ABD, Suudilerin ve Katar'ın El Kaide'yi desteklemesine göz yumuyor

Suudi kraliyetinden bir kaynak, Katar ve Suudi Arabistan'ın Nusra Cephesi'ni finanse ettiğini kabul derken, örgütün kaynaklarının yüzde 40'ının iki ülkeden geldiği ileri sürüldü. ABD ise, Suriye'deki El Kaide desteğine sessiz.

Dış Haberler

Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin desteklediği, El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi ve yine El Kaide bağlantılı Ahrar'uş Şam'ın domine ettiği "Fetih Ordusu" hakkında yeni bilgiler ortaya çıkıyor.

Middle East Eye'dan (MEE) Gareth Porter'ın haberine göre, ABD Başkanı Barack Obama, geçen hafta Camp David'de Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİT) üyelerini bir araya getirerek, İran ile nükleer müzakereler konusunda Körfez'i ikna etmeye çalıştı.

Ancak Porter'a göre, Obama, Katar ve Suudi Arabistan'la, Suriye'de El Kaide'ye verdikleri destek nedeniyle de karşı karşıya gelmemeye çalıştı.

FETİH ORDUSU=NUSRA+AHRAR
Suudi kraliyet ailesinden bir kaynağa göre, Fetih Ordusu İdlib için oluşturulmuş "geçici" bir koalisyon ve militanlarının yüzde 90'ını Nusra Cephesi ve Ahrar'uş Şam'lılar oluşturuyor.

Kaynağa göre, örgütün finans kaynaklarının yüzde 40'ı Suudi Arabistan ve Katar'dan. Kalan yüzde 60 ise, çoğunlukla ele geçiren bölgelerden gelenler.

Haberde, Ahrar'uş Şam'ın da El Kaide tarafından kontrol edilmese bile, El Kaide ile bağlantılı olduğuna dikkat çekiliyor. Örgütün kurucularından ve önemli figürlerinden Muhammed Bahaiye'nin (Halid es-Suri) El Kaide ile olan bağlantısı hatırlatılıyor.

ABD TEMKİNLİ
ABD yönetiminin daha önce Suriye'de El Kaide'ye besleyen bölge ülkelerine sert çıktığını hatırlatan Porter, buna rağmen ABD'nin şu andaki temel gündeminin İran'la nükleer anlaşmaya yönelik iç ve dış tehditleri bertaraf etmek olduğunu ileri sürüyor.

CIA'e yakın olduğu bilinen Washington Post yazarı David Ignatius, 12 Mayıs'ta yazdığı bir köşe yazısında, Suudi-Katar ikilisinin Suriye'de El Kaide'ye verdiği desteğin "zor bir sorun" oluşturduğunu, ancak bu sorunun "yönetilebilir" olduğunu savundu.

Ignatius'a göre, sorunun "yönetilebilir" olmasının sebebi, Nusra Cephesi'nin önümüzdeki günlerde resmi olarak El Kaide'den koptuğunu ve Fetih Ordusu'na katıldığını açıklayacak olması.

SURİYE VE İRAN PAZARLIĞI
Camp David'de de, Körfez ülkeleri ile ABD'nin bir pazarlık yaptığı öne sürülüyor. Bu pazarlığın bir tarafında, ABD, Körfez'den gelen "İran'ın bölgesel müdahalesine karşı mücadele" talebini kabul ederken; Körfez de İran'la nükleer müzakerelere yönelik resmi bir onay vermiş oldu.

MEE yazarına göre, Obama zirvede Katar ve Suudi Arabistan'ın Nusra Cephesi'ni desteklemeye devam etmesini de kabul etti. Ignatius'a göre, zirvenin sonunda yayımlanan bildirideki IŞİD ve Nusra karşıtlığına rağmen, Obama yönetimi El Kaide'nin Körfez finansörlerine yalnızca "vekillerinize sahip çıkın" dedi.

Obama yönetiminin niyetinin, Esad sonrası Suriye'de kontrolün IŞİD ya da Nusra'da olmaması için çaba göstermek olduğu da vurgulandı.

Suudi kraliyetindeki kaynak, Riyad'ın Nusra'yı desteklediğini, çünkü başka seçenek olmadığını ileri sürdü. Suudilerin daha önce Özgür Suriye Ordusu'na yardım ettiğini söyleyen kaynak, ancak bu projenin "zavallı bir şekilde çöktüğünü" vurguladı.