenliği anlaşmasını da askıya aldı. Rusya'nın ABD'nin olası bir saldırısına doğrudan cevap vermesi beklenmezken, bu saldırganlık dalgasının Tahran ve Moskova'nın Şam'a daha fazla askeri yardımda bulunmasını sağlaması kaçınılmaz.